T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ankaraolog olmak zordur!.

Türkiye'nin şifreleri var.. Bunları anlamak için uzman olmak gerekiyor..

Eskiden, Sovyetler Birliği de böyleydi..

Gerçek "güç sahibi"nin kim olduğunu anlamak için, Kremlin'in üzerinde, törenleri politbüro üyelerinin hangi dizilişle izlediğine bakılırdı.. Ya da, bir parti büyüğünün cenazesinde, tabutu taşıyanların kimliğinden anlaşılırdı güç hiyerarşisi..

Bu algılamayı en iyi yapanlara, "Kremlinolog" denilirdi..

Türkiye'deki güç hiyerarşilerini, kavgaların gerçek nedenlerini ve krizlerin hangi sebeplerden kopabileceğini anlamak için de, galiba "Ankaraolog" olmak gerekiyor.

Kavgaları anlamaya çalışalım öncelikle..

Mesela Doğan Grubu ile Uzanlar'ın arasında bir şeyler oluyor..

Olay, Doğan Grubu'na göre, Uzanlar'a ait Telsim'in, Nokia ve Motorola'ya olan borcunu ödememesinin haber yapılmasından kaynaklanıyor..

Uzan grubu ise, Türkiye'de cep-telefonları milyarlarca dolar ederken alınan dış kredili yatırımların, şimdiki kriz döneminde zor ödenmesinden ötürü, 7 yıl olan ödeme süresini 11 yıla çıkartmaya çalışıyor..

İlgi çekici olan, alacaklı yabancı şirketlerin Türkiye'deki hukuk büroları, takibata geçmemiş..

Belli ki, bu şirketlerle Uzanlar arasında, "vade"ye ilişkin bir pazarlık var..

Herşeyin değerinin çok düştüğü bu kriz döneminde, Telsim'in tamamını Nokia ve Motorola'ya verseler bile, bu şirketlerin alacağı karşılanmaz herhalde..

Ama ilgi çekici olan, Uzanlar'ın "Star"ları susuyor..

Buna karşı Uzanlar'ın Starları, İş Bankası'na yükleniyor.. Dövizdeki yükselişin, İş Bankası'nın iç pazardan döviz toplamasından kaynaklandığı iddia ediliyor..

Ve herkes biliyor ki, İş Bankası, Doğan Grubu'nun hem Petrol Ofis'te ortağı, hem de bu grupla kredi ilişkileri var..

Aynı şeyi, Doğan Grubu gazetelerinden "Milliyet"in, Tayyip Erdoğan'a ve Albayrak'lara yaptığı saldırılar sırasında da gördük..

Yaygın istihbarata göre, bunun arkasında, Tayyip Erdoğan'ın ANAP'ı eriteceğini düşünen "Mesut Yılmaz'ın zekası" fazlasıyla vardı..

Ama bu arada, Mesut Yılmaz "ulusal güvenlik" kavramı dolayısıyla Genelkurmay'la çatışmaya girince, Doğan Grubu medyası "sivillik-demokrasi-Avrupa Birliği" adına, Genelkurmay'a karşı Mesut Yılmaz'a arslanlar gibi destek verdi..

Aynı anda da, Tayyip Erdoğan'ı "gizli şeriatçı" olmakla suçlayıp, savunduklarının tam tersini yaptılar ve AK Parti'yi "Derin Devlet"e jurnallediler..

Bu olaylardaki şifreleri çözmek, görüldüğü gibi uzmanlık gerektiriyor..

Örneğin, Avrupa Birliği konusundaki "ulusal güvenlik" gerekçeli engellerden ötürü, Mesut Yılmaz'ın şimdiye kadar hiçbir kavga çıkartmadığı biliniyor..

Ama yolsuzluk ve kokuşmuşluk dosyaları gündeme gelince, Yılmaz'ın savcılara da, jandarmaya da, Cumhurbaşkanı'na da nasıl öfkelendiği biliniyor..

Demek bugünkü MGK toplantısındaki şifre çözülebilirse, işin içinden, Avrupa Birliği'nden başka şeyler de çıkabilir..

Örneğin bir başka şifre, "merkez-sağ"daki paylaşım kavgasına ilişkin..

Erbakan, mukaddesatçı oy tabanını, belli ki "tapulu arazi"si gibi görüyor ve AK Parti'nin bu arazide gecekondu kurmaması için, savaşıyor..

Demirel ise, ANAP'ın, DYP'nin ve hatta MHP'ye kayan bir kısım oyların "mülkiyeti"ne sahip görüyor kendisini.. Ama "kuru mülkiyet" bu.. İntifa hakkı, Yılmaz'da, Çiller'de, Bahçeli'de..

Peki bu arada Kemal Derviş ne olacak?

Acaba Alevî-Bektaşi tabanlı "Siyasal İslâm" ve Kürt realitesinin HADEP'i, Erdal İnönü'yü destekler ve bundan Derviş'e de bir hayat alanı çıkar mı?

Hadi bakalım Ankara uzmanları?.

Meydan sizin.. Çözün şifreleri..

ŞAKA

Saat gibi..

Çok değerli olması gereken bir antika saat, müzayedede çok ucuz bir fiyatla satışa sunulmuştu..

Meraklı bir alıcı, bu ucuz fiyatın nedenini sordu.. Müzayede memuru izah etti:

- Bu saatin bir kusuru var.. Mesela saat 12'yi gösterdiği zaman, gong 3 defa çalar.. O zaman anlayın ki saat 5'tir, dedi..

KISSADAN HİSSE - Bazı ülkeler de bu saat gibidir.. Çok değerli olmaları gerekirken, iç ve dış uyumsuzlukları yüzünden, çok ucuza giderler..

3'LÜ KOALİSYON

Sorumlu ve mutsuz ortaklar!.

Dış kaynak ve İMF zoruyla, Kemal Derviş'e ve "Ekonomik Program"a destek veren koalisyon ortakları, mutsuzluktan bayılmak üzereler..

Çünkü, artık bir seçmen tabanları kalmamış olsa da, onlar yine politikacı.. Meşruiyetlerinin ve güçlerinin kaynağının, "halk desteği" olduğunu, zaman zaman hatırlıyorlar..

Ve şu anda bu halk desteği yok "3'lü koalisyon" partilerinin arkasında..

Bir erken seçimde, bu partiler barajın altında kalabilir.. Bugün caka satarak bakanlık yapanlar, milletvekili seçilmeyebilir..

Bu yüzden aralarında, homur homur söyleniyorlar Derviş'e de, İMF'ye de, Ekonomik Program'a da..

Durum DSP'de de, MHP'de de, ANAP'ta da aynı.. Hiçbir bilgileri ve katkıları olmayan, ama destekleri bulunan "Derviş Programı"nın yansımaları, koalisyon partilerini ürkütüyor..

İşte son olarak Osman Durmuş, Güdül'de vatandaşlarla konuşurken "Ben Şeyhin, Derviş'in hesabını veremem" diyerek, tüm kabine arkadaşlarının duygularına tercüman oldu..


21 Ağustos 2001
Salı
 
MEHMET BARLAS


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED