Dünyanın tanınmış yazar ve sanatçıları dünyanın geleceği konusunda karamsar düşünüyorlar. Türkiye'de de edebi eserleri ve çeşitli konulardaki makaleleriyle tanınan Hintli bayan yazar ve eylemci Arundathi Roy, ABD'nin Afganistan'daki askeri operasyonuyla yeni tür bir savaşın başladığını düşünüyor.

Nükleer bombalar, büyük barajlar, küreselleşme ve ABD'nin Afganistan'a operasyonuna dair uzun, güçlü siyasi denemeleriyle "Hindistan'ın Pablo Nerudası" da denilen 41 yaşındaki Hintli yazarın Yeni Delhi'deki evinde Kyodo News'e verdiği demecinde, günümüz dünyasına bakışı özetle şöyle: "Samanlıktaki iğneyi bulmak için samanlığı yakmak gibi, ABD bu ülkeyi mahvetti ve aradığı Usame bin Ladin'i ya da Molla Ömer'i, Taliban liderlerinin hiçbirini bulamadı, Al-Kaide örgütü dünyanın her yerinde...

ABD Başkanı Bush'un yaptığı insanlardaki öfke bir yana, kendisinin kızgınlığını, öfkesini de artırdı. Nükleer silahlar, B-62 bombardıman uçaklarına ve diğer birçok silahlara sahip olunabilir, ancak, dünya insanları öfkeli ve ölüm korkusundan çok bu duyguyla yaşıyorlar. İnsanlar ölümü umursamayacak, kendi bedenlerini bomba olarak kullanmayı dert etmeyecek duruma itildiler.

Biyolojik içgüdü eşiği aşıldı gibi... İnsanlar yaşamla ölüm arasındaki çizgiyi geçerse, o zaman kurallar değişir ve sizi güçlü kılanlar ile güçsüz kılanlar değişir. Tüm füzeler, radarlar, keşif uçakları vs'ye rağmen bunları durduramamakla kalmaz, kendi insanlarınızdaki gelecek korkusunu da gideremezsiniz.

Afganistan operasyonuyla Taliban'a bu ülkede zarar verilmiş olabilir, ancak, Taliban'ı Beyaz Saray ve Hindistan'a taşıdılar. Talibanlaşma kültürünün tamamı canlı ve iyi durumda. Demokrasiyi koruma adına vatandaşların özgürlüklerini yıkıyorsunuz."

Modern balenin devi Maurice Bejart

'Dibe vurmadık ama düşüyoruz'

Modern balenin devi, çok ödüllü koreograf Maurice Bejart, yüreğinde sevgi yaklaşımıyla, insanları ırk ve etnik engellerin ötesinde birleştirmeyi hedefliyor. İslam'ı, sufizmi benimseyen, dünyanın dini ve sanatsal açıdan bağlanmasından bahseden Bejart, Kyodo News'e verdiği demeçte, dünyanın fiili sorununun dinin amacını kaybetmesinden kaynaklandığını söyledi.

Bejart'ın günümüz dünyasına dair görüşleri özetle şöyle: "Din ilişki anlamına geliyor, şimdi dinler birbiriyle savaşıyor, din savaş için keşfedilmedi, dini savaşla karıştırıyorsanız, dindar değilsiniz, gerçekten değil. Din bir şeylerin, insanların birliği ve kendinde birliği bulmak, çünkü esasta tek kaynak var. Esasen dünya büyük bir hata yaptı, çünkü, tüm değerleri birbirine karıştırıyorlar, ekonomik taraf çok güçlendi ve başka herşeyi tahrip etti. Ekonomi için tabiatı tahrip ettik, denizi, havayı ve nihayetinde de insanların ruhlarını tahrip ediyoruz. Evet ekonomiye ihtiyacımız var, fakat, insanlar ekonomiyi 'tanrı' olarak görüyor, biliyorsunuz, ekonomi 'tanrı'. Hint teolojisinde bahsedildiği üzere biz düşüş devresinin (kali yuga) ortasındayız, ancak, henüz dibe vurmadık, gerçekten dibe vurunca yeniden yükselirsiniz. Bu ne kadar sürecek bilmiyorum, fakat, kötüleşecek, yeniden yükselişten önce durum ancak kötüye gidebilir.

ABD'de 11 Eylül olayları uzun süre önce başlayan savaşın bir parçası, bu 2. Dünya Savaşı'nın devamı gibi, o dönemin savaşının bir parçası ve dünyayı değiştirmedi. Fakat, bu aynı zamanda birçok ülkenin Amerika'ya isyanı, çünkü, ABD dünyanın yargıcı olmayı isteyen bir devlet, 'bu beyaz, bu siyah' diyorlar ve bizim Amerikalılar gibi yaşamamız gerektiğini söylüyorlar. ABD'nin bu tutumu yanlış. Dünyadaki saldırılar, çatışmalar, savaşlar uzun bir devreden geliyor, eskiden acı çekenler şimdi başkalarına acı çektiriyor, dolayısıyla, bu hiçbir zaman durdurulamaz." Bejart, ABD'nin dünyanın hakimi, yöneticisi olmak istediğini, bu nedenle de diğer ülkelerin isyan ettiğini ifade etti.

Çinli yazar Wang Meng

Bush'un kör vatanseverliği

Çin'in edebiyat ustalarından Wang Meng, ABD'de 11 Eylül olaylarından sonra, ABD'nin "çocuksu" diye nitelediği Devlet Başkanı George Bush liderliğinde kör vatanseverliğin yükseldiğini, ABD'nin tek kutuplu dünya hakimiyetinden endişe duyduğunu dile getirdi.

Çin'de 1960'larda "sağ görüşlü" olmakla suçlanıp, ailesiyle birlikte Doğu Türkistan Özerk Bölgesi'ne taşınan, itibarının iade edildiği 1979 yılına kadar, orada Uygur dilini ve İslamiyet'i öğrenip, azınlık halklarına ilgi duyan, eserlerinde bu bilgileri yansıtan Çinli yazar Wang'ın Kyodo News'e verdiği demecinde günümüz dünyasına bakışı özetle şöyle: "Global kapitalizmin hayatiyeti serbest rekabette yatıyor. Serbest rekabet olmaksızın, bilim, sanayi ve ekonomi bugünkü düzeylere ulaşmazdı. Fakat, rekabetin de bir bedeli var; kazananlar mutlu, fakat, kaybedenler sefil şartlara düşüyor. Kaybedenler yoksul ve geri kalmış, bilim ve teknolojinin nimetlerinden yararlanamayan bu insanlar ümitlerini gerçekleştiremiyor ve tehlikeli şeyler yapacaklar." 21. yüzyılda, ekonomi, sanayi, bilim ve teknoloji kanalıyla yayılan küreselleşme eğilimlerini durdurmanın imkansız olduğunu ileri süren Meng, ekonomik kalkınmadan faydalar sağlandığını belirtiyor.