"Yaşamak istiyorsan bu ülkede canım
"ADAM" gibi yaşacaksın
"ADAM" gibi öleceksin
Öyle düşünmek
Düş görmek yok!..
Tamam mı güzelim...
Haydi toprağın bol olsun
Bizi de unutma e mi!.."

Başbakanlıkta tam bir ay aradan sonra yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının bitiminde gazeteciler açıklama bekliyorlardı. Muhabirler, hükümet sözcüsünün yapacağı açıklamayı beklerken, kameramanlar da toplantıdan ayrılan bakanların görüntülerini çekiyorlardı. Kırmızı plakalı mersedeslere alışık olan kameramanlar, kapıya sivil bir jip geldiğini görünce daha bir dikkat ettiler. Ancak dikkatleri kısa süre sonra şaşkınlığa dönüştü. Herkes 34 SAF 94 plakalı jipi birbirine gösteriyordu. Bir kameraman, "Kabinenin SAF bakanı kim acaba?" diye sordu, diğerleri de tahminlerde bulundu. Bir süre jipin kimi beklediği anlaşıldı. Kapıdan çıkan Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz'dı. Bakan, "SAF" plakalı jipe binerek ayrılırken, kameramanlar, "Plakası SAF ama kendisi cin gibi" diye söyleniyorlardı. Bu arada, Bakan Yılmaz, son günlerde en çok kar yağışlarına sevindiğini de itiraf etti. Köy Hizmetleri'nin lağvedilmesi ile ilgili tartışmaların alevlendiği bir ortamda yağan kar, konunun "şimdilik" rafa kaldırılmasına neden oldu.

Meclis'ten Rusya'ya giden dostluk grubu heyetinde bulunan iktidar milletvekillerine yolluk verilmesine rağmen muhalefet temsilcileri DYP'li Mümtaz Yavuz ile AK Parti'li Nevzat Yalçıntaş'a masrafları ceperinden ödedi. Meclis Başkanı Ömer İzgi, "kayırma yok" diyerek tepkileri yatıştırmaya çalıştı, ancak işlemler, muhalefet milletvekilleri dışarıda tutularak yapıldı. Yapıldı yapılmasına ama geldi yine muhalefete takıldı. Rusya gezisi ile ilgili ödemenin yapılabilmesi için mali İşlerden sorumlu İdare Amirinin imzalaması gerekiyordu. Mali İşlerin sorumluluğu da AK partili Mehmet Elkatmış'ta. Elkatmış, yazıyı imzalamayacağını söyledi. Böylece yanlış hesap Elkatmış'dan dönmüş olacak.

DSP'li Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Meclis Genel Kurulu'nun arka sıralarında Saadet ve AK Parti'li milletvekilleri ile sohbet ediyordu. Özkan, Mehmet Bekaroğlu'na "Başbakanımızı çok üzüyorsunuz, Başbakanımızın sağlık durumu gibi Türkiye'nin de durumu iyiye gidiyor" " diye sitem etti. Veysel Candan, "Başbakanın sağlık durumu iyiye gidiyor olabilir ama Türkiye'nin durumu kötüye gidiyor" karşılığını verdi. Özkan'ın "Şu Meclis'e bir bakın. Sayın Bülent Ecevit'in haricinde Başbakan olabilecek bir isim aklınıza geliyor mu?" sorusuna AK Parti'li Faruk Çelik, "Hüsamettin Özkan geliyor" diye cevap verince, Özkan kahkahayı patlattı. Ancak ne olur ne olmaz diye düşünmüş olmalı ki "Yok canım. Öyle şey olmaz" diyerek konuyu değiştirdi.

Haber-Sen kongresinde Resul Akay Divan Başkanlığı'nın gizli oyla seçilmesini isteyince kavga çıktı. Saatlerce Divan Başkanlığı seçimi "gizli mi yoksa açık mı olsun" tartışması yapan delegeler üst üste sigara yakıp gerginliklerini atmaya çalıştılar.

Salon bir ara dumandan gözükmez olmuştu ki, "Sigara içmeyin" uyarısı geldi. Bir grup hemen atıldı, "Sigara içip içmeme konusunda oylamaya gidelim." Karşı grup boş durur mu? Onlar da missilleme de bulundu: "Önce oylamanın gizli mi açık mı yapılacağını oylayalım."

BBP Genel Başkan Yardımcısı Ökkeş Şendiller, kendine has üslubu ile tanınan bir siyasetçi. Şendiller, "ittifak mı yapıyorsunuz" diyenlere, önce, "biz siyasetin yakışıklısıyız" diyor, ardından da hikayeyi anlatıyor: "Köylerde yakışıklı, efendi gençler vardır. Bütün genç kızların gözdesi olan bu gençlere, anne ve babalar da kızlarını vermek isterler. BBP de siyaset köyünün yakışıklı delikanlısı, bütün partiler ittifak yapmak istiyor."

Pazartesi günü yapılan liderler zirvesinden sonra MHP lideri Bahçeli, Başbakanlık'tan ayrıldı. Zirve sonrası hiç bir açıklama da yapılmadı. Gazeteciler "nasıl olsa Ecevit ve Bahçeli'den haber alamayız" diye düşünerek ANAP lideri Yılmaz'ın makamına hücum etti.

Ancak gazeteciler ANAP Genel merkezi'ne ulaşmadan iki haber kanalı Bahçeli'nin zirvede ne konuştuğunu yayınlamaya başladı. Meğer Bahçeli, bu iki kanala verilmek üzere Özel Kalemi'ne bir not bırakmıştı.