![]() |
![]() |
![]() |
![]()
|
![]() |
![]() |
|
![]() |
![]()
Tam böyle kıyak bir hafta sonu planı yapmışsınız ve planınız içerisinde sinemaya gitmekte var. Hafta içi güzel bir filmde seçmişsinizdir kendinize, her şey yolunda sanırsınız, ta ki sinema salonuna gidip filmi seyretmeye başlayana kadar… Hani bazen işleriniz yolunda gider ve içinizden "yok abi her şeyin bu kadar normal gitmesi hiçte normal değil, bu işte bir anormallik var, kesin şimdi bir terslik olacak" dersiniz ve hemen o terslik oluverir ya, sinemada film izlemekte aynen böyledir işte. Ya da Erol Evgin'in bir şarkısında dediği gibi "işte böyle bir şey". Film seyrederken ilk sorun hemen baş gösterir. Çünkü dik şekilde oturan birisinin başı beyaz perdenin önünde durmaktadır. Sağa yaslanırsınız olmaz, sola yaslanırsınız olmaz, montunuzu veya kabanınızı altınıza alıp yükselmeye çalışırsınız olmaz, öndeki herife uyuz olup kafasına vurmak istersiniz o da olmaz. Buradan o dik şekilde oturarak film izleyenlere sesleniyorum: "Arkadaşım sinemaya gitmişsin şöyle kıçını kırda rahat rahat kaykılarak oturup filmini izle, korkma iki saat dik oturmazsan kambur olmazsın." Alt yazılı filmlerin yazılarını da üste yazsınlar bu herifler yüzünden okunmuyor. Bir de çeviriler doğru düzgün olmalı. Filmde oyuncu küfrediyor, bağırıp çağırıyor, altta yazan yazı hep iki kelime "Lanet olsun, lanet olsun…" Diğer bir mevzu da şu sevgililerin sinemaya gitmeleri. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz. Yani ben anlamış değilim. - Sevgilim bugün sinemaya gidelim mi? Güzel bir film var. - Olur gidelim. Konuşacak bir şeyleri kalmamış demek ki bunların. Birbirlerinin yüzlerini göremeyeceği, konuşamayacağı bir ortamda iki yüz kişiyle birlikte film izlemek. Nedir yani bunun mantığı biri açıklayabilir mi bana? Gitsenize bir aile çay bahçesine, ileriye dönük planlar yapsanıza, filmi daha sonrada izlersiniz di mi ama?! Şimdi bunların seyredecekleri filmi seçmeleri de sıkıntı oluşturur. Kız Bired Pit'in, Tom Kruz'un filmine gitmek isteyecek, erkekte inadına Arnıld Şvazaniger'in, ya da Culya Rabırts'ın, Meg Ray'nın filmine falan gidelim diyecek. Zaten şunu da anlamış değilim. Kızın film afişine bakıp baygın bir şekilde "ayy Necati, şu Leonardo'nun gözlerine bak, ne kadar yakışıklı çocuk di mi?" şeklinde soru sormasını da hafsalam almıyor. Gerçi ben sevgililer sinemada konuşmuyorlar dedim ama, genelde filmin başından sonuna kadar fısıldaşarak konuşup tüm dikkatleri üzerlerine çekmeyi de başarıyorlar. Yanında oturanlar hafifçe öne eğilip sert bir bakış fırlatınca da bunun ne anlama geldiğini ise anlamamazlıktan geliyorlar. Ben bu sinemada sorun oluşturan sevgililerden kurtulmak için hemen yer göstericiye rica edip koltuğumu değiştiriyorum ama bu seferde karşıma torununu eğlendirmek için sinemaya getiren anneanneler veya babaanneler çıkıyor. Çocuklar boş olan koltukları teker teker dolaşıp oraya buraya gidiyor, bazen takılıp düşüyor, ardından anneannesi telaşla koltuğundan fırlıyor, derken film salondakilere zehir oluyor. Bir de şu husus var: Çocuklar çocuk filmine götürülür. Diğer filmlerin çoğu çocukların ya ilgisini çekmiyordur ya da onlar için uygun değildir. Örnek verecek olursak; "Lolita" filmi çocuk filmi değil, çocuğun oynadığı bir film, bilmem anlatabildim mi?! Artık şunu açıklığa kavuşturalım. "Arkadaşlar sinema salonunda patlamış mısır, cips gibi sinir bozucu ve uyyuz edici gıdalar yenilmez." Yıllardır insanlarımız kandırılmıştır ve bu yüzden sinemaseverler yıllardır patlamış mısır yiyen ameller yüzünden seyrettikleri filmlerden doğru dürüst bişey anlamamıştır. İşte bu yüzden ülkemizde Atilla Dorsay'ın dışında da sinema eleştirmeni yetişmemiştir. Şimdi bu patlamış mısır yiyenler bir kere çıkardıkları sesle sadece yanındakileri uyuz etmekle kalmıyorlar, kendilerinin de filmi duymaları ve anlamaları zorlaşıyor. Çoğu zaman içimden "yedikleri mısırlar boğazında kalır, nefes borusuna kaçar da mosmor oluncaya kadar öksürürler" diye dua etmiyorum desem yalan söylemiş olurum. (Böyle yazınca beni sadist, mazoşist diye nitelendirenler varmış. Haksız mıyım yani?) Not: Arkadaşlar film sinemada izlenince hakikatten daha bir güzel, tabii yukarıda anlattığım olaylar olmazsa. O açıdan beğendiğimiz filmleri sinemada izlemeye çalışalım, kaçak CD'lere yüz vermeyelim, kötü gösteriyor diye değil. En azından ben kul hakkı olduğuna inanıyorum.(Üff be amma duyarlıyım ha!) Yerlere çöp atmayalım, sokak kedilerini tekmelemeyelim… Çimlere basabilirsiniz, çünkü o yasak saçma!
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |