T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Sağduyu ve barış umudu

Prusyalı savaş taktisyeni Von Clausewitz, "Savaş, politikanın başka yollarla devamıdır" demişti. Bu sözün doğruluğu her zamankinden daha fazla bugün anlaşılıyor. Bir yandan savaş hazırlıkları kesilmeksizin sürerken, bir yandan da diplomatik ataklar birbirini izliyor. 'D-günü' yaklaştıkça, saflar ve saflarda yer alanlar daha rahat görülebiliyor...

George W. Bush "Oyun bitti" iddiasında. Irak'a komşu ülkelerin 'işbirliği'ni yanına aldıktan sonra, ABD'nin dikkati, BM ve özellikle güvenlik konseyi üyesi ülkeler üzerinde yoğunlaşmış durumda. Bush'un dediği şu: Saddam Hüseyin sadece Amerika için değil, bütün dünya için de tehlikeli; Irak'a savaş kararı almazsa, BM'nin itibarı zora düşer... Hafta sonu Amerikan halkına yaptığı radyo konuşmasında, Bush şu cimleyi de sarf etti: "Sayıları hergün artan destekçi ülkelerle birlikte ABD, kendisini korumak için her türlü tedbiri alacak ve Irak rejimini silâhsızlandıracaktır..."

Washington'un oluşturmaya çalıştığı cephe içerisinde yer almaya yanaşmayan Almanya, Fransa, Rusya ve Çin üzerindeki dayatmalar da devam ediyor. Almanya'ya yönelik baskılar had safhada. 'Savaş lobisi'nin en önemli üyelerinden ABD savunma bakanı Donald Rumsfeld, önceki gün Münih'e kadar gidip bir konferansa katıldı ve orada yaptığı konuşmada, "Savaş kaçınılmaz, herkes safımızda yerini almalı" çağrısında bulundu. Onun konuştuğu saatlerde, bir Alman gazetesi, ABD'nin Almanya üzerinde uyguladığı ekonomik baskıların boyutlarını haberleştirmişti bile.

Almanya, Fransa, Rusya ve Çin de boş durmuyor. Özellikle BM güvenlik konseyinin veto hakkına sahip üyelerinden olan son üçü, Washington'la üst düzey telefon diplomasisini devam ettirerek, savaş lobisini geriletmeyi amaçlıyor... Dört büyüklerin arzusu, savaşın en son çıkış yolu olarak kullanılması; o yola başvurmadan önce, silâh denetçilerine Irak'ın silâhsızlanmasıyla sonuçlanacak görevlerinde daha fazla zaman tanınması...

Her ülkenin kendine özgü bir politik tavrı var. ABD ve İngiltere "Bir an önce savaş" görüşündeler ve bunu zorluyorlar... Almanya ve Fransa, yanlarına Rusya ve Çin'i de alarak, "Önce daha geniş denetleme, sonra savaş" demekteler... Türkiye, uzun bir süre muhalif safta yer aldıktan sonra, "Savaş kaçınılmaz" görüşüyle ABD ve İngiltere'ye yaklaştı; ancak çekincelerini bütünüyle geride bırakabilmiş değil... Başbakan Abdullah Gül, "Barışa hâlâ şans var" temennisini tekrarlamaktan vazgeçmiş değil.

Cepheler böyle oluşunca, bundan sonraki aşamada yaşanabilecekleri tahmin etmek kolaylaşıyor. Fransa, Rusya ve Çin, BM güvenlik konseyinden çıkan 1441 sayılı kararın gereği olarak sunulacak denetleme kurulu raporunu, "Kitle imha silâhlarının varlığı kanıtlanmadı" diye veto edebilir... Buna karşılık, ABD ve İngiltere, "1441 sayılı karar Irak'ın denetçilere elden gelen bütün kolaylıkları göstermesini, aksi halde sonuca katlanmasını öngörüyordu; rapora göre, Irak kolaylık göstermekten kaçındı, bu durumda savaştan başka çare yok" diyebilir...

ABD ve İngiltere'nin bu tavrı BM sistemini tahrip, hatta yok edebilir. Washington ve Londra, bunu bile göze alacağa benziyor...

Bu durumda, Irak konusunda esas sözün sahibi Türkiye olacaktır. Türkiye, daha önce sıkı sıkıya bağlı göründüğü "BM kararı olmaksızın ben yokum" tavrına geri dönerse, ABD ve İngiltere, Irak'a savaş açmakta zorlanacaktır. Türkiye'nin vetoya rağmen ABD ve İngiltere yanında yer alması ise, savaşı durdurmaya çalışan Almanya, Fransa, Rusya ve Çin'in çabalarını boşa çıkartacaktır. ABD'nin, buna meydan vermemek için, bir yandan Türkiye üzerindeki baskılarını sürdürürken, bir yandan da öteki 'redçi' ülkeleri çizgisine getirme mücadelesine girişeceği kesin. Dünya, biz bayram yaparken, çetin bir diplomasi savaşına tanık olacak...

Umarız, barış kazanır. Umarız, Türkiye sağduyulu davranır.


10 Şubat 2003
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED