T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
İdamı mı tartışıyoruz, yoksa?..

İleride Türkiye'nin bugünlerini değerlendirecek tarihçiler, şu sıralarda üzerinde tartışılan 'idam' konusunu anlamakta herhalde epey zorlanacaklar...

Türkiye'de, 1984 yılından beri (yani tam 18 yıldır), mahkemelerce verilmiş idam cezaları infaz edilmiyor. Bunda, Türkiye'nin Avrupalı kurumlar içerisinde yer almasının, Avrupa'nın da idam cezasına karşı olmasının payı büyük. Avrupa idam cezasına karşı ve "Avrupalı" olma sevdasındaki ülkeler de idam cezasını hukuk sistemlerinden çıkarmak zorunda. Arnavutluk dışında bütün ülkelerin bu zorunluğa uyduğu biliniyor.

İdamın hukuki açıdan mahzuru sonradan telâfi edilemeyen bir ceza oluşu. İnfaz edilen idam mahkumlarının hiç de küçümsenmeyecek bir oranı, sonradan ortaya çıkan yeni belgeler veya itiraflarla anlaşıldığına göre, 'yanlışlığa kurban gitmiş' kimseler... Bir tek kişinin yanlış yere öldürülmesindense, çok kişinin cezaevlerinde çürümeye terkedilmesi, anlaşılabilir bir tavır.

Nedendir bilinmez, Türkiye, hem de uzun yıllardır uygulamadığı halde, idam cezasını hukuk sisteminden çıkartamadı. Tartışmalara bakıldığında, siyasi partilerin hiçbirinin, idamın kaldırılmasına karşı olmadığı anlaşılıyor. "İdam cezası kalmalı" diyen bir parti yok. Dahası, Avrupa Birliği (AB) kapısındaki Türkiye'nin, ulusal program içerisinde de yer alan 'idam cezasını kaldırma' sözünü tutması gereği bütün partilerce kabul ediliyor.

Sözün kısası, iktidar veya muhalefetin, idamı ceza hukukundan çıkarmaya ilke olarak bir itirazları bulunmuyor.

Sorun, idam cezası tartışmalarının bir 'isim' etrafında yürütülmesinden kaynaklanıyor: Abdullah Öcalan. En son idam cezasının uygulandığı günlerde eylemlerine başlamış eli kanlı PKK örgütü lideri hakkında verilmiş idam cezası yüzünden, MHP ve DYP, yapılmak istenene kesin biçimde karşı çıkıyorlar; AK Parti'nin de, idam cezasının kaldırılmasına, Öcalan'la ilgili bazı şartlar ileri sürerek itiraz ettiği anlaşılıyor...

Abdullah Öcalan Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye teslim edildi. 'Resmi görüş' operasyonu 'yerli' olarak takdim ettiği için bugünkü tartışmalar yapılabiliyor. Oysa, Öcalan'ın Türkiye'ye 'şartlı' teslim edildiği belli. Verilen idam cezasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürülmesi ile başlayan süreç o anlaşmanın sonucu. Şimdilerde "Öcalan idam edilsin" kampanyasını yürüten MHP'nin de onayıyla, idam tezkeresi, başbakanlıktan Meclis'e intikal ettirilmedi. Bu 'kolaylığı' göstermesi, Türkiye adına yapılan teslim pazarlığının, MHP lideri ile paylaşılmasıyla ilgili olabilir.

O pazarlığa rağmen, Türkiye, Öcalan'ı asamaz mı?

Teslim anlaşmasının şartlarından haberdar olmadığımız için bu soruya 'hukuki' bir cevap verebilmemiz zor. Ancak, anlaşmalar, sözlü bile olsalar, uluslararası alanda geçerli 'ahde vefa' ilkesi gereği, mutlaka uygulanırlar. Söz verenler değişse de Türkiye adına verilmiş sözlerin yerine getirilmesi gerekir. Bu sebeple, eğer Öcalan ülkemize gerçekten 'şartlı' teslim edilmiş ise, şu sıralarda 'idam' için nafile nefes tüketiyoruz demektir. MHP tek başına iktidar bile olsa, Öcalan'ı şartlı teslim almış bir ülkenin iktidarı olarak, bu idam cezasını uygulayamaz.

O halde, Türkiye'nin çıkarlarına daha fazla zarar vermeden tartışmayı tadında bırakmak gerekiyor. Bugünkü hükümetin kurulabilmesini sağlayan 18 Nisan 1999 seçimlerin sandık sonucu, hemen herkesin kabul ettiği üzere, Abdullah Öcalan'ın 'yakalanması' ile ilgili hassasiyeti yansıtmaktaydı. Öcalan'ı Türkiye'ye teslim edenler, bilerek veya bilmeden, sandıktan bugünkü hükümetin çıkmasını da sağlamış oldular. Öcalan'ı 'şartlı' teslim alan hükümetin başı, MHP ortaklığında kurulmuş bugünkü hükümette de başbakan; dolayısıyla, MHP de, içinde yer almadığı bir hükümet tarafından yapılmış olsa bile, 'şartlı teslim anlaşması' konusunda 'taraf' durumunda.

Son seçimin sonucunu yakalanmasıyla belirlemiş Öcalan, galiba, fazla uzak olmayan bundan sonraki seçimin de biçimlendiricisi olacak... Tabii, muhalefet, konunun 'şartlı teslim' yönünü tartışmaya açamazsa...


17 Haziran 2002
Pazartesi
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED