|
|
Dövüşmenin sonucu
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü ile Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy arasındaki kavgayı tasvip edenlerden değilim. Zira, Devletin tepesinde kavga olmayacağını, her zaman savundum... Şu aşamada da, Bakan veya Başkan'ın haklılığı üzerinde durmayacağım. Zira, bu konuda, o kadar çok yazıldı ve çizildi ki, bu konuyu gündeme yeniden getirmenin yararı olmayacağı görüşündeyim. Benim üzerinde duracağım, Devlet'in tepesindeki kavganın, sporcularımıza yansıması. Yanlış yansımalardan birini örnek vereceğim. Bu örnekler rahatlıkla artırılabilir. Efendim, bilindiği gibi, ülkemizde Üniversitelerarası Futbol Şampiyonası oynanıyordu. Dikkat ederseniz, "du"yu özellikle yazdım. Bu şampiyona bu yıl yapılamadı. Gerekçe ise, Üniversitelerarası Futbol Şampiyonası'nda hakemlere ödenecek paranın kimin tarafından verileceği belirtilmemiş. Federasyon "ben vermem" diye diretiyor, Bakanlık ve Genel Müdürlük ise, "Sen futbolun patronusun. Bu parayı bütçenden öde" emrini veriyor. Sonuçta, Şampiyona oynanamadı. Şampiyona oynanamayınca, Türkiye Şampiyonu olacak takım, Pekin'de başlayan Dünya Üniversitelerarası Spor Şenliği'nde, ülkemizi temsil edemedi. Görüyor musunuz, Devlet'in tepesindeki kavga, işi nerelere getirdi. Şimdi, bu çirkinlik önümüzde duruyor. Olan oldu, şimdi bundan sonrasına bakmamız gerekiyor. 2003 yılında Meksika'da, 2005'de de İzmir'de Üniversitelerarası Şampiyona var. Bu mantık sürerse, ne Meksika'ya, ne de ülkemizde Şampiyonaya üniversiteli futbolcular katılamayacak. Diğer branşlarda üniversite gençliği boy gösterirken, futbolda bu uygulama yine masamızın üzerinde duracak. Ondan sonra da kalkıp, Türk gençliğine spor yaptırdığımızı söyleyip, duracağız. Haydi canım... Bu tip palavralara artık karnımız tok. Bugüne kadar yapılanları bir kenara bırakıp, futbol oynamak isteyen gençlerimizin önünü açalım da görevimizi yerine getirelim.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |