"Yapmak istediğimiz düşünsel, tarihsel ve şiirsel perspektife sahip, ülkemizin şiir birikimini eksiksiz, doğru ve objektif bir biçimnde yansıtan bir çalışma ortaya koymaktı. Çok sayıda antolojiye rağmen böyle bir işe girişmemizin nedeni, mevcut çalışmaların bu niteliklere sahip olmamasında aranabilir. Özellikle yakın dönemde yayınlanan antolojiler incelendiğinde görülecektir ki, birçok şair sadece antoloji hazırlayanların dünya görüşünü paylaşmadığı için görmezden gelinmiş, okuyucu ilgisinden kaçırılarak yokluğa mahkum edilmiştir. Bunun propaganda dilindeki karşılığı "sessiz kıyım"dır. (...) Bu antolojinin yapısından kaynaklanan farklı bir özellik de şiir ve şairlerin seçiminde gösterilmesi gereken azami titizliği elden bırakmamak kaydıyla Tanzimattan bu yana Türkiye'nin şiir birikimi ve vasatını yansıtma amacını öne çıkarmış olmasıdır. Daha açık bir ifadeyle, bu eserin amacı, modern Türk şiirinin bir haritasını çıkarmaktır."

Mehmet Çetin, 3. baskısıyla bir hayli hacim kazanarak 4 cilde ulaşan "Tanzimattan Günümüze Türk Şiiri Antolojisi" (Akçağ yay. 2064 say.) başlıklı çalışmasının "Giriş" bölümünde, yukarıdaki satırlarda da görüleceği üzere, hazırladığı antolojinin, aynı zamanda bir tür 'şiir haritası' işlevi taşıdığını kaydediyor ve zımnen diyor ki; ey okuyucu, dünden bugüne ülkenin Türkçe şiir birikimi budur, şairleri bunlardır ve dolayısıyla bu harita üzerinde gezinirken işaretleyeceğin veya es geçeceğin noktalar hususunda, tercih sana aittir..

Eğer yanlış saymadıysam, tam 430 şairin yer aldığı antoloji, bu anlamda, çoklu bir bakış açısını sergilemekle birlikte, Türk şiirinde, gerçekten 'temsil kaabiliyeti" olan bu kadar fazla imzanın varlığı şiir adına ne ölçüde geçerlidir, bana göre, burası biraz şüpheli.. Kim bilir, belki daha sonra, Mehmet Çetin, sayıca daraltılması kaçınılmaz olan bir başka antolojiyle, yukarıda değindiğim hususu da gözden uzak tutmayarak, kendi beğenisinin daha somut işaretlerini taşıyan bir çalışmaya imza atabilir. Bana sorarsanız, atmalıdır da..

Antoloji hazırlamanın zorlukları ortada.. Meselenin bir de, şiire/şaire "ortak kabul" ve "estetik beğeni"den ziyade, çoğunlukla, "ideolojik bakış"ın tasallutu altında kalınarak bir bakıma "kaba subjektivizm"le yaklaşılmasının doğurduğu temel açmazlar var ki; öteden beri, Türk şiirine "baş belâsı" olarak yansıyan/yansıtılan bu tür "varlık kazandırma" veya "yok sayma" varyantlarının birçok örneği hâlâ "piyasa"da.. Yine de bu "tek taraflı" eğilim, sanki son yıllarda bir miktar kırılır gibi oldu.. Sanki, "has değer"lerin, daha objektif kalınarak edebiyat dünyasının ortak paydasına sunuluşunda –yeterli olmasa da– biraz daha ilerleme kaydedildi.. Bu anlamda, Türk şiirine bakışta kullanılan 'yelpaze'lere daha geniş açılar verildi..

Mehmet Çetin'in antolojisinin daha 1. baskısıyla, sözünü ettiğimiz olumlu gelişmeler hususunda ilk adımlardan biri olarak, önemli bir dönüşüme öncülük ettiğini söyleyebiliriz sanıyorum.

Düşünüyorum da, esasen, "normal" olanın, yani şiirin/şairin "hak bilir/tanır" bir çabayla bulunup çıkarılması ve sergilenmesinin ayrıca bir 'değer' ifade etmesi, tersinden bakıldığında, Türk şiirine yaklaşımda, şirazenin iyice kaçmış ve "estetik nitelik" arzeden algılama/kavrama yetisinin büyük oranlarda körleşmiş olduğunun işareti sayılsa gerektir. Yoksa, "normal"i alkışlamamızın başka bir izahı olamaz!

Mehmet Çetin'i, hem Türk şiirinin hassas dengelerini son derece objektif bir tavırla koruyup kolladığı, hem bu toparlayıcı antoloji vasıtasıyla dünden bugüne şiirimizin kazandığı dilsel verimleri bize yeniden hatırlatıp hâfızamızı tazelediği ve hem de sözünü ettiği "harita"da gezinme ve dinlenme imkânı sağladığı için, bir kez daha tebrik ediyorum.

Dediğim gibi, imza bazında kimi "fazlalık"larına rağmen, sahici ve güvenilir bir "harita" olmuş "Mehmet Çetin'in antolojisi".. Dil coğrafyasında farklı şiirsel tatlar için iz süreceklere hararetle tavsiye olunur... (İrtifak telefonu: 0312 432 17 98-433 86 51

İHSAN DENİZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu