ATAMAYANA ATTILAR

Deyim mi, herze mi, bilmiyorum ama, kim demişse çok iyi söylemiş: "Atamayana atarlar..."

Maç başlamış, saha yağmurlu. Fenerbahçe de sersemliğini henüz üzerinden atamamış ve hep düşeş atıyorsun...

Böyle bir Kadıköy deplasmanında 90 dakikada bulacağın şans, ikiyi üçü geçmezken, ilk 10 dakikada dört tane buluyorsun.

Ve boş kaleye golü atamıyorsun.

Hani Mustafa Kocabey'e deseler ki: "Al şunu da, bu maç gol atma"... Bu kadar atamazdı vallahi...

Diyeceğim ki, isteyerek atmadı, ama o zaman da topu direğe vuramazdı.

Hiçbir şey yapmayan Fenerbahçe, çok şey yapan Yozgat karşısında Revivo'nun ustalığı ve Andersson'un fırsatçılığıyla 1-0 öne geçince, Mustafa Kocabey, herhalde bir boy aynası bulup, kendine şöyle bir bakmıştır.

İkinci yarı için söylenecek bir tek şey var: Eğer bu Baliç için bu Serhat kenarda bekletiliyorsa, Mustafa Denizli benim tanıdığım Mustafa Denizli değildir.

Zira Sarı-Lacivertli ekip, Baliç'le bir kişi eksik oynarken, Serhat'la çoğaldı ve gol hanesine bir gol daha kazanarak rahatladı, tribündekileri de rahatlattı.

Umarım Denizli Hocam, isme değil, dinamik, koşan, savaşan ve takımı başarıya taşımak için fırsat bekleyen böylesine genç yeteneklere daha çok fırsat verir...

Fenerbahçe kazandı ama, kazanmayı haketmeden kazandı. Sadece atamayana attılar.