|
|
AMERİKALI Bilimadamları Federasyonu'nun İsrail'e ait bir nükleer reaktörün gizli uydu fotoğraflarını resmi sitesinde yayımlaması ABD'yi karıştırdı. Eski bir BM görevlisi, bu resimlerin daha önce inkar edilen tesisin aslında gerçek olduğunu ispatladığını belirtti.
1986 yılında 200 nükleer başlıklı füzeye sahip olduğu bilinen İsrail'in, bugün 500'den fazla nükleer bombası var. 6 milyonluk bir nüfusa sahip olan İsrail, Necef Çölü'nde kurduğu Dimona nükleer reaktörü ile dünyayı cehenneme çevirebilecek bir güce sahip. Amerikalı Bilimadamları Federasyonu (FAS)'nun İsrail'in çok gizli Dimona reaktörünün uydu resimlerini internet sitesinde yayımlaması yine Amerika'da gündeme oturdu. Irak'ı elinde kimyasal silahlar bulundurduğu yalanlarıyla işgal eden, Kuzey Kore'ye elindeki nükleer silahlar yüzünden siyasi baskı uygulayan ve İran'ı da yakın zamanda nükleer üs oluşturacağı gerekçesiyle tehdit eden Amerika, İsrail'in nükleer silahlarını yine nasıl hasıraltı edeceğini düşünüyor. Yıllardır nükleer silahlara sahip olduklarını reddeden İsrailli yöneticilerin, teknolojinin şahsi ve milli gizliliğe müdahale ettiği internet çağında, bu "kasıtlı muğlaklık" politikası muğlaklıktan öte kasıta dönüşmekte. BM Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski bir görevlisi Dimano resimlerinin ortaya çıkışıyla ilgili olarak "Bu yayın değişikliğe sebep oldu. Resmi olarak reddedilen iddiaların aslında gerçek olduğunu ortaya çıkardı" dedi. ABD'nin ilk atom bombasını üretmesine yardım eden ve bugün nükleer silahsızlanma konusunda mücadele veren bilimadamlarınca kurulan FAS grubunun yayınladığı uydu görüntüleri İsrail'in nükleer programının ana noktalarını ortaya koymakta. "Arapların petrolü varsa, bizim de kibritimiz var" Elinin altındaki gücü "Araplar'ın petrolü varsa, bizim de kibritimiz var" sözüyle ifade eden İsrail Başbakanı Ariel Şaron, 26 Temmuz 1973 yılında Yediot Ahranot gazetesine verdiği demeçte şöyle demişti: "İsrail süper bir askeri kuvvettir. Avrupa'nın bütün kuvvetleri bir araya gelse, bize ulaşamazlar. İsrail bir hafta içinde Hartum'dan Bağdat'a ve Cezayir'e kadar uzanan bölgeyi ele geçirebilir." İsrail'in füzelerinin menzilleri ve iyi finansmanlı konvansiyonel güçleri gözönüne alındığında, bu 6 milyonluk küçük ulusun Ortadoğu'nun en önemli askeri güç merkezi olduğu anlaşılır. İsrailli yetkililer, nükleer kapasitelerinin olmadığı yönündeki iddialarından geri adım atmıyor. Ancak kapsamlı bir bölgesel barışa ulaşıldığı takdirde Ortadoğu'yu kitle imha silahlarından arındıracaklarını söylüyorlar. ABD çifte standart uyguluyor FAS, kendi internet sitesinde İsrail'in Dimona nükleer reaktörünün 60'lı yıllardan beri faaliyette olduğunu belirtti ve yeni ortaya çıkan resimlerin, ABD'nin silahsızlanmadaki çifte standardını ortaya koyduğunu açıkladı. İsrail'in müttefiki olan ve Yahudi devleti ile Arap komşuları arasındaki anlaşmazlıklarda güvenilir bir arabulucu olma çabasındaki ABD, yıllardır İsrail'in nükleer silah programına ilişkin kanıtları görmezden geliyor. İSRAİL'E BÜYÜK BİR DARBE İsrail'in savunması konusunda uzman bir araştırmacı olan Joseph Alpher şöyle söylüyor: "Yayınlanan her yeni döküman, belirsizlik doktrinine karşı yeni bir darbe niteliğinde. İsrail'in nükleer kapasitesi konusunda artan kamuoyu bilinci, ABD'nin duruşunu aynen devam ettirmesini zorlaştırıyor." Washington'daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin uluslararası güvenlik uzmanı Daniel Goure, çifte standart görüntüsünün bölgedeki silahsızlanma çabalarını zorlaştırdığını belirterek Araplar'ın, 'İsrail'in yaptıklarını görmezden gelecekseniz, bizimle kimyasal ve biyolojik silahlar konusunda konuşmayın' diyebileceklerini ifade ediyor. BM Güvenlik Konseyi eski görevlisi, Dimona tesisine ait resimlerin İsrail'in nükleer programı üzerinde ABD'nin daha ciddi bir duruş sergilemesini isteyen Mısır ve diğer ülkelerin işlerine yarayacağını söylüyor. Ancak eski görevli ABD'nin politikasını değiştireceğinden şüpheli. İSRAİL FİLİSTİNLİLER'İ KOVMAK İÇİN ZEHİRLİ İLAÇ KULLANIYOR İsrail'in Filistinliler'i kendi topraklarından kovmak için uçaktan zehirli ilaç atarak bölgelerdeki bitki ve hayvanları yok ediyor. İsrail'in şebeke sularına hastalık yapan ilaçlar attığı, örneğin 25 bin nüfuslu Akka'da şebeke suyuna atılan ilaçların yol açtığı hastalıklardan dolayı bölgeden göç edenlerin sayısında artış görüldüğü ve bu yüzden birkaç gün içinde şehir nüfusunun 25 binden 8 bine düştüğü kaydedildi. Müdahale edilen sebze ve meyvelerle insanların kısırlaştırıldığı veya sinir sistemlerinin tahrip ettiği belirtiliyor. Bu ilaçlar tifo ve dizanteri mikropları yayıyor. İsrail'in bunlara benzer işlediği yüzlerce mafyavari kanun dışı suçların Kızılhaç'a ait belgelerde kayıtlı olduğu ifade edildi. İsrail'in dehşet silahlarını ilk Vanunu ortaya çıkardı
İsrail'in Necef Çölü'nde kurduğu Dimona nükleer reaktöründe 1976-85 yılları arasında bir teknisyen olarak olarak çalışan Mordechai Vanunu, İsrail'in nükleer silahlara sahip olduğu gerçeğini ilk kez 1986 yılında Londra'da belgeleriyle açıklamıştı. İsrail'in sahip olduğu 200 nükleer ve termo nükleer başlıklı bombaları belgeleyen bazı gizli bilgi ve fotoğrafları Sunday Times'a veren Vanunu, İsrail Gizli İstihbarat Servisi Mossad'ın kurduğu bir komplo ile Eylül 1986 yılında İtalya'da gizlice tutuklanarak İsrail'e götürüldü. Vanunu'nun, 1986 yılından beri İsrail'de bir hücrede tamamen izole edilmiş koşullarda yaşam savaşı verdiği belirtiliyor. FAS'ın son yaptığı araştırmalarda, İsrail'in bugün 500'den fazla nükleer başlıklı bombaya sahip olduğu vurgulandı.
|
|