YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Sondan bir önceki kez...

Kaderimizin, kadersileştirdiklerimizin 'sondan bir önceki' mevsimidir, Eylül...

'Tutku'nun tüm yasalarını, bir kadının ellerindeki kıvrımların kayıtlarında gizli olan hükümlerin sırlarını, bir toprağı vatan yapmanın sanatını, bütün bekleyişlerin keffareti olan bir aşkın sözlerini tek tek öğretir bize...

Toprakla yağmurun sevişmesi, ıslak ayak izlerini kendine şal yapan bir toprağın kokusu, geçmişi ve geleceği unutturacak bir 'tutku'nun hülasası, sadece ve bir kez Eylül'de gösterir yüzünü...

Gerçek bir 'tutku' tam bir hafıza kaybıdır ya da hafızanın derinliklerinde olan ama epeydir unutulmuş olanların gün yüzüne çıkmasıdır.

Gerçekten sevilmeye layık bir kadın, ondan önce bir günün nasıl geçirildiğini dahi unutturacak kadar erkekliğin tarihi yaratma çabasını derin bir hafıza kayıbının eşiğine bırakandır...

'Seni sevmiş miydim?' diye soracak kadar bir kadına, hafızasını kaybedebiliyorsa bir erkek, tutkunun yamacına sığınmıştır işte, 'hayır/bilmiyorum' diyecektir her kadın bu küstah soruya tabii olarak, buna karşılık 'seveceğim' diyecek kadar geleceğini ipotek altına alıyorsa bir erkek, ortada gerçekten sevilmeye layık bir kadının, sonbahar yağmurlarıyla ıslanmış kırmızı topraktaki yalın ayak izleri, tarihin gizili yasası olarak var demektir.

Kanuni'nin hayatındaki ve Osmanlı'nın tarihindeki gizli 'Hürrem' yasasıdır bu, ya da Napoleon'un hayatındaki ve Fransa'nın kaderindeki gizli 'Josephine' yasası...

Peki nedir öyleyse, gerçekten sevilmeye layık bir kadının, ayak izleriyle basmaya tenezzül ettiği, sonbahar yağmurlarıyla ıslanmış 'bir toprağı vatan yapmanın sırrı?'

Kadınlar için nedir bu sır bilmem ama erkekler için hep 'sondan bir önceki kez sevmeyi' becerebilmektir bu sır.

Yaşlı Kübalı kadınlar öğretiyor bu sırrı belki de bize, Küba'da birisine 'son kez vedalaşalım' derseniz alacağınız cevap 'hayır son kez değil, sondan bir önceki kez' demektir ya, Kübalı kadınlara ait aşkları anlatan romanlar, hele de yaşlı Kübalı kadınların gençliklerinde yaşadıkları ama artık hakkıyla 'demlenmiş aşklar'ını anlattıkları hikayeler, en büyük aşklarını bile 'sondan bir önceki kez'in sükuneti ve heyecanı arasında yaşadıklarını hissettirir hep bana.

Son kez göreceğiniz biri, 'son kez vedalaşalım' dediğinde, 'hayır son kez değil, sondan bir önceki kez' demenizin asil bir tarafı var kuşkusuz, ama bu asalet, yüzü ölüme dönük bir asalet, ya da teslimiyete...

Peki 'sondan bir önceki kez'in yüzü hayata ya da isyana dönük bir asaleti yok mu?

Var. Yıllardır beklediğiniz, 'bütün bekleyişlerin keffareti' dediğiniz bir aşkı bile, aradığınız ve artık tam olarak bulduğunuz değil, bulmanız gerekenden bir önceki aşk gibi yaşamanızdır bu.

Gerçekten sevilmeye layık olacağını düşündüğünüz bir kadını, gerçekten seveceğiniz bir kadının gözlerine temas etmeden önceki 'durak' olarak bilmenizdir bu.

Ancak böyle yaparsanız, gerçekten sevilmeye layık bir kadının göz kapaklarının gerisindeki 'gerçek kahkahaları' ve 'derin hüzünleri' bütün çıplaklığıyla görebilirsiniz.

Ancak böyle, gerçekten sevilmeye layık bir kadının 'ellerinin kıvrımlarındaki kayıtların' hakkınızda ne hüküm verdiğini bütün yalınlığıyla okuyabilirsiniz.

Ancak böyle yaparsanız, gerçekten sevilmesi gereken bir kadının, 'ıslıklı kahkahalarının' ve 'kaçamak hüzünlerinin' arkasına gizlediği gerçek kadınlığını keşfedebilirsiniz.

Böylece, sona ulaşmış olmanın rehavetine razı olmaksızın, 'sondan bir önceki'nin ilmek ilmek ördüğü yorgunlukların ardından, ıslak yağmurla sevişerek yalın ayakların izlerini kendine şal yapmış bir toprağı kendinize vatan yapmanın gücüne kavuşabilirsiniz...

Yağmura toprağı ıslatma şehvetini hatırlatan, toprağı yağmura yardım ve yataklık yaptıran ve cesur bir kadının ayak izlerini birer mühür gibi o toprağa kazıyan yasanın adı ise Eylül'dür...

Gerçekten sevilmeye layık bir kadının, herşeyi 'unutturarak', hemen ardından 'hatırlattıklarının' paragraf başlığıdır Eylül.

Kaderimizin, kadersileştirdiklerimizin sondan bir önceki mevsimidir...


25.EYLÜL.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ömer Çelik

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...