|
|
Irak'ı kim yağmalıyor?
Saddam Hüseyin iktidarının sona erdiği Irak'ta bir yandan Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'nin kontrolü ülke geneline yayılırken diğer yandan yağma, talan, soygun, hırsızlık ve kaos hali ülkeyi pençesine alıyor. Herkesin gözleri önünde kamu binaları yağmalanıyor, evler soyuluyor, zenginlikler yanıyor, tüm insanlığın ortak malı olan kültürel miras talan ediliyor. Irak'ı özgürleştirdiklerini üzerinde basa basa haykıran "müstevliler"se olup bitenleri seyrediyorlar! Talan edilen, yağmalanan ve kaosa teslim edilen ülke Irak Mezopotamya medeniyetinin kalbi. İnsanlığın en eski medeniyetlerin ortaya çıktığı bölge. İnsanların ilk yerleşik hayata geçtikleri, ilk şehir medeniyetleri kurdukları, ilk sosyopolitik organizasyonları gerçekleştirdikleri bölge. Babilliler, Asurlular, Sümerler, Akkadlar... kimler gelip geçmediler ki... Dünyanın bu en eski medeniyetlerden kalan eserlerin korunduğu Irak Milli Müzesi yağmalanıyor, talan ediliyor. Kimseden bir tepki yok. Ortada bunun sorumlusu da yok. Yağma ve talanı kimler yapıyor? Bu talana, yağmaya, soyguna ve vandalizme katılan insanları anlamak mümkün değil. Irak halkının çeyrek asırdır pençesinde inledikleri Saddam rejimine duydukları tepkinin bir dışavurumu mudur? Ama bu vandalizme kurban giden kendi kimlikleri, varlıkları ve zenginleri değil mi? Saddam zaten kaybetti ve nerede olduğu da belli değil. Yeniden ne toparlanması mümkün ne de Irak'a egemen olması. Irak her şeye rağmen yerinde duracak ve varlığını sürdürecektir. Bu soygunlardan, yağmadan ve talandan rahatsızlık duyan gözleri yaşlı bir Iraklı'nın "bunları yapanlar Iraklı olamaz!" haykırışı ne kadar da doğru, ama gerçeği değiştirmiyor. Bu durum şizofrenik bir halden başkası değil. Bir halkın kendi varlığına, zenginliğine, kültürüne ve toplumuna bu kadar yabancılaşmasının bir açıklaması olmalıdır. Ama nasıl? Aklımıza bazı farklı noktalar gelmiyor değil. Bugün Paris'te National Bibliotheque'de, Londra'da British Museum'da ve Batı'nın diğer merkezlerindeki müze ve kütüphanelerde sergilenen Ortadoğu menşeli eserler, tabletler, el yazmalar ve diğer koleksiyonlar buralara nasıl gelmiştir? Bu soruya vereceğimiz cevap bugün Irak'taki talanı ve soygunu da açıklar sanırım. Unutmamak gerekiyor ki 1991 Körfez Savaşı'nda da yine böyle yağmalar, talanlar ve soygunlar yaşanmış ve yağmalanan şehir müze ve kütüphanelerdeki eserlerin önemli bir kısmı Batı merkezlerine nakledilmişti. Halkın bir mağazayı yağmalamasını, süpermarketteki eşyalara el koyarak alıp götürmesini anlamak zor değil. Bu tür olaylar otoritenin ortadan kalktığı bütün şehirlerde yaşanıyor. Irak'ta yaşananlar bundan çok daha farklı bir durumdur. Peşmergelerin Kerkük ve Musul'a girmelerinin ardından hemen tapu merkezlerini yağmalamaları, buradaki belgeleri ateşe vermeleri önceden planlanmış ve belli maksatla gerçekleştirilmiş bir eylemdir. Bakanlık binaları niçin yakılıyor? Bakanlık binalarının ateşe verilmeleri bir tesadüf olamaz. Bir plan dahilinde gerçekleştirilmektedir. Neden acaba bakanlık binaları ateşe verilmektedir? Bunun derin bir anlamının olması lazım. Sadece Petrol Bakanlığı binasının işgal güçlerince korunduğu ve buranın yağmalanması veya yakılmasının önüne geçilmeye çalışıldığı haber veriliyor. Bu haberle diğer bakanlık binalarının yakılması yan yana konulduğunda şüpheler daha da artmakta, soru işaretleri çoğalmakta ve gelişmeleri anlamak daha da zor olmaktadır. Bütün bunlar olurken işgal güçlerinin göz yumduğu, hatta yer yer yağmacıları teşvik ettiği konusundaki haberler, bu vandalizmden belli sonuçlar devşirmek istendiği kuşkusunu gündeme getiriyor. Irak Milli Müzesi'nden, Musul Üniversitesi Kütüphanesi'nden, Bağdat'taki kütüphane ve üniversitelerden yağmalanan, çalınan, talan edilen nadide eserleri, el yazması kitapları, binlerce yıllık kitabe ve yazıtları önümüzdeki yıllarda New York, Washington veya Londra'daki müze ve kütüphanelerde görürsek hiç şaşırmayacağız. Sömürgecilik döneminde, Birinci Dünya Savaşı yıllarında ve daha sonraki dönemde Ortadoğu'dan çalınan, kaçırılan, yağmalanan tarihi ve kültürel eserlerin bugün nerelerde olduğu, hangi müze ve kütüphanelerde teşhir edildiği herkesin malumudur. Böyle bir tecrübe önünüzde dururken Irak'taki yağmanın kasıtlı olarak yaptırıldığı ve bu yolla oradaki zenginliklerin Batı'ya taşınmak istendiğini düşünmemiz gayet normaldir. İslam dünyasının müze ve kütüphanelerinde Batı ülkelerinden kaçırılarak getirilmiş bir tek eser yoktur, ama Türkiye'den, Ortadoğu'dan, İslam dünyasından kaçırılıp burada sergilenen binlerce eser vardır. Bu basit gerçek Irak'taki talan ve yağmayı açıklamaya yeter mi, bilmem. Irak'ı işgal ve istila edenler aynı zamanda ülkenin zenginliklerini de yağmalamaktadırlar. Bu ülkenin zenginliği elbette ki sadece petrol değil.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |