T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Siz ne kadar değiştiniz bakalım!

Kamuoyu Recep Tayyip Erdoğan'ı merak ediyor; "Değiştin mi? Değiştiysen nasıl değiştin? Değiştiğini nereden anlayacağız?" diye...

Ben de onları merak ediyorum.

Örneğin, 28 Şubat sürecinin mutemet kalemi Okay Gönensin...

Okay ne kadar değişti?

Değiştiyse bunu nasıl anlayacağız?

Tamamen "sivil" ve "demokrat" heveslerle kalkışılmış Yeni Yüzyıl gazetesini etkili güçlerin yayın organı haline getirdiği için nedamet duyuyor mu?

Bugün "O yaptıklarımız yanlıştı... Askerin siyasete müdahalesinde bizim de katkımız vardı" diyebiliyor mu?

Demiyor.

Daha doğrusu, diyemiyor.

Önceki gün köşesinde, Recep Tayyip Erdoğan'la mülakat yapan Fatih Altaylı'yı suçluyordu, büyük bir kayıtsızlıkla.

Fatih Altaylı çanak sorular sormuş Erdoğan'a.

Daha "farklı" olabilirmiş.

Nasıl yani?

Neşe Düzel de Deniz Baykal'ın değişip değişmediğini merak etmiş, şöyle soruyordu:

"28 Şubat'ta ordu siyasete müdahale etti. Bağışlayın ama, sizin o konuda pek sesiniz çıkmadı. Ordunun politikaya müdahale edebileceğini savunan kemalist bir sol var bugün Türkiye'de. Siz onlarla aynı görüşü mü paylaşıyorsunuz?"

Cevap:

"Hayır. Ben Türkiye'nin demokrasiye yönelik tehlikeleri etkisiz kılabilecek noktaya geldiğine inanıyorum. Ordu siyasete kesinlikle müdahale etmemeli. Siyaset, sorununu kendi çözmeli..."

Cevap güzel.

Ordu siyasete kesinlikle müdahale etmemeli.

Siyaset sorununu kendi çözmeli.

Ama "ülkemiz demokrasiye yönelik tehlikeleri etkisiz kılma noktası"ndan uzaklaşırsa, müdahale o zaman düşünülebilir.

Öyle mi?

Peki, Türkiye'nin, demokrasiye yönelik tehlikeleri etkisiz kılma noktasına gelip gelmediğine kim karar verecek?

Aydınlar mı?

Peki, yarın "aydınlar ve bürokratlar kastı"nın cevaz vermediği bir hükümet işbaşına gelirse, bu, "demokrasiye yönelik tehlikeleri etkisiz kılma noktasından uzaklaştığımız" anlamına mı gelecek?

Karşımızda, "Ordu 28 Şubat sürecinde sivil kamuoyunun oluşmasına katkı sağladı" diyerek, açıkça BÇG'nin "fişleme düzeni"ne sahip çıkan aydınlar var.

Çoğu "demokrat" geçinir üstelik.

Adı darbe cuntalarıyla anılmış Coşkun Kırca da "demokratım" diyor, "farklı olan"a karşı "gerekirse silah kullanalabileceği" imasını seslendiren (meşrulaştıran) Ertuğrul Özkök de "demokratım" diyor.

İlhan abi de demokrat...

Oktay Ekşi ha keza...

"İlericilerin tankları var" diyen Doğu Perinçek de demokrat.

İnsanları eğilimleri, gizli niyetleri, takiye yapıp yapmadıkları konusunda hafiye sorgusuna tabi tutan ve "kalıcı siyasi istikrar"ın 28 Şubat kararlarının hayata geçirilmesi şartına bağlı olduğunu söyleyen Hasan Cemal de demokrat...

Okay Gönensin zaten demokrattı.

O da vaktiyle, yönettiği gazetede, Mustafa Haki Okutucu imzalı "irtica asparagasları"nı manşete çekip, orduyu "görev"e davet eden "başyazı"lar yazıyordu...


26 Temmuz 2002
Cuma
 
MEHMET E. YAVUZ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED