T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ak Parti'nin başbakanı kim olacak?

Haftaya bugün büyük bir ihtimalle, yeni hükümetin yapısını ve buna bağlı olarak da yeni başbakanın kim olacağını konuşacağız. Başbakanlık görevi de, anayasanın emri gereği Cumhurbaşkanı tarafından verilecektir. Cumhurbaşkanı'nın Meclis'te en çok üyeye sahip olan partinin genel başkanını başbakanlık için görevlendirmesi ise bir anayasa maddesi değil, teamüldür. Bu hususu düzenleyen Anayasa'nın 109. maddesi son derece esnektir ve ilgili bölümde, "Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır" denilmektedir.

Buna rağmen teamül; görevin birinci partinin genel başkanına verilmesi şeklindedir. Ancak, Pazar günü sandıktan Ak Parti birinci olarak çıkarsa, bu durumu düzenleyen; yani genel başkan milletvekili olamadığı için başbakanlık görevine atanamama durumunu tanımlayan bir başka teamül ya da anayasa maddesi bulunmamaktadır.

Öte yandan, Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da partisinin başbakan adayını seçime kadar açıklamayacağı da anlaşılmıştır. Bu yadırganmamalıdır zira, Erdoğan'ın bu tutumunu haklı kılacak bir dizi siyasi gerekçe vardır. Ayrıca, kimin başbakan olacağından daha önemli şey, partisini birinciliğe taşıyan bir liderin o koltuğa oturmasına neden izin verilmediğidir. Ne var ki Türkiye, yine kolay olanı seçip bu sorunla ilgilenmek yerine, "başbakan kim olacak?" sorusuna kilitlenmiştir.

Soruyu cevaplayacak olan Erdoğan ve partisinin MYK'sı ya da genel kongreye kadar kongre görevine haiz olan Kurucular Kurulu'dur. Erdoğan'ın bazı demeçlerinden ve sözlerinin satır aralarından, kararı 50 üyeli MKYK'nın vereceği anlaşılıyor. Bu doğrultuda, partinin önde gelen isimlerinin kanaatleri de biliniyor.

Konu üzerinde, herkes gibi Ak Parti Genel Sekreteri Ertuğrul Yalçınbayır da yoğun bir fikir jimnastiği yapıyor. "Genel Sekreter" sıfatıyla değil, bir partili olarak başbakanlık konusundaki görüşlerini de açıkça ifade ediyor. Yalçınbayır'a göre, Ak Parti birinci olura Cumhurbaşkanı'nın görevi bu partinin göstereceği bir isme verme konusunda bir sorun yaşanması mümkün değildir. Çünkü, genel hükümler bunu göstermektedir. Yani Çankaya, partinin işaret edeceği bir ismi görevlendirecektir.

Peki parti bu ismi nasıl belirlemelidir?

Yalçınbayır, "Herhangi bir tartışmaya mahal bırakmamak için, konuyu parti tüzüğümüzle düzenleyelim. Böyle durumlarda genel başkanın kim olacağı tüzükte açıkça belirtilsin."

"Bir partili olarak" kafasındaki öneriyi şöyle ifade ediyor: "Tüzüğümüz zaten, genel başkan yardımcıları arasında bir protokol sırası belirliyor. Siyasi ve Hukuki İşler'den sorumlu genel başkan yardımcısı, genel başkan olmadığı zamanlarda toplantılara başkanlık ediyor ve partiyi dışarıda temsil ediyor. Genel başkan milletvekili olmadığı durumlarda partinin başbakan adayı olarak da bu protokol sırasını uygulayabiliriz. Tüzüğe, 'genel başkanın, başbakan olarak atanamadığı durumlarda partiyi bu makamda tüzüğün 81. maddesine göre ilk sıradaki genel başkan yardımcısı temsil eder' ibaresi gibi bir cümle koyabiliriz. Bu değişikliği, Kurucular Kurulu'na önereceğim."

Ak Parti Tüzüğü'nde genel başkan yardımcılıklarını tanımlayan 81. madde de hiyerarşiyi sırasıyla, ".... 81.1 - Genel Başkan Yardımcısı (Siyasi ve Hukuki İşler'den Sorumlu) 81.2 - Genel Başkan Yardımcısı (Teşkilat'tan Sorumlu) 81.3 - Genel Başkan Yardımcısı (Seçim İşleri'nden Sorumlu).... " şeklinde düzenleniyor. Bu şekilde, 11 genel başkan yardımcısı ve bir genel sekreterin hem görevleri hem de protokol sırası tarif ediliyor.

Yalçınbayır'ın önerdiği değişikliğin adresinde, yani Siyasi İşler'den sorumlu genel başkan yardımcılığı makamında Abdullah Gül bulunmaktadır. İkinci sırada Teşkilat'tan Sorumlu Abdüllatif Şener ve ardından da Seçim İşlerinden Sorumlu Vecdi Gönül gelmektedir. Tüzüğün 73. maddesinde de, "Genel Başkan'ın yokluğunda, MYK'nın protokol sırasındaki Genel Başkan Yardımcısı, başkanlık eder" denilmektedir. Yani, siyasi işlerden sorumlu yardımcı...

Ve son not...

Yalçınbayır, kafasındaki tüzük değişikliği önerisini izah ederken, "Bu hem Cumhurbaşkanı'nın işini kolaylaştırır, hem de bir sürprizle karşılaşmamıza engel olur.." diyor.

"Sürpriz" kelimesini seçmesi dikkat çekici. Doğrusu bu, "Hukukçu Cumhurbaşkanı"ndan beklenmeyecek şey değil.


29 Ekim 2002
Salı
 
MUSTAFA KARAALİOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED