T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
ANAP'ın yorgun milletvekilleri!

Kim ne derse desin Türkiye seçim havasına girdi. TBMM Haziran sonunda tatile girerken bir erken seçim kararı alabilir, almazsa Ekim başında açıldığında seçimle yatar, seçimle kalkar. Bu nedenle siyasi partilerde gizli gizli seçim hazırlıkları yapılmaya başladı. Bunlardan en ilginç olanı ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı A. Mesut Yılmaz ile en yakını bir ANAP MKYK üyesi arasında nisan ayında geçen diyalogdan kulislere sızan bir söyleşidir.

Söyleşi;

Yakını "Sayın Genel Başkanım, yapılan kamuoyu anketlerinde durumumuz pek iyi görünmüyor bir şeyler yapmalısınız."

Yılmaz, "Haklısın bazı arkadaşlar yoruldular, taze kan lazım. "

Yakını, "Kim bu yorgunlar?" bir süre sessizlik yaşanıyor. Yılmaz, "Ayrılanlara üzülmüyorum, birkaç kişi daha gitsin rahatlarız, Ersin Taranoğlu ile Murat Başesgioğlu'nu tutun yeter. "

Yakını, "Ersin'i bakan yapın, Ahmet Özal'a da söz vermişsiniz." Yılmaz'da sessizlik.

Yakını, "Bana göre yorgunlar" der ve başlar saymaya; "M. Ali Bilici-İbrahim Gürdal-Sümer Oral-Yaşar Topçu-Cemal Özbilen-Işın Çelebi-Şamil Ayrım-İlhan Aküzüm-Ahmet Kabil-Şadan Tuzcu-Yaşar Eryılmaz-Segbetullah Seydaoğlu-Ataullah Hamidi-Veysel Atasoy-Levent Mıstıkoğlu-Evren Bulut..." der. Bu değerlendirmeye karşılık Yılmaz'dan hiçbir ses çıkmaz.

Kendisi bir türlü yorulmadı

Yorgun milletvekilleri listesine, nedense Mesut Yılmaz kendi girmez. Girmemesi bence doğru olanıdır. Çünkü Yılmaz, rahmetli Özal'ın mirası olan yüzde kırkı yiye yiye yüzde on üçlere indirirken hazır yedi hiç yorulmadı.

1999 seçimleri öncesi, bana ve bazı arkadaşlarıma da, yukarıdaki listede adı geçen milletvekillerine yapılan değerlendirmeler gibi iddialar iletilmişti. Ama o günlerde bunlar bizim bir kulağımızdan girip öbür kulağımızdan çıkmıştı. Sonunda kulis iddiaları doğru çıktı. Benden söylemesi sakın bu söylentileri boşa atmayın. Bu yorgunlar listesini iyi saklayın.

Sessizliği ben bir soru ile bozmak istiyorum. Yılmaz'ın değiştim demesine acaba kimler inanır? Ayrıca; ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu'da Ankara'da siyasi ofis oluşturanlar kervanına katıldı. Erkan Mumcu'nun arkasında beyninin yarısı olarak takdim edilen Yalvaç Belediye Başkanı Tekin Bayram ile birlikte 40 milletvekili olduğu, Erkan Mumcu'nun yapılacak ilk MKYK toplantısında Mesut Yılmaz'a muhalefetini yükselteceği ve kamuoyuna da ANAP içinde kalarak mücadele edeceğinin mesajını vereceği konuşuluyor.

Başkent Değişim Grubu

Değişik meslek gruplarından 50 arkadaş benim koordinatörlüğümde bir araya gelerek "Başkent Değişim Grubu"nu oluşturduk. Ülkemizin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması için, ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal alanda projeler üretmek ve bu projeleri kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. 20 Mayıs 2002 günü, ilk onur konuğu ve konuk konuşmacımız Yargıtay Başkanı Sami Selçuk olup, konu "Çağdaş Hukukta İdamın Yeri" olacaktır. Hiçbir karşılık beklemeyen, ülke sevgisi ile dolu herkese kapımız açıktır.
İrtibat için tel: 0 312 495 00 54 'dür.

OKU-OKU-OKU

Okur yazar insanlar, "Şükür Elhamdülüllah Müslümanım" diyenler, bu güne kadar yüce dinimiz İslam'ın esas kaynağı olan Kur'an'ı Kerim'in Türkçe tercümesini baştan sona hiç okudunuz mu? Açık yüreklilikle ve içtenlikle soruyorum. Dininizi anneniz, babanız, dedeniz, nineniz veya mahalle büyüklerinden, veya ilk mektepteki aldığınız bilgiler kadar mı biliyorsunuz ve bu bilgileri yeterli buluyor musunuz? Dînî bir konuda aydınlanmak için ilçe müftüsüne hiç gidip soru sordunuz mu? Son günlerde televizyonlarda yapılan dînî içerikli tartışmalardan öğrendiklerinizin doğruluğu konusunda il müftüsüne hiç başvurdunuz mu?

Yukarıdaki sorulara kişilerin vereceği cevapların büyük bölümünün hayır olacağına inanıyorum. Türkiye'de yaşanan sıkıntıların kökünde yatan önemli bir gerçek olan bu aydınlanmama, doğru bilgiye ulaşmama olgusunun mutlaka yıkılması gerekir. Bu konuda Diyanet İşleri'nden sorumlu ilgili Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz'a büyük görevler düşmektedir. Diyanet'in okur yazar her kişiye bir adet Kuran' ı Kerim'in Türkçe tercümesini hediye etmesini gündemine almasını tavsiye ediyorum. Bize verilen ilk emir, "Oku" değil mi?

Türkiye yaşam biçimini değiştirmelidir

Kalp krizi geçiren veya kalp ameliyatı olan hastalara doktorlar, yaşam biçimlerini değiştirmelerini söylerler. "Eğer bizim tavsiyelerimize uymazsanız ölüm riskiniz yükselir, yağlı, şekerli, tuzlu beslenmeye son" derler. Uyarıları ciddiye alanlar sağlıklı yaşamaya devam ederler.

Devletlerinde yaşamında zaman zaman operasyonlar, doktorların tavsiye ve telkinleri olur. Bunlara uyan devletler krizden çıkar ve yoluna devam eder. Türkiye ekonomisi 2001 de geçirdiği krizden dolayı bir büyük ameliyata alındı. Doktorlar kestiler, biçtiler, diktiler, tavsiyelerini içeren bir de acı reçete yazdılar. Türkiye'yi yönetenler, bu tedavi biçimine işlerine gelmeyen alanlarda uymamaktadırlar. Örneğin;.

Bugüne kadar Türkiye'nin iki ana sorunu kaynaklarını yiyip bitiriyordu. Bunlar; PKK terörü ile yapılan mücadele ve kamu maliyesi savurganlığı. Terörle yapılan mücadele eskisi kadar kaynak yok etmediğine göre, geriye kamu maliyesi kalıyor. Kamuya baktığımızda; 36 bakanlık, kamu lojmanları, kamu binek araçları, kamu bankaları, KİT'ler, BİT'ler, hayali ihracat, naylon fatura, ihale yolsuzluğu, adam kayırma, kayıt dışı ekonomi devam ediyor. Yani Türkiye doktorların tavsiyesine uyarak yaşam biçimini değiştirmedi. Bu inadın sonu nereye gider? Bence kronik krize gider.

Türkiye bu ayıbı taşıyamaz

Konya Milletvekili Hüseyin Arı, 22. 02. 2002 tarihinde, Başbakan Ecevit'in yazılı olarak cevaplandırması istemiyle soru önergesi verir, önergede;

"1-Naylon fatura yolsuzluğu yaptığı iddiası ile yargılanan ve hakkında gıyabi tutuklama kararı olan ve kırmızı bültenle aranan Orhan Aslıtürk; şu anda yaşadığı Londra'dan niçin Türkiye' ye getirilmiyor?

2-Söz konusu şahsın, Türkiye'ye getirilmesine hükümetteki bazı bakanlar ile akraba oluşu, bir engel teşkil etmekte midir?" diye sorar. Aradan üç aya yakın bir süre geçmesine rağmen hükümetten tık bile çıkmaz. Türkiye bu ayıbı taşıyamaz.

Sultan'dan tarihî uyarı

Abdülmecit diyor ki: "Bütün iyi ve yararlı işlerin sözden uygulamaya geçirilememesinin yegane güçlü sebebi rüşvet ve yolsuzluktur. Bu tiksindirici hal baki oldukça, her nasıl çalışılırsa çalışılsın, hiçbir düzenin kalıcı olmayacağı, çok defa denenip görülmüştür. Öyleyse öncelikle ve öncelikle şu iğrenç fiilin kökünden yok edilmesi çaresine bakılması gerekir."

Osmanlı' yı kemiren güve cumhuriyeti de kemirmektedir. Toplumsal bir hastalık olan yolsuzluk tedavi edilmediğinde kanser gibi tüm vücudu sarar ve öldürür. Sultan Abdülmecit'in yukarıda ki veciz sözlerini Başbakan Ecevit'in dikkatle okumasını tavsiye ederim.

CHP'nin seçim söylemleri

"Halkı ezdirmeyeceğiz, ülkeyi soydurmayacağız; Türkiye'yi perişan edenlerden, halk adına hesap soracağız..."

"Ekonomi ve siyaset anlayışımızın odağında insan vardır... Biz halkımızla birlikte; devleti sosyal, siyaseti demokrat, ekonomiyi üretken ve yarışmacı hale getireceğiz..." Deniz Baykal


13 Mayıs 2002
Pazartesi
 
TEVFİK DİKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED