|
|
Çok bilen yoğurdu üfler...
Bizim meslek "Spor Yazarlığı" ekran modası "yorumculuk"la paralel gidiyor. Ben de dahil ekmek paramızı kalemimizle, dilimizle kazanmaya çalışıyoruz. Ustalarımızdan aldığımız dersler doğrultusunda... Hazırlık kampları, maçları başladımı spor servisleri takımların peşlerine takılır sporculardan daha çok terlerdik. Yaptığımız yorumlarda biraz "bilmişlik" taslarsak, yani teknik adamları hiçe sayar, "Neden oyuncu değiştiriyor, bu adamı neden oynatıyor, şu transfer yanlış, taktik vermesini bilmiyor" gibi not düşersek hem fırça yer hem de çöp sepetini doldururduk.. Neden yazıyorum? Galatasaray, Almanya'da hazırlık çalışmaları yapıyor. Takımın Şampiyonlar şampiyonu kadrosu dağılmış. Başındaki teknik adam (Arşivlere bakılırsa başarısı tartışma kabul etmez) yeni bir Galatasaray kurmakla meşgul. Tabi ki hazırlık maçlarında sık sık oyuncu deneyecek. Transfer yapılan futbolcularını izleyecek. Ve ekrandaki yorum yapan Galatasaray'lı meslekdaşım... "Bu Galatasaray ne köy olur ne kasaba, yurtdışındaki gurbetçilerden utanıyoruz. Adamlar para verip Galatasaray'ı seyretmeye geliyor. Yazıklar olsun bu kadar oyuncu değişikliği yapılırmı. Bu adamları neden oynatıyor" diye ekranda kin kusuyor teknik adamı hiçe sayıyor. Ne yani bize mi soracaktı... Bizler böyle yapınca, yazınca, konuşunca teknik patronlar da basına ambargo koyuyorlar. Eskiden demeye dilim varmıyor yakın zamana kadar kulüplerin kapıları biz spor yazarları için devamlı açıktı. Yöneticiler, başkanlar telefonlarımıza tereddütsüz çıkardı. Bugün, kapılar kapalı telefonlarımıza "Toplantıda sonra arayın" cevabı... Dost acı söyler. Dün, Mustafa Denizli, Fatih Terim için "Başarısız" olur diyenler YOĞURDU ÜFLÜYORLAR...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |