|
|
TÜSİAD, şimdi de sol ittifakçı oldu!..
Bence Türkiye'ye vize ile gelen yabancılardan "Harç" alınmamalı.. Bunun yerine, "Siyaset Müzesi"ne giriş ücreti alınmalı.. "Müze" dediysek de, alışılmış biçimde, klasiklerle modernlerin bir dize içinde sergilendiği mekândan söz etmiyoruz.. "Türkiye Siyaset Müzesi"nde, herşey ve her ideoloji birbirine geçmiş biçimde.. Rembrant'ın tablosunda, Dali'nin fırça izleri var.. Şeker Ahmet Paşa'nın natürmortundaki elmaları, Ömer Uluç yapmış.. Öyle bir siyaset müzesi bu.. Örneğin Kemal Derviş "Solda İttifak" dedi diye, ülkenin girişimcilerinin derneği olan TÜSİAD, "Sol İttifak olsun" diye uğraşıyor.. Demek Kemal Derviş "milliyetçilerin ittifakı şart" deseydi, TÜSİAD'çılar, MHP ile BBP'yi birleştirmeye uğraşacaklardı.. Ama çok doğal bir durum bu.. Eğer bir toplumdaki kesimlerin (veya sınıfların) bilinci olmazsa, herkes herşey olabilir.. Hatırlayın.. 1980'in "12 Eylül askeri müdahalesi"nde partileri kapatılıp, kendileri yasaklanan, Zincirbozan'a kapatılan Süleyman Demirel veya Deniz Baykal, "28 Şubat post-modern askeri müdahalesi"nde, militarizmin yanında olmamışlar mıydı? Hatta Deniz Baykal, Silahlı Kuvvetler'in de, sivil toplum örgütü olduğunu ifade eden sözler söylememiş miydi? Şimdi de TÜSİAD'çılar, "Aman Sol İttifak olsun" diye neden istemesinler? Buna benzer bir başka gariplik de, aklı başında sayılan her kesimin "Çok Partililik"ten yakınması.. Muhteremlere göre, ülkede en fazla iki parti olacak.. Millet de, bu iki partiye oy verecek.. Mümkün olsa, "Meksika'daki gibi Tek Partili Demokrasi de çok iyidir" diyecekler.. Galiba Türk geleneklerine göre, bu da doğal bir istek.. Çünkü uzun zaman, bizim sanayiciler, "Rekabet" kavramını hiç tanımadı.. Buzdolabı imal edenler, aralarında anlaşıp, tek fiyat ve belirsiz kalite ile pazarı paylaştılar mesela.. Ne zaman ki Turgut Özal gelip, dış ticareti serbestleştirdi, o zaman "Herkes"in ağzının tadı kaçmadı mı? Ticaret ve sanayide rekabete alışık olmayanlar, siyasette rekabeti nasıl istesinler ki? Tevekkeli herkes "10'uncu Yıl Marşı" çalınınca, ayağa kalkıp, bir ağızdan söylemeye başlıyor rekabetsiz dönemin öyküsünü. O marşta "Yurdu demir ağlarla ördük" denilir.. Ama 2002 yılında hâlâ Ankara-İstanbul arasındaki tren bağlantısının yavaşlığından ve rayların ilkelliğinden söz eder herkes.. Demek ki bu siyaset müzesinde, Kemal Derviş'in bir eli solda, bir eli de sağda olmalı.. Sendikalar, işverenler, sosyalistler ve liberaller de, bu şekilde nefeslerini kesip, "Acaba Kemal Derviş hangi tarafa ağırlık koyacak" diye beklemeli.. Bu model demokraside, halk veya seçmen, sadece bir ayrıntı.. Onlar olmasa da olur.. Şu Kemal Derviş, "Kürt Realitesi", veya "Jakoben Laiklik" üzerindeki görüşlerini açıklasa da, nasıl davranmamız gerektiğini öğrensek.. Neyse.. Bunca deneyden sonra, Ecevit'i başbakan yapan bu "Seçkin Kadrolar", herhalde bundan sonra da sağlıklı düşünürler.. ŞAKA
Otobüs var otobüs var!..
Kemal Derviş iyi ki, Hacıbektaş'a giden CHP otobüsüne hemen atlamadı.. Derviş, uzun uzadıya anlattığı "Sol İdeoloji"nin ne olduğunu tam anlamak için, yağmurlu bir günde, İstanbul'da bir "Halk Otobüsü"ne binmelidir.. Başka türlü, parti otobüslerinin ne kadar rahat olduğunu anlayamaz!.. ADAYLAR İYİ SEÇİLİRSE
İstikbal DYP'nin olabilir!..
Aklına fazlaca güvenilen bazılarına göre, "Solda İttifak" tamam oldu.. Derviş CHP'ye göz kırptığı için, bu partiyi geçen seçimde barajın altına düşüren şartlar ortadan kalktı.. Ve CHP, artık "Büyük Parti" olmaya oynuyor.. Diyelim ki, bu şekilde, DSP de, YTP de, seçimlerde "Hiç" oy alamayacaklar.. Ayrıca "ÖDP", "TKP", "TİP" benzeri diğer "Sol"a da hiç oy çıkmayacak.. Hatta HADEP'e de hiç oy çıkmayacak.. Diyelim ki CHP, seçimde yüzde 20 oy aldı.. Geriye kalıyor oyların yüzde 80'i.. AK Parti ve Saadet de yüzde 25 alsalar.. MHP ve BBP, birlikte yüzde 15 alsalar.. Geriye kaldı yüzde 40 oy.. Demek ki, sağdaki durum, sol taraftakinden daha önemli.. Acaba Liberal Demokrat Parti, ne kadar oy alabilir? Acaba ANAP barajı geçebilir mi? Acaba bu yüzde 40'ın bir bölümü, soldaki partilere kayar mı? Demek DYP, bu seçimde kilit parti.. Eğer geçen seçimdeki gibi DYP adayları gerçekten örgütten olmak yerine, örgütten ve halkın tuttuğu isimlerden seçilirse, istikbal DYP'nin olabilir.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |