|
|
Oldu olacak, camilerin de elektriğini keselim!
Söylentilere bakılırsa, "ekonomik savaş" içindeymişiz! Günaydın! Doğrusu, çok merak ediyorum; sözü edilen savaşın 'taraf'ları kimler acaba? Zengin sınıflarla, yoksullar mı? Devlet bürokrasisiyle, yatırım yapmak isteyen öncü girişimciler mi? Faizci-repocularla, işçiler-memurlar-emekliler-dul ve yetimler mi? Ülkeyi tümüyle İMF'e bağımlı kılan hükümetle, çiftçiler-köylüler ve geçimini hayvancılıkla sağlayanlar mı? Hortumcularla, hak-hukuk ve adalet mi? ... ...Yoksa? Yoksa, kış uykusundan yeni uyananların dillerine doladıkları bu "ekonomik savaş"ın 'yeni ve en son' tarafları, 'lâikçi' zihniyetin taşeronlarıyla, dînî vecibelerini, ibadetini yerine getirmek isteyen geniş halk kesimleri mi?
Baksanıza, bir kısım akl-ı evvel, "ekonomik savaş" gerekçesiyle, bu yıl ve gelecek birkaç yıl için Hac farizasının ertelenmesi ve kurbanların Türkiye'de kesilmesi gibi hiçbir dînî ve hukûkî geçerliliği olmayan, pek tuhaf ve son derece ironik taleplerle ekonomiye katkı sağlanabileceğini vehmediyor. Tam bir pişkinlik, şarlatanlık örneği.. Haccın ertelenmesine ve kurbanların Türkiye'de kesilmesine gelinceye kadar, ekonomik krizden çıkmanın belli başlı yol ve yöntemlerinneler olduğunu bilmiyor sanki bu insanlar! "Yeşil sermaye" denilerek yaftalanan her çeşit meslek erbabının başına gelenler unutuldu sanki! Göz altına alınmalar, coplanmalar, fişlenmeler, mektuplar, koğuşturmaya uğramalar, ilişik kesmeler, işten atılmalar, tacizler, hakaretler... hepsi unutuldu mu sanıyorlar?
Ooh, ne âlâ memleket bu ya.. Önce dînî hassasiyeti güçlü olan vatandaşını hor-hakir gör, peruğuna dahî tahammül edeme, sonra da Hacca gitmek için yıllarca biriktirdiği tasarruflarına göz koy! Var mı öyle yağma? Bunun için de, totaliter ruhlu dekanından dinle-diyanetle alâkası olmayan vitrin demokratına, şırfıntısından ateistine her türlü tiple, bozacının şâhidi şıracı misâli, ahkâm kes! "Ekonomik savaş"mış bunun adı.. Peh!
Gözü dönmüş dekan bar bar bağırıyor: "Memleket batıyor! Haccı birkaç yıllığına erteleyelim! Hacılar kurbanlarını burada kessinler..!" Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri cevap veriyor: Yol güvenliği olduğu müddetçe Haccın yasaklanması uygun olmaz. Hacc-ı Kıran veya Temettu niyetiyle yola çıkılıyorsa eğer, kurbanın o mahalde (Mina'da) kesilmesi vaciptir. Dolayısıyla bu öneriler geçersizdir.. Kulak veren kim? Aslında, Diyanet İşleri Fetva Kurulu yanılıyor.. Soruyorum onlara: Siz, başörtüsünün 'farz' olmadığını söyleyen bir ilâhiyat dekanından daha mı iyi biliyorsunuz dînî emir ve yasakları? Kaş-göz yerinde, kerli-ferli bir adam; koskoca 28 Şubat dekanı yahu!.. Hem, olur mu canım; öyle, Haccı yalnızca birkaç yıllığına yasaklamakla düzelir mi bu ekonomi? Bana sorarsanız; Haccı da ve Umreyi de on yıl, hatta yirmi yıl yasaklanmalı ki, bir şeye benzesin..
Vallahi, madem "ekonomik savaş" içindeyiz, iyisi mi, biz, camilerin de elektriğini keselim bari! Fena mı olur yani? Eee, Zekât ve Fitre için de bir şeyler düşüneceğiz tabii.. Bu 'tasarruf'tan hâsıl olacak kârı da bankalara, hortumculara, faizcilere-repoculara aktarırız; ekonomi düzlüğe çıkar, savaş kazanılmış olur.. ... Farkında mısınız, bilmem: Dînî kisve altında sürdürülen "Türk tipi Müslümanlık" önerileri ve uygulamaları dolayısıyla, 'soytarılık' da iyiden iyiye irtifa kaybetti; son zamanlarda ekonomi gibi 'soytarılık' da dibe vurdu!... Not: Teoman Duralı'dan, geçen hafta bu köşede yayımlanan "Teoman hoca ve 'Kutadgubilig"' başlıklı yazımla ilgili, içinde düzeltme de bulunan bir e-mail aldım. Teoman Bey diyor ki; "Malezya'da dokuz yıl kalmadım. Orada 1992-1993'te bütün bir yıl; bilâhare 1995, 1997 ile 1999 yıllarında üçer ay kalarak ders verdim." Düzeltir; Sayın Teoman Duralı ve okuyucularımdan özür dilerim.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |