T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Yeni bir lider, yeni bir hareket, yeni bir "makul çoğunluk" lazım!

Türkiye'nin yakın siyasi ve basın tarihinde, henüz resmen ortaya çıkmamış, adı konmamış bir siyasi partiye açıkça destek veren bir gazete manşetiyle bugüne kadar karşılaşmamıştık. Hürriyet gazetesi bunu da başardı!

Hürriyet'in 5 Nisan tarihli sayısının gayreti bambaşka bir şey... Gazete "Merkez sağda sürpriz lider" (!) gibi, eminim "sürpriz lider"in de bir sürpriz olarak algıladığı bir manşetle önümüzde. Şu sürpriz spota da göz atın: "Merkez sağ, yeni bir lider ve yeni bir oluşum çıkardı. Hareketin lideri merkez sağda çok iyi tanınan Mehmet Ali Bayar, sloganı da makul çoğunluk" (!)

Herşeyden önce, spotuyla birlikte bu manşet gerçekleri değil, sadece gazetenin kanaatini yansıtıyor. "Sürpriz" hareketin bir "yeni oluşum" olacağı ne malum; "sürpriz lider" Mehmet Ali Bayar'ın "merkez sağda çok iyi tanınan" birisi olduğu ne malum; "makul çoğunluk" sloganının demokratik bir rejimde "makul" bir slogan olduğu ne malum... Hürriyet'in sayıları dörtyüz küsur bin civarında olan okurları arasında Mehmet Ali Bayar adı acaba kaç kişiye bir şeyler hatırlatıyor dersiniz? Peki o zaman bu manşet de nereden çıktı? Hürriyet'in daha adı konmamış bir hareket için bugünden halkla ilişkilercilik oynamaya başlaması da nereden çıktı? Gazetenin ne gibi bir sıkıntısı var; gazete mevcut "merkez sağ" partilerden hepten mi umudunu kesti; yoksa okurun (ve seçmenin) önüne artık daha sıklıkla gelen kamuoyu araştırmaları sonuçlarının rahatsız edici manzarasından kendisini kurtarmak için önünde tek umut kapısı olarak Bayar mı kaldı? Gazetenin "merkez sağ" ANAP liderinin bir başka "merkez sağ" (!) parti olan MHP'ye yönelik övgülerini birinci sayfasına taşımasının üzerinden bir gün bile geçmeden, bu "sürpriz" de nereden çıktı?

Gazetenin genel yayın yönetmeni de yazısını bu "sürpriz"i değerlendirmeye ayırmış. "Makul çoğunluk, azgın azınlık" başlıklı bu yazı, bana göre, yazarının özellikle son dönemde sinirlerinin ne derece bozuk olduğunun iyi bir delili... Ertuğrul Özkök, "1980 yılından beri Türkiye'nin başındaki en büyük dert" olan "azgın azınlık"ı öyle dirayetli bir biçimde tasvir ediyor ki, insan hem gülüyor, hem üzülüyor, hem de onun adına cidden kaygı duyuyor! Nasıl gülmezsiniz; "Bu azgın azınlık, hoşgörüsüzdür. Kendininkinden başka hiçbir görüşe tahammülü yoktur. Karşı fikri terörize edip, susturmak ister. Toplum içindeki nüfusları yüzde sıfır nokta bir şeydir. Ama sesleri bunun binlerce katı fazla çıkar" türünde satırları okuyunca nasıl gülmezsiniz? Bu satırları okuyan okur, "Madem öyle, madem ki azgın azınlık yüzde sıfır nokta bir şeydir, o zaman niçin onları ciddiye alır ve gün aşırı onlardan söz edersiniz?" diye sormaz mı? "Madem o kadar marjinaller, o zaman nasıl oluyor da sesleri cüsselerinin binlerce katı fazla çıkıyor?" demez mi? Türkiye'nin en çok satan gazetesinin genel yayın yönetmeninin kafasını bu "azgın azınlık"la bozması "makul çoğunluk"a uygun bir davranış mı?

Özkök'ün şu satırları özellikle dikkatimi çekti: "Siz terörün her türlüsüne karşı çıkmak gerekir dediğinizde, sizi mutlaka şunun bunun tarafına kaydederler:" Dikkatimi çekti, çünkü yazarın benim iki gün önce Medyakronik'de yayımladığım "Hürriyet: Şaron yanlısı gazete" başlıklı değerlendirmem de "azgın azınlığın" marifetleri arasına giriyordu. Ne yani, bu da mı "azgın azınlık" davranışı? Sen tut bir kurmay tankçı edasıyla İsrail'e verilen ihaleyi temelsiz birtakım fikirlerle besleyerek yürekten savunmaya çalış, köşelerini "anti Arap" karalamalarla doldur, ama birileri çıkıp "Hürriyet: Şaron yanlısı gazete" deyince de "İşte azgın azınlık!" diye ifşa et!

Biz yine dönelim şu "sürpriz lider" ve "makul çoğunluk" meselesine: Özkök, "azgın azınlık"ın panzehirini "sürpriz lider"de buluyor: "Aylardır bu azgınlığın panzehirini arıyordum. Dün Mehmet Ali Bayar'la konuşurken buldum. 'Makul çoğunluk'... Yani azgın azınlığın nefret ettiği insan türünün yaşama iklimi." Özkök, bu yeni "kavram"dan hareketle, önümüzdeki seçime bir de slogan öneriyor: "İktidar makul çoğunluğa." Yine gülünesi bir manzara... Hadi gönlü kırılmasın diye "azgın azınlık" olarak biz de sloganımızı belirleyelim ve "İktidar sovyetlere!" diyelim! "Makul çoğunluk"? Çok matrak bir "kavram" değil mi? Yani öyle bir çoğunluk ki, bütün özelliği "makul" olmaktan ibaret. "Makul"un ölçüsü tabii ki paşa gönlünüze kalmış; yüzde 10 mu "makul"dür, yoksa yüzde 5 mi, buna siz karar vereceksiniz. Yeter ki makul olsun... Dikkat ederseniz, "makul"ün bu yeni ölçüsü "merkez sağda çok iyi tanınan sürpriz lider"in özelliklerine de çok iyi uyuyor. Sizi duyar gibiyim; "Makulün ölçüsünü daha da aşağılara, yüzde 1'lere filan çeker misiniz?" dediğinizi duyar gibiyim... Yani aşağı yukarı "azgın azınlık"ın oranı kadar bir şey! Ama onların "sesleri bunun binlerce katı fazla" çıkıyor? Ne yaparsınız, hayat böyle işte...


8 Nisan 2002
Pazartesi
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED