T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Faiz ve enflasyon

Ne zaman ekonomide biraz canlanma olup da insanlar yatırıma yönelirse, hemen hassas okuyucularımdan faizle ilgili sorular yağmaya başlar. Soruların ortak yanı, faizle enflasyon arasındaki ilişkidir. Kendilerine ne kadar bu hususta 'fetva' verecek makam olmadığımı söylesem de, yakamı kurtarmam mümkün olmuyor. En azından, meseleyi sağlıklı değerlendirmelerine yardımcı olmam gerekiyor.

Buyurun öyleyse...

Önce birkaç tarihi hakikat: 1. Hıristiyanlığı faiz yıktı. 2. Kapitalizm faiz üzerinde yükseldi. 3. Faizi meşru kılan bir iktisadî sistem, evrensel kardeşliğin yerine "evrensel yabancılığı" ikame eder. Bu bakımdan, faiz tartışmalarına asla kısa vadeli ve ekonomik mülahazalarla sınırlı bir perspektifle yaklaşmamalı, meselenin tasavvur edemeyeceğimiz kadar mühim olduğunu akılda tutmalıyız.

İslam faizi kesinlikle yasaklıyor

İslamiyet faizi kesin surette yasaklamıştır. Ayet-i kerimeler son derece açıktır. Peygamber Efendimiz (sav) Veda Hutbesi'nde esas olarak iki mesele üzerinde durmuştur: Can güvenliği ve faiz. İkincisini "mal güvenliği" diye de okuyabiliriz. Bugün dünya mal/hizmet ticaretinin günde 20 milyar dolar, buna karşılık günlük para ticaretinin 2.5 trilyon dolar olduğunu hesaba katarsak, çok küçük bir azınlığın para ve faiz marifetiyle büyük çoğunluğun mal emniyetini ortadan kaldırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

İslamiyet'in faiz yasağı kesinlikle "ekonomik" bir yasaktır. Yani birtakım kişilerin iddia ettikleri gibi sadece akraba, dost veya komşular arasında söz konusu olan tüketim borçlarıyla sınırlı değildir. Böyle söyleyenler, Mekke'nin ticarî konumu hakkında hiçbir şey bilmeyenlerdir. Mekke tüccarının geliri büyük ölçüde faize dayanıyordu; adeta "modern/kapitalist" bir şehirdi Mekke. Yani, yasaklanmış olan, tamamen ekonomik bir işlem olan faizciliktir.

Hülasa, İslamiyet'in faiz yasağına herhangi bir kılıf uydurulamaz. Herhangi bir makamdan "faiz fetvası" da alınamaz. Sadece, hangi işlemin faiz olduğu, hangisinin olmadığı tartışılabilir. Mesela, bazı fıkıh hocalarımız "Enflasyon kadar faiz, riba hükmüne girmez" diyorlar. Buna dayanarak, bazı işadamlarımız, bu ilkeye dayalı bütün kurumsal ilişkilerin helal olması gerektiği sonucunu çıkarıyorlar. Bu görüş batıl tatbikata son derece müsaittir.

Enflasyon farkı faiz değil

Enflasyon kadar "faiz"in riba olmaması, riba kurumları ile bu esasa dayalı ilişkileri haklılaştırmaz. Sadece, ertelenmek durumunda olan borçların ödenmesinde meşru bir farkın ödenmesini anlamlı kılar. Mesela, Ali'den belli bir vade sonunda almanız gereken parayı alamamışsanız, gecikme süresi kadar enflasyon farkı talep etmeniz meşru olur ve bu farka faiz denmez. Birkaç ay önce Konya'da yapılan İslam Ticaret Hukuku Kongresi'nde, Abdülfettah Ebu Gudde bunu çok güzel dile getirmişti: "Türk kardeşlerim, bendeniz 20 sene evvel ülkenize geldiğimde 90 bin lirayla bir ev alınabiliyordu, şimdi bir Amerikan Doları alınamıyor! Borç ilişkilerinde enflasyon farkı hesaba katılmazsa, alınan para misliyle geri ödenmiş olmaz, binaenaleyh haksızlık olur."

Bankaların varlık sebebi faiz

Bu bağlamdaki enflasyon farkına faiz denmemesi ile, "enflasyon kadar faiz, riba değildir" hükmü aynı şey değildir. Mesela, X-bank enflasyonun yüzde 90 olduğu bir zamanda yüzde 88 faiz verse bu riba olmayacak mıdır? Bankanın varlık sebebi faizciliktir. Enflasyona ayarlı "İslamî" bankacılık mümkün değildir; zira mudiye enflasyon kadar faiz ödeyecekse, kredi alana da (riba olmasın diye) enflasyondan fazla faiz uygulamaması gerekir. Yukarıdaki örnekte, banka işadamı Veli Bey'e yüzde 91 ile para kullandıramayacaktır, çünkü enflasyon yüzde 90'dır. Peki kendi masraflarını nasıl karşılayacak, nereden para kazanacaktır?

Hülasa, enflasyon kadar faizin riba olmaması hükmünü şöyle tashih etmek gerekmektedir: Borç veya vadeli satış ilişkilerinde, elde olan veya olmayan gecikmelerden ötürü, enflasyon oranı kadar fark uygulamak faiz olmayabilir. (Elbette bunu bile caiz görmeyen fakihler vardır ve onların görüşlerine de saygı duymamız gerekir. Fakat kendilerine şunu sormalıyız: Enflasyon ortamında, kendi alacaklarını yıllar sonra tahsil etmeye razı mıdırlar?) Bununla beraber, faiz ilkesine göre kurulmuş müesseseleri ve faizli bir ekonomik sistemi enflasyon benzeri gerekçelerle meşrulaştırmak mümkün değildir.


18 Ağustos 2002
Pazar
 
MUSTAFA ÖZEL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED