AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Dağdakiler sorunu

Cezaevinden çıkan adamın topluma uyum sorunu vardır. Askerden dönenin uyum sorunu vardır.

Uzun bir tatilden işe dönenin bile uyum sorunu vardır.

Bosna savaşına katılan ve bir ayağını kaybeden genç, "Zaman zaman elim kaşınıyor" demişti... Eli silahı arıyordu ona göre...

Amerikan askerlerinin yakalandığı Vietnam sendromu biliniyor.

Bizim Doğu - Güneydoğu'da, ateş hattında askerlik yapan gençlerimizden bir kısmı da sivil hayata uyum için rehabilitasyon programlarından geçiyorlar.

Evet, kolay değil, savaş hattından normal hayata geçmek...

Doğu - Güneydoğu deyince bir "Dağdakiler sorunu" bulunduğunu herkes biliyor.

30 bini aşkın insan dağda can vermiş.

Dağ bir cehennem.

Dağda ölüm var: Öleceksin, öldüreceksin. Şartlar ona göre kurgulanmış.

Dağda korku, kuşku, yılgınlık, cesaret, hile, kan, pusu, ihanet, dava, arkadaş katli, yavşaklık, lidere yağcılık, liderin lüksüne, adaletsizliğine, gaddarlığına tahammül, bir kere oraya gitmiş olma tedirginliği, her şeye rağmen ayrılamamak.... var oğlu var...

Bütün bu duygu anaforu içinde yıllarca yaşayan insanda, "normal insan"dan bambaşka bir kişilik oluşacağı kesin.

"Bunlar dağdan insin..."

"Bunlar siyaset yapsın"

Nasıl olur bu?

Şöyle bir soru sorayım:

-Abdullah Öcalan hapisten çıkarılsa da sivil siyasete soyunsaydı kendisini hangi psikoloji içinde hissederdi?

Kimbilir, belki bir ihtilal lideri gibi hissederdi kendisini, belki Evren gibi...

Üniformayı çıkarıp siyasete katılan askerlerde emir - komuta halet-i ruhiyesi içinde bir gerilim hissediliyor. "Emret komutanım" diyen insanlar yerine her düşüncenizi tartışılabilir bulan insanlarla karşı karşıyasınız.

Abdullah Öcalan bundan sonra sivil siyasete tahammül edebilir mi?

Hikmet Fidan öldürüldü. Niye? İtiraz ettiği için. Sivil siyasetin hepsi itirazlarla dolu.

"Evren gibi olmak isterdi" dedim. Evren, o günkü şartlarda bütün siyaset şartlarını kendisi ve ekibi için kurguladı, olmadığı zaman da askeri gücü devreye soktu... Parti kapattı, parti kurdurdu, seçimleri manipüle etmek istedi.

Bugünkü şartlarda Evren gibi siyaset yapma imkanı var mı?

Abdullah Öcalan siyasete girse, belki de ilk MKYK'da ilk itiraz edip isyankar sayılacaklardan birisi Leyla Zana ya da Osman Baydemir olacaktır. Kimbilir belki de onlar "dağdakiler"in, sivil siyaset üzerindeki baskılarından kurtulmak için "Herkese siyaset yolu açılsın" diyorlardır. Bunu, daha önceki görüşmelerimde de gözlemiştim Belediye Başkanlarında... Onun için ısrarla "Kürt eksenli siyasette de askeri gücün siyaset üzerindeki etkisinin giderilmesi anlamına Kopenhag Kriterleri"ne ihtiyaç var" diye yazmıştım.

Gerçekte, "Dağdakilerin silahı bırakıp şehre inmesi" en zor işlerden biri.

Yani onların "Hadi gelin, şehir sizi bekliyor" türünden bir çağrıyla şehre indirilmesi, bizzat kendi aileleri için bile bir yığın sorun demek. Demek istiyorum ki, "Dağdakiler" dağ şartları gereği kendi aileleri ile bile farklılaştılar. Örgüt içindeki adamın karısı ile bile ilişkileri özelliklidir. Annesi, babası ile hakeza...

Silahı bırakıp, dağdan inecekler, şehirde sudan çıkmış balığa dönecekler...

Ondan sonra gelsin farklı bir kaos ortamı.

Bir çare düşünmek lazım.

Belki devlet öncülüğünde ama, aileleri de, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarını da, hatta siyasetçileri de işin içine katarak...

Belki geniş bir rehabilitasyon ortamı hazırlamak lazım. Bunun için önce onların tedaviyi kabul eder hale gelmeleri lazım.

Bunları şu an, belki bölgede siyaset yapanların anlamaları zor. Onlar, hala "zafer" peşinde... Ve "zafer"in "dağdakilerin kahramanlığı" ile gerçekleşeceği hesabındalar. Oysa bu iş çıkmaz. Deniz bitti. Gençlerin kanı üzerinden siyaset, bu ülkeye bir şey kazandırmıyor.

Bir rehabilitasyon ortamı...

Şefkatle yola çıkılmalı...

Niyet kesinlikle kazanmak olmalı.

12 Eylül'ün her hapishanede her sabah "İstiklal Marşı" okutma seremonilerini tekrar ederek, yani genç adamların damarına basarak değil...

Şehit Anneleri Derneği Başkanı'nın "Bu memleketin her çocuğu bizim" yaklaşımı çok büyük bir yüreğin sesi.

Sağlıklı bir rehabilitasyon ortamı için, sür'atle hazırlıklar yapılmalı. Psikologlar, psikiyatristler, bölgenin sözü dinlenir - çoktandır dışlanmış- alimleri, din büyükleri vs... işin içinde yer almalı.

"Dağdan insin, siyaset yapsınlar!"

Neyle, keleşle mi?

Bu en ucuzu, en çıkarcı olanı, en büyük sorun üretici olanı...

Dağdakiler silahı bırakmalı.

Öcalan, çocukların canı ile oynamaktan vazgeçmeli.

Ve devlet, hükümet, sağlıklı, şefkat öncelikli bir rehabilitasyon için kolları sıvamalı...


13 Ağustos 2005
Cumartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED