|
|
"Yedek parçacı"nın sıkıntısı ne?
Pornoculuğu tescillenmiş adamın gazetesi, mutad saldırılarını sürdürüyor. Artık ne yazsanız, ne söyleseniz boş; devlet ihalelerine girebilmek için sahibi olduğu yayın organlarını "şantaj aracı" olarak kullanan, üstelik bu cürmü Yargıtay'ca onaylanmış biri var karşınızda. İlk gün "Yenilikçi hortum" manşetiyle çıkmışlardı. Daha önce Sabah gazetesinin ısıtıp ısıtıp piyasaya sürdüğü aslı astarı olmayan iddialar. Güya Recep Tayyip Erdoğan, görev yaptığı dönemde belediye ihalelerini belli bir gruba vermiş ve buradaki büyük yolsuzluklara göz yummuş. Eski İçişleri Bakanı Saadettin Tantan da önce "inceleme" başlatmış, sonra "nedense" dosyayı kapatmış. "Yolsuzlukla mücadele aynen sürecek" diyen yeni İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen de dosyayı "yeniden" açmış ve olayları soruşturmak üzere bir "süper müfettiş" görevlendirmiş! Estek köstek... Haberde ne anlatıldığı değil, niçin "durup dururken" (pek de durup dururken değil aslında) bu tür haberlere yer verildiği daha bir "ehemmiyet" kazanıyor. Medyakronik de bunu merak etmiş; "Milliyet niçin bu tür haberler yapıyor?" diyor. Sonra da, "Bu haberleri neden koydular acaba?" sorusunu meşru kılacak ve bir çırpıda sayılabilecek bazı "olaylar" derlemiş. Okuyalım: Milliyet, "Albayraklar'a ilişkin soruşturma dosyalarını kapatmakla" suçladığı eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın, CNNTürk'teki 32. Gün programında sarf ettiği "Sizin grubunuzun bankası Dışbank hakkında da fena raporlar yok" mealindeki sözlerinin ardından, Tantan'a savaş açtı... ANAP lideri Mesut Yılmaz'la Tantan arasındaki gerilimde Yılmaz'ı destekledi, Tuncay Özkan da gene "neden verdiler bu haberi?" sorusunu akla getiren üç günlük manşet salvosuyla Tantan'ın "Fethullahçı ilişkileri"ni gündeme getirdi. Gazete (Milliyet), şimdi "dosyaları" inceleme talimatı veren İçişleri Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'in göreve gelişini gizlemeye gerek görmediği bir sevinçle karşılamış, ona "demokrat" sıfatını uygun görmüş; bakanın, iki soru önergesine Meclis kürsüsünden verdiği, "demokratlığını" berhava eden cevaplarını da görmezden gelmişti. (Bakınız: (Medyakronik) "Al sana 'demokrat' Yücelen.") Yeni Şafak yazarı Taha Kıvanç, uzun bir süredir ısrarla "Milliyet'te sansür" meselesini işliyor... Hatırlanacağı üzere, Medyakronik, 7 Haziran günü istifa eden eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan lehine ya da ANAP aleyhine yazı yazan gazetenin beş yazarına ilk baskılarda (Kıbrıs ve Almanya) sansür uygulandığını duyurmuştu. Taha Kıvanç konuyu sütununa taşıyınca, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yakup Yılmaz Kıvanç'a bir mektup göndererek haberi "hayal ürünü bir yalan" diye nitelemişti. Yılmaz, sansürlü baskıların Medyakronik'te yayımlanmasının ardından sessizliğe bürünmüş, ama Taha Kıvanç işin peşini bırakmamıştı. (Kıvanç, zaman zaman konuya dönüyor ve Aydın Doğan'ın meseleye el atması gerektiğini yazıyor.) Milliyet, en son "yenilikçi" gruptan Abdullah Gül'ün, Milliyet ekibiyle yaptığı bir söyleşide "Erbakan Nazi tipi liderdi" dediğini manşete taşımış, daha sonra başı belaya girmişti. Bütün bu "geçmiş" orada öyle dururken, okur, Milliyet'in "Yenilikçi hortum" (içerde: "Fesat ihaleleri") manşetini "neden?" sorusunu sormadan okuyabilir mi? Medyakronik, "Bakın, henüz haberin kaynağının 'yenilikçi'lerin yükselişinden büyük bir siyasi korku duyan bir partiye, ANAP'a mensup bir bakan olduğunu hiç hesaba katmadık bile..." diyor. Milliyet'in konuyla ilgili dünkü başlığı da şöyleydi: "Şoförlükten holding sahipliğine." 1979 yılında otobüs şoförü olarak iş hayatına atılan Mustafa Albayrak, belediye ihaleleri sayesinde bugün holding sahibi olmuş... Haberi okuduğunuzda, alttan alta bir "aşağılama" seziyorsunuz. (Şoför dernekleri bu haberden sonra Milliyet yöneticilerinin "hatırını sual" ederler mi bilmem... Onların sütüne kalmış artık!) Yedek parçacılıktan gazete patronluğuna, gazete patronluğundan banka ve holding sahipliğine yükselinebildiği bir ülkede, bir otobüs şoförünün şirket sahibi olması Milliyet'i niçin rahatsız ediyor acaba? Öyleyse, ellerinin altında henüz işlevsel bir hükümet varken, "Bundan sonra bütün kamu ihaleleri yedek parçacılara verilecek" diye bir yasa çıkarttırsınlar, biz de rahat edelim, Türkiye de rahat etsin...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |