T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Her yer casus kaynıyor

Bir zamanlar "İkinci Dünya Savaşı yıllarında casuslar Ankara'da cirit atıyordu" sonucuna vardıracak kitaplar ve dizi yazılar modaydı. Anlatılanları büyük bir merakla okur ve savaşa girmemiş bir ülkenin casuslar savaşının merkezi oluşuna aklım yatmadığı için, içimden "Sallıyorlar" derdim. Ankara, şu sıralarda, yeniden, 'casusların cirit attığı başkent' olmuş da haberimiz yok...

Bir İngiliz gelmiş, Karum İş Merkezi'nde kuyumcu dükkânı açmış... Ülkemizin yetiştirdiği o kadar hafif elli hırsız dururken, İngiliz kuyumcunun dükkânı İsrailli bir hırsız tarafından soyulmuş... Üç milyon insanın yaşadığı başkentte, İngiliz dükkân sahibi İsrailli hırsızı Ulus'ta görüp yakalatmış... Yargılanıp mahkum edileceğine, hırsız, içişleri bakanlığı tarafından sınır dışı edilmiş... İçişleri bakanı, "Bu ne, bu?" diye sorulduğunda, "Kurcalamayın, devlet sırrıdır" demiş...

Binbir gece masalları, Mata Hari veya Casus Çiçero'nun anıları türünden meraklı bir öykü, değil mi?

25 Aralık 2001 tarihli Kulis'e şöyle girmişim: "Pazar yerindeki tezgâhların birdenbire sahipsiz kaldığını fark edince bir gariplik sezersiniz, değil mi? ABD'de, büyük alış-veriş merkezlerinde de, başında bir kişinin beklediği, oyuncak ve gözlük gibi ufak-tefek şeyler satılan tezgâhlar var; 11 Eylül'den kısa süre sonra çoğunun kapandığını fark etmiş Amerikalılar. Fox-Tv, 'Çok sayıda İsrailli'nin gözaltında olduğu gazete haberlerinden sonra kapandılar' diyor tezgâhlar için... Meğer başında bekleyen gençler İsrailli'ymiş, haberler üzerine ortalıktan toz olmuşlar..."

ABD'nin büyük alış-veriş merkezlerinde görülen olay, görüyorsunuz, üç aşağı beş yukarı, Karum İş Merkezi'nde de yaşanıyor.

Benzerlik burada bitmiyor. İçişleri bakanı, sınırdışı edilen İsrailli casus sorulduğunda, "Devlet sırrı" cevabını vermişti, değil mi? Fox-Tv'nin yaptığı araştırmada casusluk yaparken yakalanan 60 İsrailli ile ilgili sorulara muhatap kalan Amerikalı yetkililerin ne dediğini yine o yazımdan aktarayım: "Daha fazla bilgi istediğimizde, kaynaklar, 'Bunlar mahrem bilgi' diyorlar; oysa derlediğimiz bilgilere göre, 11 Eylül'den önce bile tam 140 İsrailli ülkeleri adına ABD'de casusluk yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınmış bulunuyor."

Benzerlikler burada bitse yine iyi. 11 Eylül sonrası İsrail casuslarının ABD'de yaptıkları faaliyetleri incelerken, en çok kullanılan yöntemin, casusları 'İsrailli öğrenci' kisvesine büründürmek olduğu gerçeğiyle karşılaşmıştım. 11 Eylül sonrasında "İşte eylemciler" diye takdim edilen Araplar'ın yaşadığı Los Angeles ve Florida gibi kentlerde, birdenbire, kendilerini Tel Aviv ve Hayfa'daki güzel sanatlar fakültelerinde öğrenci olarak tanıtan gençler belirivermiş... FBI, DEA ve benzeri kuruluşlar mensuplarının evleri veya işyerlerine uğrayıp ellerinde değerli nâdide sanat eserleri bulunduğunu söylüyorlarmış... Alış-veriş yerlerinde işportacılık yapanlar da bunlarmış... FBI'ın, bu kişilerin öğrenci değil casus olduğunu keşfi uzun sürmemiş...

Bu bilgiden sonra "Mossad Taksim'de" başlıklı şu haberi okuyabiliriz artık: "Taksim'de dün İsrail'i protesto gösterisi yapıldı. Kendilerine 'gazeteci' ve 'öğrenci' süsü veren 6 İsrailli, göstericilerin 'portre' fotoğraflarını çekti. / İstanbul'da dün İsrail'i protesto günüydü. İşçi ve kamu sendikaları Levent'te, halkevleri de Taksim'de protesto gösterisi yaptı. / Ancak bu gösterilerde, göstericiler ve polislerden başka 'ziyaretçiler' de vardı... Kendilerine 'gazeteci' süsü veren 6 kişi, tele objektifli profesyonel fotoğraf makineleri ile göstericilerin fotoğraflarını çekiyordu. Bu garip 6 kişi, Türk gazeteciler tarafından fark edildiler... Önce İngilizce 'gazeteci' olduklarını söylediler, daha sonra 'mimarlık öğrencisi olduklarını, bina fotoğrafı çektiklerini' söylediler. 'Hangi üniversitede' diye sorulunca, 'İsrail'de' cevabını verip, ortadan kayboldular..."

Bu tür arkası getirilmeyen haberlere bitiyorum işte. Oysa, Taksim Meydanı'nda yapılan İsrail'i kınama ve Filistin'le dayanışma mitingine elde kamera katılan kızlı-erkekli İsrailliler, en az bir haftalık manşet konusu olabilecek önemde bir haber. Star'ın bir günlük manşeti ertesinde konuyu ele alan olmadı.

ABD'de "Casus İsrailli öğrenciler" konusunu işleyen Fox-Tv muhabiri Carl Cameron'a konuşan bir Amerikalı yetkili, "11 Eylül ile bu İsrailliler arasından irtibat kurmaya yarayan kanıtlar gizlidir, topladığımız kanıtlardan bile söz edemem; 'gizlidir' dedim ya" diye söylenmişti. Carl Cameron'un, araştırmasının sonucunu şöyle özetlediğini de biliyoruz: "DEA, INS ve FBI örgütlerinden müfettişler, Fox-Tv'ye, İsrailli casus konusunu izlemenin kariyer intiharı olacağını söylediler." Bir başka gazetecinin, "Sizinle aynı fikirdeyim ve İsraille ilişki ABD'nin geostratejik çıkarlarına aykırı; ancak bunu söylediğim an masamı temizlemek zorunda kalırım" sözlerini de ciddiye almak gerek...

Zaten, bu tür uyarıları olağanüstü ciddiye aldığım için, içişleri bakanının, "İsrailli casus mu, ha o konu devlet sırrı" deyişinin altında yatan sebebi de anlayabiliyorum.

Ne memleket olduk ama! Sanıyorum, Ankara, İkinci Dünya Savaşı yıllarında bu kadar heyecanlı olaylara tanık olmuyordu...


15 Nisan 2002
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED