|
|
Sadrazam Ocağı
Uzun zaman önce "futbol" imparatorluğunu ilan etti ama hayat devam ediyor. Kimi medya tam gaz sadece ve sadece futbolla yatıp kalksa da kültürümüzün en önemli parçalarından biri olan "güreş"i halktan koparmak mümkün değil.Atasporumuzun yöneticileri ile meraklıları 26 Mayıs Pazar günü Büyükmandıra'da biraraya geldiler. Sanıyorum pratik zeka yönünden Türkler, dünya birincisi... Buna Büyükmandıra'da da tanık olduk. Yüzlerce kamyon bir daire halinde Er Meydanı'nın çevresini kuşatmış, böylece tribün oluşturulmuştu. Tenteli kamyon kasasından güreş izlemenin de keyfi olacak ki, sağnak halindeki yağmur bastırana kadar kimse yerinden kımıldamadı. Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Avukat Levent Erdoğan'ın kol-kanat gerdiği Karamürselli pehlivanlar, doğrusu pek gelişip serpilmişler. Cumhuriyet Tarihimizin en başarılı Başpehlivanı Ahmet Taşçı, genç çıraklarından Gökhan Darıcı ile başedemedi. 28 Haziran'da Sarayiçi'nde başlayacak 641. Kırkpınar'da, Gökhan Darıcı, Kumlucalı Hasan Tuna ile bir başka Karamürselli Cino Mehmet Yılmaz, bence söz sahibi olacaklar. Bu 3 sporcu birbirlerine düştükleri takdirde Ahmet Taşçı ya da Cengiz Elbeye yukarılara tırmanabilirler. Büyükmandıra beldesinin Belediye Başkanı Hülya Gürman, pehlivanlar kuşağına mensup olduğundan yağlı güreşi pek seviyor. Gürman'ın büyük büyükbabası Şamdancıbaşı Kara İbo imiş. Koca Yusuf, bu sembol sporcu için, "Ben, kendime örnek olarak Er Meydanı'nda bir adım dahi gerilemeden mücadele eden Kara İbo'yu seçtim" demiştir. Kandıra'nın kurucusu ise Kavasoğlu Halil İbrahim Pehlivan'dır. Sultan Abdülaziz, O'nu o kadar sevmiş ki: "Git, ata bin ve bir gün içinde dolaştığın toprakları sana vereyim" demiş. Çok da iyi etmiş, çünki, Kavasoğlu, Türk Güreş Okulu'nu kuran adamdır. Kel Aliço'yu, Kara İbo'yu Kırkpınar'a O ısındırdı. Bu üçlüyü kendilerine örnek seçen Koca Yusuf, Tekirdağlı Memiş, Kurtdereli, Adalı Halil gibi yiğitler yetişti ve yurtdışında attıkları güreşlerle "Türk gibi kuvvetli" darbımeselinin perçinleşmesini sağladılar. Güreş Federasyonu Başkanı Osman Şansal, Asbaşkanlardan Ali Kara, Necdet Çakır, Mehmet Kılıç ve Avukat Remzi Aydın da Büyükmandıra'daydılar. Ayna Grubu orada bir konser verdi. Sonra "Çimento" lakabıyla namlı bir işletmecinin lokantasında Başkan Şansal'la Ayna Grubu'nun liderini gördüm. Ayna Grubu'nun güreşe olan sevgi ve bilgileri doğrusu beni şaşırttı. 30 Mayıs'da ise Edirne'de idim. Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu, bir panel düzenlemiş, konuşmacı olarak da Profesör Dr. Özbay Güven, Yardımcı Doçent Dr. İhsan Toksöz'le beni davet etmişti, gitmeden edemedim. Orada 1913 yılında inşa edilen İttihat ve Terakki Kulübü binasında toplandık. Yağlı güreşin yaşayan bütün başpehlivanlarıyla Edirne Vali Yardımcılarından Necati Şentürk de paneldeydi. Şu kadar yıl Edirne'ye gider gelirim, bu binayı hiç görmemiştim. Tek kelimeyle tavan süsleri, vitrayları, işlemeli kapılarıyla bir harika. Panelde "Bu kulüp mensupları bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'na hükmediyorlardı. Talat Paşa'yı da sadrazam olarak Dersaadet'e (İstanbul) gönderdiler" dedim. Futbol, imparatorluğunu ilan etmişti ama hayat devam ediyor ve güreş yaşıyordu, yaşayacaktı. İttihat ve Terakki, yani Türkçe'de "Birlik ve Yükseliş" anlamına geliyor. Acaba güreş panelini hangi rastlantı, bu binaya taşıdı! Çünki, birliöğe çok ihtiyaç var. Birlik sağlanırsa yükseliş de olur.. AĞALAR
Büyükmandıra'da Ayhan Sezer, Mehmet Diktaş, Doğan Görkey Ağa'ları gördüm. 1999 Kırkpınar Ağası Ayhan Sezer meşhur Kavasoğlu Halil İbrahim Pehlivan'ının ana tarafından torunudur. Ayhan Sezer'in babası da güreşlerdeydi ve hiç yerinden kalkmadan 10 saat Er Meydanı'ndaki mücadeleleri izledi. Büyükmandıra Ağası Özer Yüce ise gelmedi. Kendisini aradım "Bir aydır hapisteydim, dün çıktım, zaten Başkan Hülya Gürman, Ağalığı benden aldı" dedi. Belediye Başkanı Hülya Gürman'a Özer Yüce'nin söylediklerini ilettiğimde "2 milyar tutan Ağalık bedelini ödemediğinden bu görevi eski Ağa yürütüyor" cevabını verdi. NAZMİ UZUN
Bir koca başpehlivan daha ecel şerbetini içti. Babaeskili Nazmi Uzun, 1938 yılında bu ilçeye bağlı Minnetler Köyü'nde doğmuştu. 1964 yılında Kırkpınar'da Baş'ta dördüncü, 1968'de Baş'ta üçüncü ve 1969 yılında da Kırkpınar Başpehlivanı olmuştu. O zamanlar Babaeski'de Gündüz Onat'ın liderliğini yaptığı bir güreş sevgisi vardı. Kırkpınar Ağası bile (Doğan Görkey) çıkarmışlardı. Nazmi Uzun'un ölüm haberini hiç bir yayın organında görmedim. Rahat uyusun.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |