T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Arkadaşını söyle...

İsmail Cem bütün kesimleri kucaklayan, halkın öz değerlerine ters düşmeden çağdaşlaşmayı sağlamayı hedefleyen bir siyasi hareketin başına geçtiğini söylüyor. Hele "Çağdaşlık başın örtülmesi veya açılması ile ilgili değildir, o başın içi ile ilgilidir" gibi sözleri ile yüreklere su serpiyor. Cem'e yöneltilen en önemli tenkit "Daha önceleri neredeydin, niçin şunları yapmadın, şunları engellemedin" mealindeki tenkittir. Ben Türkiye'nin şartlarında bu tenkide de pek katılmıyorum; hem bir partinin içinde kalmak hem de liderin parti yetkili kurullarının aldığı kararlara karşı çıkmak pek kolay, hatta mümkün olmuyor. Ama benim, Cem hareketinde belirleyici gördüğüm husus onun yol arkadaşları ve özellikle Metin Bostancıoğlu'dur. Bu kişi Milli Eğitim Bakanı olduğu sürece milletin isteklerine, değerlerine, şikayetlerine kulaklarını tıkamış, bir devlet adamı gibi değil, bir militan, bir ateşli ideoloji tutkunu gibi hareket etmiş, özellikle dindarlaşmayı engelleme ve din eğitimini kısıtlama yönünde elinden geleni ardında koymamıştır. Başörtüsü yasağı konusunda kendisiyle görüşme taleplerini ısrarla reddetmiş, emrivaki karşısında kaldığında ise, "Bu konu kapanmıştır; kanun, mahkeme kararları, insan haklarım ahkemesi kararları, yönetmelikler... bu işi bitirmiştir, yapılacak bir şey yoktur, herkes bu yasağa uyacaktır, uymayana kamu görev ve hizmetlerinde yer yoktur..." kabilinden sözler söylemiştir, yol ve çare gösterenleri kale almamıştır. Ecevit'in gözdelerinden biri olduğu halde geminin su aldığını görür görmez onu terketmiş, kendine göre yarım bıraktıklarını tamamlamak üzere, iktidar ümidi olarak gördüğü bir siyasi harekete katılıvermiştir.

Cem onu tanımıyorsa bu bir kusurdur, tanıdığı halde aldıysa bu daha büyük bir kusur, başka bir deyişle "bize göre Cem hareketinin yönünü belirleyen bir işarettir." Metin Bostancıoğlu kafasındaki adamlarla insan haklarına ve milli değerlere dayalı demokrasi olmaz; onlarla olsa olsa jakobenizmin çağdaş uygulamaları olur, insanlar haklarından mahrum edilerek "yola getirilir", yola gelmemekte ısrar edenler de –mümkün ise– vatandaşlıktan bile atılırlar.

Sayın Cem henüz yolun başında bulunuyor, Türk solu da toparlanmaya, farklı bir temsil ile halkın karşısına çıkmaya muhtaç. Bu ihtiyacı karşılamak üzere yola çıkan sadece kendisi değil, başkaları da var, aradan sıyrılmak ve başarılı olmak istiyorsa Cem'in önce yol arkadaşlarına dikkat etmesi gerekir.

Ne demişler? "Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim."


26 Temmuz 2002
Cuma
 
HAYRETTİN KARAMAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED