T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Derviş senaryoları...

Soru olmadan ve o soruların cevapları üzerinde egzersiz yapmadan siyaset ilerlemiyor. Gündemi canlı tutan en heyecan verici sorular malum... "Seçim ne zaman?", "AB işi ne olacak?", "Erdoğan'ın durumu nedir?" vs. Bunların, üzerinde herkesin mutabık kalacağı kesin cevapları bulunamadığı için siyaset yapıcıları bu karmaşadan bir süre daha beslenmeye devam edecekler. Pazartesi günü Meclis toplandığında, kağıt ve kalem çıkarılacak ve bu soruların en azından bir bölümü için sahici cevaplar yazılmaya başlanacak. Tabi siyasette ne kadar sahicilik olabilirse, o kadar. Zira, siyasi gelişmelerde kuşku duymamızı haklı kılacak o kadar çok şey yaşanıyor ki...

Sözgelimi Kemal Derviş'in, "Sophie'nin seçimi"ni andıracak kadar dramatikleşmeye başlayan kararının ne olacağı bu türden bir kuşku sebebidir. Derviş'in politik hinterlantında bulunan bütün partilerin ona aynı şiddetle sahip çıkmaları soru işaretinin çapını da büyütüyor. Sonuçta Derviş, nereye giderse orayı ihya edebilecek bir politik güç ve hacmi temsil eder hale geliyor.

Bu yaklaşım bir ölçüde gerçekçi de. En azından tersinden bakıldığında doğru sayılır. Özellikle, Derviş'in Yeni Türkiye'ye katılmaması halinde bu parti doğmadan ölmüş sayılabilir. Zira, bu partiye katılırsa Derviş, Yeni Türkiye'nin "yenilik" içeren tek unsuru olacaktır. Siyasi pazarlama deyimiyle, Yeni Türkiye'nin elinde Derviş'ten başka satacak mal bulunmamaktadır. Derviş'in varlığı ya da yokluğu YT için olmak ya da olmamak dengesi demektir.

Aslında, soldaki oy dengesi üstünkörü analiz edildiğinde Derviş'in vereceği karar sadece YT'yi değil CHP ve DSP'yi de yakından ve neredeyse YT''de olduğu gibi benzer bir hayat-memat meselesi boyutunda ilgilendirmektedir. Çünkü, anketlere göre barajı aştığı görülen CHP de, baraj altında bulunan DSP, YT ve diğerleri de bu karardan doğrudan etkileneceklerdir.

Kemal Derviş'in sirkülasyonu ortalama yüzde 33 civarında bulunan sol oylar pastasından pay sahiplerinin tabağına ne kadar düşeceği fevkalade önemlidir.

Kafasında solun birliği planı bulunduğu için Derviş'in yapabileceği hamlelerin sayısı artıyor, arttıkça da pastanın alacağı şekil muğlaklaşıyor.

Şimdi, Derviş'in verebileceği kararların ne olabileceği ve ne gibi sonuçlar doğurabileceğini analiz edelim.

1-Derviş, YT'ye katılır: Bu aslında Derviş'in "etik" olarak vermesi gereken tek karar. Çünkü, İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ile birlikte hareket ettiği ve özellikle DSP'den ayrılmaların Derviş'in de bu hareket içinde olduğunu dair bir kanaate dayandığı biliniyor. Kendisi de o zamanki adıyla "yeni oluşum"la birlikte hareket ettiğini birkaç kez açıkladı. Şimdi, bunun hilafında davranması, izaha muhtaç bir karar olacaktır. Derviş, sözüne sadık kalır ve YT'ye katılırsa bu hareket ilk etapta 5-6 puan seviyesine sıçrar ve bu oran üzerinden seçimlerde barajı aşmak konusunda iyi bir çıkış yakalayabilir. Ayrıca, IMF desteğinin devamı ve Türkiye'nin borçlarını döndürmesi sorunu bağlamlarında Derviş'e dış destek gelmesi ihtimal dahilindedir. Bu da seçmen kararını etkileyecektir. Ancak, ilave oyların potansiyel CHP ve DSP seçmeninden gelecek olması hesaba katılırsa, özellikle Baykal'ın Derviş-YT evliliğinden olumsuz yönde etkileneceği de ortadadır.

2- Derviş CHP'ye katılır: Böyle bir karar, solda tek parti kalması demektir. Çünkü, Derviş CHP'ye katılırsa ne YT ne de DSP barajı aşabilir. Ayrıca, zaten 12-13'ler düzeyinde görünen CHP bu katılımla ilave güç kazanır ve seçimlerde ilk ikiye girecek kadar büyüyebilir. Elbette bu durumda, Derviş'in IMF patentli ekonomik programının teşkilat ve tabanına açıklanması güçlüğü yaşanabilir ama siyaset denilen şeyin önemli bir bölümünün sembol olduğu hesaba katılırsa CHP'nin bu katılımdan görünür bir kazanç elde edeceğini tahmin etmek güç olmayacaktır.

3-Ecevit, DSP'yi Derviş'e verir: Zayıf ama yine de bir seçenek. Ancak, ne Ecevit'in buna karar verebilecek cesareti bulunuyor, ne de soldaki gelişmeler böyle bir gelişmeyi mümkün kılıyor. YT'lilerin içinde olmadığı bir DSP anlam taşımaz, testi kırıldığı için bu saatten sonra YT'den de geri dönüş olamaz. Ayrıca Ecevit sürpriz yapsa bile, Derviş böyle bir enkazı üstlenebilecek bir profil vermemektedir.

4-Derviş ve solda birleşme: En imkansız senaryo... Kemal Derviş ne kadar istese, akıl ve mantık ne kadar dayatsa da solda birleşme imkansızdır. Sol partilerin liderleri, lider kadroları birbirleriyle kavgalı ve görülecek hesapları olan kişilerden oluşmaktadır. Şartlar böyleyken değil liderlik sorununu çözmek, yönetici kadrolar üzerinde mutabakat sağlamak bile imkansızdır.

Bu nedenlerden dolayı Derviş, Amerika dönüşü solda bileşme üzerinden söylem deneyecek ama sonuçta bu parçalı yapının bir kanadına monte olmak zorunda kalacaktır.


26 Temmuz 2002
Cuma
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED