Türkiyemizde, "ikili oynamak" sözü pek hoş karşılanmaz... Bir öyle, bir böyle davranıp kaypak hareketlerde bulunanlara çoğu zaman "ikili oynuyor" deriz.

Sözümüzün başında hemen belirtelim. Lucuscu için düşüncemiz böyle değil. Rumen teknik adamın sahaya sürdüğü Beşiktaş ilk yarıda, ikinci yarıdan o kadar farklı ki, bunun için ikili oynadığını söylüyoruz.

İşimiz falcılık değil ama, Beşiktaş'ın ilk yarıda gol atamayacağını, daha 15. dakikada söyledik. Ahmet Dursun'un bir metreden dışarıya vurduğu top, bizi yalancı çıkaracaktı, ama o da olmadı. Beşiktaş'ın, ilk yarıdaki dizilişi ve oyun düzeni, golü atacak cinsten değildi. Haftalardır yedek kalan Serdar'ın, yer aldığı Siyah-beyazlıların ilk onbirinde topa gol yerinde vuracak bir futbolcu yoktu. İbrahim'i ilk yarıda oynatmayan Lucescu, soldan gelecek bindirmelerin işin başında tıkayıcısı oldu. Bununla birlikte cezalı olan İlhan'dan sonra Nouma'yı da ilk onbirden kesen Rumen Hocanın, bir bildiği var ki, ikinci yarıda kadro ve oyun değişti.

Önce Nouma'yı, sonra da fuzuli işlerde olan Serdar'ın yerine İbrahim'i alan Lucescu, Beşiktaş'ta gol pozisyonu hazırlama zenginliği yarattı. İlk yarıda kısık kısık gol arayan Beşiktaş, ikinci yarıda Bursa kalesine güldür güldür gitti ve aradığı golü de bulmakta zorlanmadı. Doğrusunu isterseniz Beşiktaş'ın attığı gol oyunun kalitesinin yükselmesine de yardımcı oldu. Oyunu kendi yarı alanında kabullenen Bursaspor, Beşiktaş kalesine gitme cesaretini gösterdi ve mutlak iki golü de kaçırdı.

Özetleyelim: İlk yarıda bir tatsızlık çıkmasın düşüncesiyle oyun kuran Lucescu, sanki ikinci yarıyı daha önceden seyretmiş haliyle yaptığı değişikler Beşiktaş'a maçı kazandırdı. Farklı galibiyette olabilirdi, beraberede bitebilirdi.

TURGUT KOLOĞLUGİL

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu