Bizim Gaziantep'in gerçekten hoş özdeyişleri vardır. Bunlardan bazılarını, zaman zaman kullanıyorum bu sütunda..

Mesela, "Adamın Ömer diyeceği, ağzını büzmesinden belliydi" gibi..

Mesela, "Davacının aptalı derdini mübaşire anlatır" gibi..

Ve bir de şu var hatırladığım..

-Keyfim paşa keyfi.. Halim itlerde yok!..

Dün günlük haberlerin gelişmesini izlerken, aklıma bu "Keyfim paşa keyfi, halim itlerde yok" özdeyişi geldi..

Gerçekten de durum böyle değil mi?

Eğer gülüp eğlenmek isterseniz, Türkiye'deki günlük olaylar, sizi gülmekten çatlatabilir..

Örneğin şu "Forum İstanbul"un konuşmacılarını ve tartışmaları izleyin..

Mesela Avrupa Parlamentosu milletvekili Ozan Ceyhun, "Global köyün Türkleri" oturumunda, şunları söylemiş:

-Ölüm cezasını yıllardır uygulamayan bir ülkenin, ölüm cezasını kaldırmakta neden zorlandığını anlayamıyorum. Sonra, Almanya'da protokolde, askerlerin arkasında değil önünde durur milletvekilleri. Almanlar birşey yaparken, orduya danışmazlar.. Ben milletvekiliyim ama, Almanya'da kuvvet komutanları kimdir, bilmem..

Ozan Ceyhun bunları söyleyince, Fatih Terim söz alıp, cevap vermiş..

-Burada devletin memurları var. Ama sen onların önünde ordu hakkında konuşabiliyorsun. Bu da gösteriyor ki, burası demokratik bir ülke. Tavsiyem kötü örneklerden uzak dur, geldiğin yeri unutma..

Böyle şeyler söylemiş Fatih Terim..

Demek Fatih Terim, böyle şeyler söyleyenlerin oracıkta gözaltına alınmamasını bile, demokrasinin varlığına kanıt sayıyor.

Derken dün de, bu "Forum İstanbul"da Başbakan Ecevit konuştu..

"Kara göründü" falan diyerek, esenliğe çıkışın işaretlerini verdi yine..

Ekonomi alanındaki engin bilgisini, ihracatçılara, üreticilere yansıttı..

Mesela şöyle dedi:

-Tüketimi artırmanın sağlıklı yolu, girişimcilerimizi, yüksek kâr yerine sürümden kazanmaya alıştırmaktır..

Ecevit belli ki, kitle gazetelerini iyi okuyan bir ekonomist.. Çünkü üretimi ve talebi artırmak için, "geçen yıl düzenlenen indirim kampanyalarının, iş âleminde alışkanlık haline gelmesini" önerdi..

Başbakan olmak kolay mı?..

Beyaz Saray'dan, Ak Merkez'e uzanan bir çeşitlilik üzerinde, düşünce üreteceksiniz.

Ecevit bir de, "Dinamizm Seferberliği" önerdi dün "Forum İstanbul"da..

-Bu yıl bu toplumun dinamizmini değerlendirmek için, bir seferberlik açmamız gerekli, dedi..

Bu öneri benim de aklıma yattı..

Hatta bu "Dinamizm Seferberliği" başlatılırken, önde Ecevit olduğu halde, onbinlerce kişi koşarak Asya'dan Avrupa'ya geçer..

Veya yürüyerek..

Neticede, gerçekten "keyfim paşa keyfi, halim itlerde yok" gibi bir durum bu..

Siber-uzayda yolculuğa başlayan "Liberalem.com" sitesinde, bir şaka vardı..

Her milletten öğrencilere, "filler üzerine yazın" diye kompozisyon ödevi vermişler.. Bakın kimler neler yazmış:

-Fransızlar: Fillerde cinsel yaşam.
-Çinliler: Fil pişirmenin bin çeşidi.
-Etiyopyalılar: Bir fille, bin kişi nasıl doyar?
-Almanlar: Fillerin Alman dil ve kültürüne etkileri.
-Amerikalılar: Süper-fil nasıl yetiştirilir?
-Japonlar: Küçük, transistörlü fil yapım teknikleri.
-Brezilyalılar: Karnavalda fillerle samba yöntemleri.
-Türkler: Ne olacak bu fillerin hali?

Ecevit çocuk olsaydı ve ona bu ödev verilseydi ne yazardı?
-Köykentte esenliğe çıkan dinamik bir filin özgürlük şarkısı!..

ŞAKA

-4 yaşın anıları!..

Sevgili kalemdaşım, Mehmet E. Yavuz, 1938'deki cumhurbaşkanlığı seçimini yorumlarken, yazısına "Mehmet Barlas yanlış hatırlıyor" diye başlık atmış..

1938'de ben -4 yaşımda olduğum için, burada "hatırlamak" fiili söz konusu olamaz..

Olsa olsa, "okuduklarımı yanlış hatırlıyorum"dur..

KUTSAL BİR GÖREV

Şehit Binbaşı Toytunç, "Barış Şehidi"dir!..

Önceki gece internetin başındayken, El Halil'deki Birleşmiş Milletler Barış Gözlemcisi Binbaşımız Cengiz Toytunç'un şehit edildiği haberini öğrendim.. Yüzbaşı Hüseyin Özaslan yaralanmıştı.. Araçta bulunan İsviçreli Barış Gözlemcisi Catherine Burns da, aldığı yaralar sonucu hayatını kaybetmişti..

İnternet'te, haber sitelerinde dolaşıp, daha geniş bilgi almaya çalıştım..

Olay saat 22.30 civarında olmuştu..

Türk ve yabancı haber sitelerinden bazıları, olayın ayrıntılarına saatlerce girmedi.. Belli ki özellikle bazı Türk haber siteleri, sadece "gündüz haberciliği" yapıyor..

Amerikan, İngiliz haber sitelerinde ise, 3 barış gözlemcisinin pusuya düşürülmeleri, ikisinin öldürülmesi, "küçük haber" niteliğindeydi..

O sırada düşündüm..

Barış için, yabancı diyarlarda hayatını kaybedenlere ilişkin haberler, bazan Afrika'dan, bazan Yugoslavya'dan, bazan Uzakdoğu'dan gelir hep..

Bizim subaylarımıza saldırı olduğu dakikaya kadar, ben de bu tür haberleri pek önemsemezdim..

Şimdi anlıyorum işin önemini..

Yabancı bir ülkede tanımadığı insanların barışı için görev yaparken hayatını kaybetmek ne demek, çok iyi anlıyorum..

Şehit Binbaşı Toytunç'u, saygı ve rahmetle anıyorum.

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu