|
|
Karadeniz'in öte yakası
SOÇİ (Rusya Federasyonu)- Göz alabildiğine yeşillik; yeşilin en koyusu hem de... Bir uçtan diğerine 145 km'yi bulan dar bir koridor bıraktıktan sonra sahilden hemen yükselen bir dağ ile deniz arasına yüzbinlerce insanı konuk edecek oteller sıralanmış... Karadeniz'in öte yakasındaki Soçi kenti burası. Sovyetler Birliği döneminde, imtiyazlı sınıfın yaz geçirdiği bir yer olmanın yanında, sistemin mükâfatlandırmak istediklerini yolladığı tatil beldesiymiş Soçi; talihliler sağlık kürüne çekilir, bâkir doğanın bağrında dinlendikleri birkaç haftadan sonra, daha iyi hizmet vermek üzere, işlerinin başına dönerlermiş... Onbinlerce oda kapasitesinin büyük bölümü o günlerden... Sovyet sonrası dönemde, yılda 11 milyon -çoğu ülke içinden- turist ağırlar hale gelmiş Soçi; 1998 Ağustos krizinden en büyük darbeyi yiyen kentlerin başında da o geliyor... Trabzon'un hemen karşısında yer aldığı için "Türkiye'nin Rusya'ya açılan kapısı" olabilme potansiyelinde Soçi; buraya geliş sebebimiz, çoğu Karadenizli işadamlarının denizaşırı fırsatlar yakalayabilme arzusunun meyvesi olan 'Türk ihraç ürünleri fuarı'... TOBB'un desteklediği girişim, Türk işadamlarıyla Rus karşıtlarını buluşturmayı amaçlıyor... Tanıştığımız Türk işadamlarının bir bölümünün, yıllar öncesinden, Karadeniz'in Rus sahillerine ayak bastıklarını öğrenmek şaşırtıcıydı. Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında her geçen gün Türkiye'nin aleyhine bozulan bir ticaret yapısı var. 1997 yılında, sadece beş yıl önce, alınan ve satılanlar dengeli bir seyir gösteriyordu; 2 milyar 50 milyon dolarlık ihracat yapan Türkiye, aynı miktarda ithalatı Rusya'dan sağlıyordu. Bugün durum çok farklı: Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı 1 milyar doların altında (924 milyon) kalmış iken, Rusya'dan ithalatı 3,5 milyar doların üstüne çıktı. Doğalgaz (1,5 milyar US) ve ham petrol (1 milyar US) en büyük ithalat kalemleri... 'Mavi akım' devreye girdiğinde bu denge daha da bozulacak... Bir ara 10 milyar dolar düzeyine kadar çıktığı varsayılan 'bavul turizmi' epeydir sönük. Bavul turizmi, arkasında, Türkiye için etkisi uzun süreli olabilecek olumsuz bir iz de bırakarak sönmüş. Ucuz olsun diye alınan kalitesiz Türk mallarıyla tanıştığı için, Rus tüketici, Türk ürünlerine pek sıcak bakmıyor. Soçi'de açılan fuar, bu alandaki olumsuz önyargıları kırmayı da amaçlıyordu. Bir ara, "AB'ye alternatif" olarak Rusya ile bağları geliştirmeyi teklif edenlere hoş olmayan bir haber var: Rusya, Türkiye'ye, hiç de 'muhtemel müttefik' gözüyle bakmıyor. Her türlü izin alınarak yola çıkarılmış Türk mallarının önemli bir bölümü, basit ve anlamsız bahaneler ileri sürülerek, liman gümrüğünden dışarı bırakılmadı. Üç gün için planlanmış fuar, bu yüzden, 24 saatlik bir sergiye dönüştü; o süre içerisinde, bir çok standın üzerine, "Kusura bakmayın, gümrükten çekemediğimiz için ürünlerimizi sergileyemiyoruz" açıklaması asıldı. Fuar vesilesiyle düzenlenen, iki tarafın politik ve ticari yetkililerinin katıldıkları panelde, Rus konuşmacıların söyledikleri sade suya tirit lâflardan öteye gitmedi. Bizden konuşmacıların samimiyetle uzattıkları elleri o taraftan temsilciler tam tutmadı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Karadeniz'in öte yakası, Türkiye için önemli bir iş ortağı. Kendiliğinden başlamış ticari ilişkiler Rus yönetiminin iradesi esnetilerek daha da gelişebilir. Gemiyle yarım günlük mesafedeki Soçi, yüzlerce üretici firmanın 150 milyon nüfuslu Rusya pazarına 'giriş kapısı' durumunda. Ülkenin "Batı'ya en yakın" noktası sayılması gereken Soçi'ye giriş-çıkışların bile Sovyet dönemini andıran bir bürokrasiye boğulmuş olması elbette talihsizlik; ancak o irade yakalanırsa, bürokratik uygulamalar bir günde yumuşayabilir... Rıfat Hisarcıklıoğu ile Karadenizli oda başkanlarından oluşan TOBB heyeti, Soçi'de, bu anlayışı oluşturmak için olağanüstü bir çaba gösterdiler. Fuarı ziyaret eden Soçi halkı Türkiye'de üretilmiş mal ve mzlzemelerden mutlaka etkilendiler; hâlâ 1990 öncesi hantallığını üzerinden atamamış görünen Rus bürokrasisi de, umarım, TOBB heyetinin temaslarından etkilenmiştir. Soçi'nin munis bir havası, insanı yakalayan bir çekiciliği var; bu, iki ülke arasındaki ilişkiye de yansımalı.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |