AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ |
||
Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Lütfen, bu kez terör değil, Türkiye kazansın
Nedense, bu ülke için atılan bütün olumlu girişimleri akamete uğratmayı, hatta "ihanet" gibi göstererek karalama kampanyaları başlatmayı pek seviyoruz. PKK'nın 'koşulsuz silah bırakması'nı ve buna karşılık demokratik çabaların derinleştirilmesini içeren 150 imzalı aydınlar bildirisi ile başlayan süreç, hepimizin içinde adeta bir "demokrasi baharı"nın rüzgarını estirdi. Kendiliğinden oluşan bu sivil inisiyatifin temsilcileri önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğanla buluştu ve Türkiye'nin geleceği için tarihi bir başlangıç yaptı. Ama gelin görün ki, bugüne kadar hep "gerginlik"ten beslenmiş, gerginlik üzerinden siyasi ve sosyal 'rant' sağlayarak varlığını sürdürebilmiş bazı kesimler, bu önemli girişimi ve tarihi buluşmayı da "mahkum" etmekte gecikmediler. Kimileri, inisiyatifte yer alanların ısrarla belirtmelerine rağmen, onları bir "arabulucu" gibi göstererek, kimileri de Başbakan Erdoğan'ın sivil ve demokratik girişimlere sıcak yaklaşımını sanki terör karşısında bir "zaafmış" gibi göstererek, son dönemde tırmanış gösteren terör üzerinden "rant" sağlamanın derdine düşmüş görünüyor. Doğrusu çok esef verici bir durum... Lütfen, kimse "ulusalcı", "Kızılelmacı" flamaların arkasına saklanarak "şehitler" üzerinden siyasi hesap yapmasın ve de kimse bize "vatanseverlik" ticareti yapmaya kalkmasın. Çünkü biz bu ülkeyi seviyoruz, Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkesiyle herkesi de 'kardeş' biliyoruz. Lütfen, sırf siyasi iktidarı yıpratmak ve elinizde bulundurduğunuz "gücü" korumak uğruna "Türk-Kürt kardeşliği"ne ve barışa kıymayın... Başbakan'ın ve aydınların neler söylediklerini hiçbir komplekse kapılmadan dikkatlice okuyun. Aydınlar özetle diyor ki; PKK koşulsuz silah bıraksın, şiddet dursun. Ve Türkiye demokratik açılımlarını daha da derinleştirsin. Bu sözlerin neresinde 'ihanet' var Allahaşkına... Bu ülkeyi seven herkes böyle düşünmez mi? Ve Başbakan Erdoğan da diyor ki: "Çözüm anayasal devlet ve demokratik cumhuriyet içinde olacak. Şu konuda da kararlıyız. Ne olursa olsun demokratikleşmeden geri adım atmayacağız..." "Türkiye'nin bir Kürt sorunu vardır. Bu sorunla yüzleşecek özgüvenimiz ve demokratik cesaretimiz de vardır. Ama bu sorunun teröre alet edilmesini asla kabul edemeyiz..." Bir Türkiye Başbakanı'nın böylesine açık, net, demokratik ve kararlı yaklaşımı karşısında eğer hâlâ birileri "başka niyetler" arıyorsa, bunu arayanların başka "gizli niyetleri" olduğuna inanmak zorunda kalırız. Ne yalan söyliyeyim, bu tür ard niyetli yaklaşımları görünce, "acaba bazı çevreler terörün yeniden tırmanışa geçmesinden fayda mı umuyorlar" diye içime bir kurt düşüyor. Düşüncesi bile insana acı veriyor ama, 'şehit cenazelerinin sayısı arttıkça birilerinin eli güçleniyor' fısıltılarını duymaktan kahroluyorum. 15 yıl bu ülkede, Doğulusu ile, Batılısı ile, Güneylisi ve Kuzeylisi ile büyük acılar yaşadık, aynı acıları yeniden yaşamak istemiyoruz. Avrupa Birliği karşıtlığı adına mı, siyasi ikbal adına mı, devlet içinde "güç" paylaşımı adına mı kim ne adına hareket ediyorsa, lütfen Türkiye'nin önünden çekilsinler. Lütfen, bu kez 'terör' değil, Türkiye kazansın...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |