AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Ne haliniz
varsa görün...
Sapıklara, ağzı bozuk akademisyenlere, kendisini dünyanın en akıllı yaratığı zanneden kifayetsizlere, hayatı siyah ve beyazdan ibaret olanlara, skalada başka renk tanımayanlara, tüm fikri sabitlere... Hadi dediğiniz gibi olsun, "Şu Çılgın Türkler" dünyanın en büyük romanıdır. Doğu Perinçek en başarılı siyasetçimiz, Mine G. Kırıkkanat da en zeki, en çalışkan, en çevik yazarımızdır. Oldu mu? Hem, rahatsız oluyorsanız okumayın kardeşim. Fikrinize, çapınıza, nezahatinize uygun başka yazarlar var. Mesela, "Türkiye'nin geleceği yalnızca hukuktan mı ibarettir?" diye soran tüccar-gazeteciyi okuyun, amiral gemisinin şair-entelektüel-külhan yazarını okuyun, Türk insanını "kıllı, kalın bacaklı, uzun kollu yaratıklar" olarak resmeden Fransız hemşireyi okuyun. Hem, artık esprili şeyler yazıyorlar. Amiral gemisinin şair-entelektüel-külhan yazarı mesela, güldürüyor, irkiltiyor, zıplatıyor. Elinde testere, Cem Yılmaz kılığında poz veren tüccar-gazetecinin de belirttiği gibi, "zekice buluşları var." Dili de çok zengin. Geçenlerde birilerine "leş kargaları" diye çıkışıyordu. Bu satırların yazarına da "akılsız", "kuş beyinli" filan demişti. Argo ihtiyacına da cevap veriyor. Daha ne! Bana da, mümkünse, mail göndermeyin. (Sözüm sapıklara.) Zaten okumuyorum. Birçoğunuzu "yasaklılar" listesine aldım; gelen mailler doğruca çöp kutusuna gidiyor. Görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum. Dolayısıyla etkilenmiyorum. Yeni mail hesabı açıp aradan sıyrılan üç-beş uyanık var ama onları bekleyen akıbet de farklı değil; yasaklılar listesine her gün yeni isimler ekleniyor çünkü. Bugünkü rakam 14. Kaldı ki, küfür de edebilirsiniz. Kimseyi mahkemeye vermiyorum. Şair-entelektüel-külhan yazarı da mahkemeye vermedim. Sadece blöf yapıp korkuttum. Fakat, birazcık da kafanızı kullanın yahu. Dünya, sizin tasavvurunuzdaki dünya değil. Monolitik hiç değil. Farklı renkler, farklı görüşler, farklı yaşam biçimleri var. Katılmasak da, her görüş saygındır, her insan (öncelikle "insan" olması hasebiyle) saygıya değerdir. Hem baskıyla, cebir kullanarak, küfrederek insanların düşüncesini değiştiremezsiniz. Siz siyahı seviyorsunuzdur, o beyazdan hoşlanıyordur. Kimileri de ara renkleri tercih ediyordur. Kimi Fenerbahçe'yi tutar. Kimi Beşiktaş'ı... Kimine göre Sultan Vahdettin haindir, kimine göre yaşlı zavallı bir ihtiyar. Kimi arabesk dinler, kimi klasik batı müziği. Kimi mangalda et yeller, kimi balık. Kimi donla denize girer, kimi mayoyla. Kimi Turgut Özakman'ı "ulusalcıların idolü" olarak görür, kimi romancı bile saymaz. Bunlara alışın. Bir de n'olursunuz, "yüksek zeka" vehmettiğiniz esprili göndermelerle yazarı köşeye sıkıştırmayın, gülünç oluyorsunuz. Kadrolu sapığım olan ağzı bozuk akademisyen (ona torpil geçtim, yasaklılar listesine almadım), her yazıma esprili karşılıklar gönderiyor. İşin dehşet verici tarafı şu: Benim anlatmak istediklerimle, onun anladıkları genellikle farklı. Bir tek yazımı doğru anlasa "Bu iş tamamdır, Türkiye tekamül etti" deyip yazarlığı bırakacağım. Son söz olarak: Ben tatile çıkıyorum, ne haliniz varsa görün.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |