YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

 

 

Susurluk-Gölbaşı arasında otostop

Gerçi trafik canavarı, ülkemizin en dehşet verici terör vakıasının baş aktörü. Ancak Türkiye eğer derin devlet, yolsuzluk ve sorumsuzluk üçgeninden kurtulacaksa, öyle görünüyor ki, trafik canavarına bayağı bir iş düşecek.

Öyle ya, siyasetçi-polis-mafya bağlantısını hepimizin gözünün önüne seren Susurluk'tan sonra şimdi de Gölbaşı kazası ile bir müddet oyalanacağa benziyoruz. Oyalanacağız, zira Susurluk kamyonundan sonra gelişen tüm kamuoyu baskılarına, tüm tencere-tava tantanalarına, tüm "aydınlık için bir dakika karanlık" eylemlerine, tüm "Susma! Sustukça sıra sana gelecek!" çağrılarına rağmen, bugün Susurluk sanıklarından biri dahi suçlu bulunmuş değil. Mercedes'in içinden çıkan üç ceset dışında, adı olaya bulaşmış olan kişilerin hemen hemen hepsi bugün krallar gibi yaşamlarına devam ediyor. Şimdilik nezaketen içeride tutulanlar ise el bebek, gül bebek beslenerek, tahliye edilecekleri güne kadar kamuoyundan gizleniyor.

Yaşanan komediye bir bakın Allah aşkına. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Oktar Çakır, hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan "işadamı" Melik Giray'la birlikte Ankara'ya giderken Gölbaşı mevkiinde kaza yapıyor. Aynen Susurluk'ta olduğu gibi, işin karanlık yüzü kaza sırasında can veriyor, başsavcı ise kaburga kırıklarıyla kurtuluyor. Başsavcı yaralı halde olmasına rağmen arabadaki iki bond çantayı ne yapıp ediyor, yanında hastaneye kadar getirtiyor. Çantalar hastanede sırra kadem basıyor. Susurluk'ta kaza yapmış Mercedes'in bagajındaki silahlar gibi, olayın en ciddi delilleri "anında" yok edili veriyor. Çantalarda "Ankara'da bazı yasadışı işlerin çözümü için" kullanılacak 750 bin dolar olduğu söyleniyor.

Dahası var. İstanbul DGM Başsavcısının bu göreve atanmadan önce dosyasının, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda adet üzere değerlendirildiği ve hakkında İçişleri Bakanlığı'nda "karanlık ilişkileri" olduğu yönünde uyarı geldiği de bizzat Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından itiraf ediliyor. Adalet Bakanlığı, öyle "her duyumu değerlendiremeyeceğinden", bu uyarı dikkate alınmıyor. Tabii duyum dediğin biraz havalı olmalı. "Namaz kılıyor, oruç tutuyor" gibi bir duyum, laikliğin "sıkı takipçilerince" çok daha ilginç ne de olsa.

Başsavcı, şimdilik kızağa çekilmiş. Mafya babası Sedat Peker'in hapishane günlerinde kendisine buzdolabı, fırın ve günde kırk koyunlu ziyafet sağlayan "işadamı" Melik Giray gibi biri ile aynı otomobilde kaza yapması, müfettişler raporlarını tamamlamadan ve bunlara binaen DGM kendi savcısı aleyhine bir dava açmadan suç sayılmıyor.

Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte Türkiye'de pek çok şeyin değişeceğini umanlarla, Susurluk kamyonundan sonra hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını umut edenler yoksa aynı kişiler mi? Yoksa biz hayal mi kuruyoruz?

Koskoca başsavcı suçlu olacak değil ya. Eminim, Ankara'ya otostop çektiği için bilemedi kimin yanına oturduğunu.


7 Mayıs 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Melikşah UTKU

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...