Geçen çarşamba günü Kırklareli'ne bağlı Büyükmandra beldesine gittim, Orhan Ayhan, Kırkpınar Ağalarından Ayhan Sezer, spor yazarı Ömer Altay ve İtalyan doktora öğrencisi Mikelanj'la birlikteydik.

Mimarideki ustalığı Koca Sinan ayarında olan namlı İtalyan'ın adını taşıyan bu delikanlının doktora tezi: "Türkler ve Güreş" üzerine imiş, ta oralardan, işte Roma'dan gelip beni buldu. Orhan Ayhan da TRT'de Kavasoğlu Halil İbrahim Pehlivan'la ilgili bir belgesel hazırladığından Mikelanj'ı da yanımıza aldım, istedim ki, yediden-yetmişe herkesin güreş konuştuğu gerçek atmosferi yaşasın.

Bu yakınlarda gazete çıkartmağa başlayan Ömer Altay da sıkı güreş vurgunlarındandır. Ekibimizi Büyükmandra Belediye Başkanı Hülya Gürman karşıladı. Oradan topluca Kavasoğlu Halil İbrahim Pehlivan'ın kabrine gittik. Bu büyük sporcunun kabir taşında doğum ve ölüm (1833-1907) tarihleri yazılıydı ve bugüne kadar O'nunla ilgili ne kadar not gördü isem, demek ki külliyen yanlıştı!

Ağa Ayhan Sezer, ana tarafından Kavasoğlu'nun torununun torunu olur. Kırkpınar'da Ağalığa soyunmasının sebebi de zaten bu, güreşemedi ama genlerinde yer alan hevesle Ağalık yaptı, pehlivanlara kol-kanat (1999) gerdi.

Başkan Hülya Gürman da Şamdancıbaşı Kara İbo'nun torununun torunu olduğunu söyledi. Şimdi bu iki kahraman sporcuyla ilgili kimi bilgileri buraya aktarırsam, eski dostum Orhan Ayhan'ın TRT'de yayınlanacak belgeseline gölge düşürtmüş olurum.

Onun için fazla derinlere giremiyorum. Merkez Camii bahçesinde ve belediyede yapılan çekimleri takiben Başkan Hülya Gürman bizi bir eve götürdü. 96 yaşında olduğunu söyleyen bir nine, bizlere heyecanla güreş menkıbelerinden bahsetti. Belde halkının çoğunluğu ya Kavasoğlu'nun ya da Şamdancıbaşı'nın akrabalarıydı. Bütün gün güreş konuşuldu. Hasat zamanı sürdüğü traktörü şaha kaldırmakla namlı, lakabı "Kazma" olan İbraam'ı (İbrahim) o gün göremedim. İbraam, vakti zamanında traktörü şaha kaldırır ve traktör ters dönünce altında kalır, hem de 48 saat. O günden sonra tövbeliymiş ama rahat duramaz. O'nun ilk vukuatı değil bu.

Birgün yine aynı hareketi yapmış, adamın biri İbraam'a silah çekmiş: "Amile (hamile) karım çocuk düşürsün mü istiyorsun?" diyerek de bağırmış! Büyükmandra'da 77 yıldan beri geleneksel olarak yağlı güreş kapışmaları yapılıyor. Şu sporun meraklıları dünyada eşsizdir. Güreş alanına bir "ip" çekilir, hiç kimse bu ipin arkasında durup da kapışmaları seyretmez, gider para verip biletini alır, ondan sonra da bazan sekiz, bazan on saat yerinden kalkmadan yuh çekmeden, alkışlamadan, yemeden-içmeden müsabakaları izler.

Pehlivanların peşrevleri "kartalın avının üstüne atılmadan önceki son hareketlerine" benzer. Bakalım Orhan Ayhan, günü gelince TRT'den bizlere neler sunacak.

Ayrıca eklemeliyim ki, bu işleri TRT'ye ben "meccanen" yapıyorum. İstiyorum ki güreş sevgisi ölmesin. Bu spora zaman ayırdığı için Genel Müdür Yücel Yener'i de kutluyorum... DAN KOLOV

Bulgarlar'ın en önemli sporcularından biri. Geçen hafta bu tanınmış güreşçinin adına uluslararası turnuva oldu ve Türk Milli Takımı, birinciliği elde etti. İlk kez Dan Kolov Turnuvası'nda takım halinde birinciliğe ulaştık. Gazetelerde tek sütun da olsa göremedim. Spor yazarları kongre heyecanına mı kapıldı nedir, anlayamadım! Tahran'daki Tahti Turnuvası'nda ikincilik elde etmiştik, bu başarı da gözlerden uzak tutuldu. Skandal mahiyetinde olay varsa manşet, başarı, hasıraltı!

LEVENT ERDOĞAN

Serdar Bilgili'nin yeniden başkan seçileceğini biliyordum ama, gaza gelen Hasan Arat'ın oylarını bölmemek için yazmadım. Serdar Bilgili, adaylığını koyduğunda çoğu kişi "kazanamaz" dediydi. Bir de baktım ki bu değerli yönetici, İttihat ve Terakki'nin bir numaralı kurucusu Dr. İbrahim Temo'nun akrabası. Temo'nun, çapraz silahlı, eli tüfekli bir fotoğrafını Yeni Şafak'ta yayınlayıp, O'nun Başkanlığı kazanacağını belirtmiştim. Dr. Temo'nun kızı Sema bana şöyle demişti: "Babam Dr. Temo, kudurmuş bir ihtilalciydi. O'nun önünde durulamazdı!" Ee, ne de olsa Bilgili'nin genlerinde başarmak var. Bu arada belirtmeliyim ki, yönetim kuruluna seçilen çok değerli hukuk adamı Levent Erdoğan'dan Bilgili, alabildiğince yararlanabilir. Levent Erdoğan, aynı zamanda büyük güreşseverlerdendir.

HÜSEYİN YILDIRIM

Büyük boksördü. İdman yeri olarak Galata Köprüsü'nü seçerdi. O tarihlerde (1959) dünyanın en kalabalık geçidi olan köprüde hızla koşar, insanların aralarından sıyrılırken kendisine göre "idman" yapardı ki, doğrudur. İdman yaparken, birgün biri bağırmış: "Aaa, işte köprünün delisi geliyor..." Orhan Tuş'u yendiğini, değerli arkadaşım Taci İçsel'in burun kemiğini kırdığını hatırlıyorum. Hüseyin Yıldırım, aynı zamanda atletti ve 10 yıl kadar da Sivasspor'un başkanlığını yaptı, kulakları çınlasın.

ALİ GÜMÜŞ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu