T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Biraz light, biraz 'laikçi' magandalar

Türkiye kendi kültürel kodlarını gerektiğince içselleştirip çağdaş değerleri yakalayamadığı için, çıktığı yeni dünya yolculuğunda sürekli yeni maganda tipleri üretti. Sosyolojik bir analizle bakıldığında bütün toplumsal kesimlerde aynı "çarpıklığı" görmek mümkün.

Buna Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı "paranoyakça korkular" da eklendiğinde, her alandaki maganda tiplerin sayısının daha da arttığını görürüz.

Malum, trafikte maganda enflasyonunun en yoğun yaşandığı ülkelerin başında geliyoruz. Büyük şehirler adeta maganda kaynıyor. "Kara para" ile sınıf atlama hevesine kapılmış "pala bıyıklı" şehir magandalarından sevinmeyi bile beceremeyen "futbol magandaları"na, düğünlerin eli silahlı magandalarından asker uğurlama törenlerinde insanların ölümü üzerine "vatan millet Sakarya" çığlıkları atan "Türkçü magandalar"a kadar ne ararsan var şehirlerimizde...

Bir de cumhuriyeti ve demokrasiyi bir türlü içine sindirememiş, gizli gizli dikta özlemleri çeken özel "laikçi magandalar" var. Cumhuriyetin milletle buluştuğu bütün kavşaklarda bu magandaların asık suratlarıyla karşılaşırsınız. Çünkü onların en büyük alamet-i farikası "poturlu" halktan nefret etmeleridir.

Sıkı durun, şimdi en renkli maganda dünyasına giriyoruz. Yeni "medya magandalı..." Türk medyasında son yıllarda gazetecilikten çok, patronlarına "özel yalakalık" servisi yapan, siyasal iktidarları yalamaktan dilleri nasırlaşmış çok özel maganda tipler ortaya çıktı. Bunlar, bütün yalama işlerinde her zaman her yerde hazır ve nazırdırlar... Patron mu yalanacak, "medya magandaları" hemen oradadır, patrona kredi mi alınacak magandamız gerekli bakanlığın kapısına dilini çoktan yapıştırmıştır bile...

Sizin anlayacağınız, bu "şlapçı magandalar" yeryüzünün çok özel yaratık türleri arasında yer almaktadırlar. Türk medyası dışındaki topraklarda pek yetişmezler. Genellikle "kartel medyası" gibi devlet destekli, "hortum"u bol sulak arazilerde yetişirler... Kartel dışına çıkınca yaşayamazlar, hukukun egemen olduğu demokratik toplumlarda nefes almakta güçlük çekerler, taç yaprakları hemen soluverir...

"Şlapçılar"ın en yakın akrabaları daha çok diktatörlerin ülkesinde ve askeri yönetimlerde bulunur. Zaman zaman akrabalarına özenip "darbe özlemi" çekerler. Eğer fallarında şöyle "esaslı" bir darbe çıkmazsa, 28 Şubat'ta olduğu gibi "portmodern darbe" ile hasret giderirler...

Şlapçı magandalarımızın marifeti sadece "yalamakla" sınırlı değildir elbette. Genetik kodları genellikle diktatörlüğe ayarlı olduğu için, toplumda yaşayan herkesin davranışlarının devletin "emir" ve "yasakları"na göre ayarlanmasını isterler. Bu konuda gözükaradırlar.

O kadar ki, Dünya Kupası'nda Türkiye için ter döken Millilerimiz'in cuma nazı kılmasını bile neredeyse "vatana ihanet", pardon "krala ihanet" gibi görürler.

Magandalığın kültürel bir erozyon ve daha çok da yoğun bir cehalet sonucu ortaya çıktığı dikkate alındığında, medya magandalarını Kartel'in yalamayı iyi bilen ama "okuma yazma"yı bilmeyen "cühela" takımı olarak değerlendirebiliriz.

Çünkü, cuma namazına gitmeyi "tarikatçılık" olarak değerlendiren bir gazetecilik anlayışı, dünyada bir başka örneği bulunmayan, nesli tükenmiş ve sadece Türkiye'de yaşayabilen "medya magandaları"na yakışabilir.


17 Haziran 2002
Pazartesi
 
MEHMET OCAKTAN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED