T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 13 ARALIK 2005 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  Hayat
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

İbrahim KARAGÜL

CIA Başkanı, işkence ve sansür!

FBI Başkanı'nın ziyaretinin hemen ardından Ankara'ya gelen CIA Başkanı Porter Goss'un gündemi sır gibi saklanıyor. Irak'taki direniş, PKK ve terörle mücadele gibi genel başlıkların ötesinde ziyaretle ilgili her hangi bir detay kamuoyunun bilgisine ulaşmış değil. Hep gizli kalacak da değil. Çok yakında, bu görüşmelerin detayları da ortaya dökülecek.

11 Eylül'den sonra bir çok ülkede olduğu gibi Ankara'da da büro açan ABD iç güvenliğinden sorumlu FBI'ın Başkanı Robert Muller'in, Ankara'dan önce Kuzey Irak'ta olması, CIA Başkanı'nın gündeminde de Irak olduğuna dair karine teşkil ediyor.

Ancak bazılarının iddia ettiği gibi PKK'ya karşı operasyon ihtimali hiç de gerçekçi değil. ABD, PKK'nın tasfiye edilmesine yönelik süreç başlatamaz, başlatmaz. Çünkü Kürt meselesinin bölgesel çözümünü PKK ile birlikte düşünüyor ve bu doğrultuda bir çözüm planı için ikna süreci yürütüyor. Türkiye'nin son dönemde Barzani ve Talabani ile görüşmeleriyle ortaya çıkan yeni süreçle CIA Başkanı'nın ziyareti arasında doğrudan bağlantı olduğu da ortada. Türkiye-ABD ve Kürt temsilciler arasındaki trafikte operasyon ya da askeri seçenek yer almıyor. Trafik; Türkiye'nin hem Irak'taki güvenlik sorununa katılım hem de Kürt meselesine bakışında köklü dönüşümü içeriyor.

İkinci konu Suriye. ABD ve müttefiklerinin Şam yönetimini dağıtma, ülkeyi kontrol altına almaya yönelik kampanyası, Refik Hariri suikastiyle bir noktaya getirildi. Ancak Hariri soruşturmasına yönelik BM raporunun dayandığı dayanakların sahte çıkması, Hariri kozunu zayıflattı. Tam bu sırada Lübnan'da Suriye karşıtı bir milletvekili daha öldürüldü. Suriye'yi köşeye sıkıştırmanın öncelikli hedefi Irak'ta işbirliğine zorlamaktı. Bu konuda Şam ile ABD, İngiltere ve Fransa arasında işbirliği süreci başladığına dair iddialar var. Suriye'nin Irak'ta tam bir işbirliğine gideceği, ABD'nin operasyonlar kapsamında Suriye topraklarına 20 kilometre girebileceği belirtiliyor. İddia, ABD'nin Türkiye ve İran'la Irak'ta birlikte çalışma hevesliliği, buna bağlı olarak İran-Türkiye ve Türkiye-Iraklı gruplar arasında görüşmelerin arttığı bir dönemde ortaya atıldı. Bölge ülkelerini Irak'ta ABD'nin yanına çekmeye yönelik süreci yönetenlerle Hariri ile başlayan Lübnan'daki suikastleri yönetenlerin farklı yollar izlediği de böylece ortaya çıkıyor.

Goss'un gündemindeki bir diğer konunun CIA uçakları olduğu belirtiliyor. İşkence uçuşları ve gizli cezaevleri konusunu ABD'de ve Avrupa'da gündeme taşıyanlar, nisbi bir başarı elde etti. Ancak Condoleezza Rice'ın ziyaretiyle Avrupa dosyayı kapattı. Cuma günü, bunu yapmak zorunda olduklarını çünkü bu suçların altında imzaları olduğunu yazmıştım. Dün, bir ABD gazetesi, ABD ile AB üyeleri arasında 22 Ocak 2003'te Atina'da anlaşma yapıldığını yazdı.

Anlaşma, terörle mücadelede işbirliği için yapıldı. ABD'nin bir çok ülkeyle böyle anlaşmaları var. Türkiye ile yok mu? Buna rağmen Almanya eski İçişleri Bakanı Otto Shilly ve şimdiki Dışişleri Bakanı yoğun baskı altında. Bir çok ülke yöneticisi, olayı örtbas etmek, kendilerini kurtarmak için yol arıyor, itiraflarda bulunuyor. Türkiye sadece yalanlamakla meşgul. Oysa bilgiler bir çoklarının elinde dolaşıyor ve bir gün açıklanacak.

31 mart 2002'de Spar 2 uçuş plakalı Learjet uçağının İzlanda (Keflavik)-Fransa (Brest-Guipavas)-İtalya (Roma)dan hareketle İstanbul'a gelmesi gibi, kaç uçağın daha Türkiye'ye geldiği, Güney'deki bazı ülkelerden Türkiye'ye uçuş yapılıp yapılmadığı merak konusu.

Yemen'den alınıp üç, üç buçuk saatlik uçuştan sonra Arapça bilmeyen, kötü bir İngilizce konuşan, Avrupalı ya da Afgan olmayan kişiler tarafından sorgulananlar konuşuyor. Bu kişiler nerede sorgulandı? Türkiye'de mi?

CIA Başkanı bu bilgileri sansürlemek için mi geldi? Ya da daha fazla işbirliği için mi?

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi