T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Rutin"den, "Yol Ayırımı Sendromu"na..

Her gün aynı açıklama yapılıyor.. -Başbakan Ecevit, Oran'daki çalışma ofisinde, doktorlar tarafından rutin sağlık kontrolünden geçti..

Hiç düşündünüz mü?

Eğer siyaseti ve Devleti ele alırsanız, herşey ne kadar "Rutin" geçiyor..

Bu "Rutin" kelimesi, acaba Orhun Anıtları'nda da var mıdır?

O kadar Türk ki "Rutin" kavramı..

Fransızcası "Routine" bu "Rutin"in..

Herhalde Türkçe'den geldi Fransızca'ya..

Böyle birçok kelime yok mu, bizim buralardan, Batı dillerine giren?..

"Amiral", "Emir ül bahr"dan gelmiyor mu?

"Alkol", Arapça'dan geçmiş oralara.. Asıl adı "Al-kuhl".. "Borax"ın asıl adı "Buraq".. Matematikteki "Cebir" ise, "Al Jabr" değil mi?

Neyse.. Acaba bu "Rutin" neden Fransızca da var da, Türkçe yahut Arapça sözlüklerde yok sanki..

Atasözleri sayısız "Rutin" karşılığı olan..

-Böyle gelmiş, böyle gidecek..

-Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur..

-Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir..

"Rutin" işte böyle birşey.. "Alışılmış", "göreneğe dayalı olan" demek..

Hani bizde bazıları, "Rantiyeci" diye, "Rant"ı da sıfatlaştırırlar ya..

"Kör değneğini beller" misali, gördüğünü hep tekrar edene, Fransızca'da "Routinier" denilir..

Bizimkiler bunu da "Rutinci" yapabilir kolayca..

Mesela dersiniz ki..

-Ecevit'in rutinci doktorları, onu yine muayene ettiler..

Veya Devlet Bahçeli'nin çok önemli konuşmasını dinledikten sonra, şu yorumu yaparsınız..

-Bahçeli, rutin konuşmasını yaptı.. Milli menfaatler gerekçesi ile, dünyalı ve akılcı olan ne varsa, hepsine giydirdi..

Peki Bahçeli'nin konuşmasında rutin olmayan hiç bir bölüm yok mu?

Elbet var..

"Yol Ayırımı Sendromu" diye bir kavram türetmiş Bahçeli.. Şöyle diyor..

-Türkiye her kritik aşama öncesinde yol ayırımı sendromu içine sokulmakta, ilişkilerin her önemli aşamasında tam üyeliğe bir adım kalmış beklentisi yaratılmaktadır..

Bunları, Bahçeli'nin söylemesi, rutin bir davranıştır..

Türkiye'deki bütün statükocular, hep "Acele etmeyelim.. Acele giden ecele gider" derler..

Şiiri bile var bunun..

"Tîzi reftar olanın pâyine dâmen dolaşır

Erişir menzil-i maksuda aheste giden."

Evet.. Bahçeli bir rutinci olarak beklenen konuşmasını yapıyor.. Yüzyıllardır bu böyle.. Eskiden Osmanlı'da böyleymiş, şimdi de Cumhuriyet'te böyleleri var..

Hâlâ, Osmanlı'nın reformcularını ve dünya ile entegrasyondan yana olan kesimlerini, rutinciler "Tanzîmat Kafası" diye aşağılamazlar mı?

Bunlarınki, "Yeniçeri Kafası" çünkü.

Ama Bahçeli'nin "Yol Ayırımı Sendromu" diye bir kavram icad etmesi de, açıkçası "Rutin Dışı" bir olay..

Bu "Yol Ayırımı Sendromu" kötü birşey..

İnsanı huzursuz eder.. Bakarsın, Yunanistan da, Portekiz de ve hatta Kıbrıs Rum kesimi de sizi geçmiş.. Telaşlanırsın.. "Eyvah treni kaçırıyoruz" dersin..

İşte bu "Yol Ayırımı Sendromu"dur..

Bunun çaresi ne?

Adamın bağırsakları bozulmuş. Hep altına kaçırıyormuş.. Arkadaşları, "Git bir hastahaneye.. Mide-bağırsak uzmanına görün" demişler..

Adam hastahaneye gitmiş.. Yanlışlıkla, "sinir hastalıkları" uzmanını görmüş..

Bir hafta sonra arkadaşları sormuşlar "Nasılsın" diye.. Gülmüş, "Yine altıma ediyorum. Ama aldırmıyorum" demiş..

Yani "Yol Ayırımı Sendromu" sona ermiş adamın..

ŞAKA

Ama ne mesele!..

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü açıklamış..

-Başbakan Ecevit'in hastalığı, Türkiye'nin bir iç meselesidir..

Diplomatik ve nazik bir açıklama bu..

Ancak bir problem var..

"Ecevit Ailesi" de, T.C. Başbakanı'nın hastalığını, bir "İç Mesele" olarak görüyor..

Yani, "Aile içi mesele" olarak görüyorlar..

BAHÇELİ ESİP GÜRLERKEN

Kurt postuna bürünmüş kuzu bunlar..

Ama ne koalisyonmuş bu!.. Bunlar bir aradayken, ülkede ne muhalefete gerek var ne medyaya..

"Kendin pişir-kendin ye" lokantası yöntemiyle ve "İstikrarı koruyoruz" diyerek, ülkeyi yoksullaştırdılar, medyayı yozlaştırdılar..

Muhalefet mi aranıyor?..

Kendi içlerinde, birbirlerine karşı damardan muhalefet yaptılar..

Medyayı iktidar bağımlısı haline getirip, "muhalefete muhalefet eder" konuma soktular..

Onları sadece "Koltuk Bağımlılığı" birleştirdi..

Bugün Devlet Bahçeli'nin, içeriye ve dışarıya esip gürlemesine bakmayın..

Ayıplı "Af Yasası"nı da, her maddesine karşı çıktığı "A.B. Ortaklık Antlaşması"nı da, tekelleşmenin yolunu açan "RTÜK Yasası"nı da, Türkiye'yi Washington'a ve İMF'ye teslim eden "Stand-by"ları da, MHP imzalayıp, destekledi..

Ve şimdi, medya Ecevit ile Bahçeli'yi dışladı diye, bir bardak suda fırtınalar kopartıyorlar..

Siz aldırmayın..

Bunlar, kurt postuna bürünmüş kuzulardır..

"Koltuk" söz konusu olunca, "Yol Ayırımı Sendromu"na girip, teslim olurlar..


5 Haziran 2002
Çarşamba
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED