T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bahçeli "tutarlılık için" Koalisyon'u bırakmalı!..

Gerçekten hepimizin hafızası, birkaç aylık bebekler gibi bembeyaz.. Hepimiz dün akşam ne yediğimizi hatırlamaz durumdayız..

Böyle olmasa, Devlet Bahçeli, Uyum Yasaları konusunda, sanki kendisi Koalisyon'da değilmiş gibi konuşabilir mi?

Bir e-mail geldi bana.. İmzasız..

Şunlar yazılıydı..

-"Benim dışımda anlaşıp idam cezasını kaldırabilirsiniz.. Bunu hükûmet meselesi yapmam. Ancak Kürtçe yayın ve öğrenim konusunda da anlaşırsanız hükûmetten çekilirim" diyen ve sonra "Kürtçe yayın konusunda da serbestsiniz, o konularda da anlaşırsanız hükûmeti bozmam" diyen de, MHP Genel Başkanı'dır.

Gerçekten Bahçeli'nin bu çizgideki açıklamalarını, hepimiz birlikte izlemedik mi?

Peki şimdi ne oluyor?..

Bahçeli, her mekanda ve her zeminde, AB'ye Uyum Yasaları'nı çıkartan partilere veryansın ediyor..

Bahçeli'ye göre, "ilkeli ve tutarlı tavrıyla Türk milletine karşı dürüstçe konuşan tek parti MHP"dir..

Peki madem bu kadar ilkeli bir parti MHP, o zaman hâlâ bu hükûmette bu Koalisyon'da ne işi var?

Zorla koltukta oturttuğu Bülent Ecevit de, diğer ortağı Mesut Yılmaz da, tüm güçleriyle, Uyum Yasaları için kendilerini ortaya attılar..

Bahçeli dün Erciyes'te, "Cani'yi hakettiği cezadan kurtarmak için Meclis'te sıraya girdiler" diyerek, idam cezasını kaldıranları eleştirdi..

Kim bunlar?

Başta Ecevit ve DSP'liler.. Sonra Mesut Yılmaz ve ANAP'lılar..

Ve bunlar iktidar koltuğunda, Devlet Bahçeli ile MHP'nin desteği sayesinde oturuyorlar..

Bu mudur "ilkelilik" ve "tutarlılık."

Ya da, medyadaki tekelleşmeyi yasallaştırmayı amaçlayan RTÜK Kanunu için, sabahlara kadar Meclis'te nöbet tutmak mıydı, ilkelilik ve tutarlılık?..

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesi için çaba gösterenleri, "Teslimiyetçilik"le, "İşbirlikçilik"le ve hatta "Hainlikle" suçlayan Bahçeli ile sözcülerine, bir önerimiz var tutarlılık konusunda..

Önce, bu Koalisyon'dan istifa edip, "sine-i millet"e dönsünler..

Bu şekilde, "Avrupacı Partiler"le "işbirlikçi" konumundan kurtulurlar..

Sonra da, Bahçeli ve arkadaşları, Avrupa ülkelerinde bir tura çıksınlar..

Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan 4 milyonu aşkın Türk var.. Bunlardan mesela Almanya'daki Türkler'den 400 bin çifte vatandaşlık sahibi.

Bahçeli ve arkadaşları, bunları Avrupa'yı bırakıp, Türkiye'ye geri dönmeye ikna etsinler..

Desinler ki, "Siz Avrupa Birliği'nin kuralları içinde yaşayarak kimliğinizi kaybediyorsunuz.. Biz Avrupa tehlikesinden kurtulmanız için, sizi geriye çağırıyoruz.."

Tabiî bu arada, mümkünse, 4 milyon Türk'e, Avrupa düzeyinde gelir sağlayacak işi de hazır etsinler..

Sonra da, ABD'ye göç etmek için "Greencard" kuyruğuna girmiş 1 milyonu aşkın Türk'e, "Gitmeyin.. Biz size daha iyi bir hayat vaad ediyoruz" desinler..

Sadece bu kitlelerden alacakları oylarla, barajı belki geçer MHP'liler..

ŞAKA

Sen sağ, ben selamet!..

Bahçeli, "Uyum Yasaları'nı Anayasa Mahkemesi'ne götürüp, iptal ettireceğiz" demiş..

Ben olsam Avrupa Birliği'ni toptan Anayasa Mahkemesi'ne götürüp, "Türkiye'yi bölmek isteyen terör örgütü" suçlaması ile, kapattırırdım..

Böylece AB Komisyonu Başkanı Prodi'yi ve Genişleme Komiseri Verheugen'i de, İmralı'ya, Öcalan'ın yanına gönderirdim..

GERÇEKÇİ OLALIM

Top karşı tarafta falan değil!..

Bazılarımız ne kadar kolaycılığa yatkınız..

Uyum Yasaları çıktı ya.. Hemen, demeçler ve manşetler, "Artık top Avrupa'da" çizgisine oturuverdu..

Oysa, bu uzun-ince bir yol..

Ortada ne futbol maçı, ne de top var..

Burada, biz Türkiye'nin ve karşımızdaki Avrupa Birliği'nin yapmamız gereken o kadar çok iş daha var ki..

Örneğin Milli Güvenlik Kurulu'nun şimdiki anayasal statüsü ile, Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ne tam uyumlu bir "Sivil Demokrasi" kabul edilmesi mümkün değil..

Hiçbir Avrupa ülkesinde, Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı'nın önünde olamaz devlet protokolünde..

Ayrıca, Türkiye'de yargının bağımsızlığı da, hukukun üstünlüğü de hâlâ tartışmalı.. Sorun Yargıtay'ın eski ve yeni başkanlarına..

Bunun yanında, Kıbrıs hâlâ "Çözümsüz Bir Sorun" olarak duruyor. Kıbrıs'lı Rumlar AB'ye girince, bu konuda biz de AB ile hasım konuma gireceğiz..

Diyoruz ki..

Topu karşı tarafa atmayı bırakalım artık.. Bunu sadece plaj voleybolünde yapabiliriz..


5 Ağustos 2002
Pazartesi
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED