AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Evrensel gerçek

Son tartışma konumuz 'takiye'... TBMM başkanı Bülent Arınç'ın, birkaç gün önce Türk Demokrasi Vakfı'nda yaptığı konuşma sırasında sarf ettiği, "İfade özgürlüğüne sahip değilseniz, iktidara giderken ayağınız takılıp da düşmemek için yalan söylemeye, samimiyetsiz davranmaya, takiyeye mecbursunuz" cümlesiyle başlayan tartışma, CHP'li politikacıların da katılmasıyla sürüyor. CHP'liler, söylenen sözün doğruluğu veya yanlışlığı üzerinde durmak yerine, "Biz demiştik zaten, Ak Partililer takiye yaptıklarını itiraf ettiler işte" edasındalar...

Oysa, TBMM başkanı, o sözleriyle, özellikle Türkiye'de ama sadece Türkiye'yle sınırlı kalmayan, sınırı Ak Parti'yi de çok aşan evrensel bir gerçeğe parmak basmış oldu.

O gerçek şu: Düşünce ve düşündüğünü ifade etme özgürlüğünün bütün genişliğiyle yaşanmadığı ülkelerde, insanlar, samimiyetsiz davranmaya mecburlar... Aykırı görüşleri cezalandıran yasakçı sistemler, temelde o sistemi değiştirmeyi amaçlayan düşüncelere hayat hakkı tanımazlar; değişim öncüleri de, bu yüzden, görüşlerini ağızlarında geveler veya yapmak istediklerini ya saklar ya da başka biçimde ifade ederler...

Konunun Türkiye ile irtibatlı olmadığını görmek için dünya tarihine göz atmak yeterli. Bugün bile, görüşleri yüzünden cezaevlerine düşen aydınların bulunduğu her ülkede, görüş sahipleri, düşündüklerini ancak başka kılıflara sokarak kitlelere ulaştırabiliyorlar. Karikatür sanatının, hicvin, mizahın özgürlük sorunu bulunan ülkelerde gelişmesi bir tesadüf değil; dünyanın en yüksek tirajlı mizah dergileri Sovyetler Birliği'nde yayınlanırdı. Solzenitsin gibi edebiyatçılar, sistem eleştirilerini, romanlarına sindirirlerdi. Mikhael Gorbaçov devlet başkanlığına geldiğinde yapacaklarını kendisini seçen Politbüro'dan gizledi.

Ak Parti ile de sınırlı değil bu evrensel gerçek. Bizim tarihimizin en köklü değişimini gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı; Cumhuriyet'i ilân edene kadar, hatta bir süre sonrasında bile, 'devrim' adıyla hayata geçireceği projesini en yakın dostlarıyla paylaştığı herhalde söylenemez. İstiklal Savaşı devam ederken, Atatürk, hilâfeti ve saltanatı koruyacağına dair açıklamalar yapmıştı. Gerçekleştireceği devrimlerden daha önce söz etseydi engellemek isteyenler çıkacağını kendisi defalarca ifade etmiştir.

Bülent Arınç'ın "İfade özgürlüğüne sahip değilseniz, iktidara giderken ayağınız takılıp da düşmemek için yalan söylemeye, samimiyetsiz davranmaya, takiyeye mecbursunuz" sözlerine takılıp Ak Parti'ye suçüstü yapma sevdasına düşenler bir büyük yanlışın sürmesine sebep oluyorlar. Bir an için kuşkularının doğru olduğuna inansalar bile, TBMM başkanının cümlesi, çıkış yolunu da gösteriyor: Daha fazla özgürlük... Her şeyin rahatlıkla konuşulabildiği bir ülkede, kamuoyu önünde söylediklerinden farklı düşünceler taşıyan insanlar ve partileri hiç rağbet görmeyeceklerdir. Ayrıca, özgürlükçü bir toplumda, düşünceleri gizlemeye neden gerek duyulsun ki?

İkna olmayanlar özgürlükleri sınırlı rejimlere sahip çevremizdeki ülkelerde yaşananlara biraz daha yakından bakabilirler. Baktıklarında, özgürlüklerle kalkınmışlık arasındaki dengeyi de, köklü altüst oluşların demokrasisi dar rejimlerin ürünü olduğunu da fark edeceklerdir. İnsanları gerçek düşüncelerini saklamaya, gizli gündem taşımaya zorlayan rejimler, kendi sonlarını da kendi elleriyle hazırlamış oluyorlar...

Ak Parti'nin gerçek görüşünü saklamaya ihtiyacı yok bugün; iktidar olduğundan beri programı devlet politikaları haline dönüşüyor çünkü. O devlet politikaları da, Türkiye'yi, herkesin görüş ve düşüncelerini serbestçe açıklayabildiği, hak ve özgürlüklerin bütün genişliğiyle kullanılabildiği bir ülkeye çevirme amacına hizmet ediyor. Yani, muhaliflerinin Bülent Arınç'ın konuşmasından "Hah, işte suçüstü" sonucunu çıkardıkları 'takiye' uygulamasını yok edecek bir amaca...

'Takiye'yi gerektiren şartlar daha bugünden ortadan kalkmaya yüz tuttuğu halde iktidarın çizgisinde sapma olmaması "Takiye yapıyorlar" ithamını boşa çıkarmaya yetmiyor mu?

CHP de, Ak Parti'ye bakıp, toplumun bütününe karşı yıllardır sürdürdüğü 'takiye'den vazgeçse iyi olacak...


29 Eylül 2003
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED