YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

28 Şubat: Bir numaralı iç tehdit

28 Şubat: Bir numaralı iç tehdit tarzındaki bir değerlendirmenin oldukça iddialı olduğunun farkındayım. Ama sürecin içerde ve dışarda oluşturduğu sonuçlara bakıldığında bu hükmün pek de yadırgatıcı olmadığı görülecektir.

Bakın içeriye:

28 şubat süreci, ülkede sosyal planda derin bir ayrımcılık hareketi başlattı. Medya kullanılarak yaygınlaştırılan bu hareket, toplumun dindar kesimlerini adeta 7'sinden 70'ine kadar devletle problemli hale getirdi. İnsanlar, kendi kendilerine bu ülkenin eşit bir vatandaşı mı yoksa paryası mı olduklarını sorgulamaya başladılar. Milyonlarca insanda "Bu ülkede yaşamaktan bunalıyorum, nereye gideyim?" duygusu geliştirildi. Toplumun yüzde üç oranında önemsediği "irtica" meselesi, bir numaralı iç tehdit kapsamına alınınca, evet, yüzde üçlük bir kesim belki heyecanla bu MGK kararına katıldı ama, geriye kalan toplum kesimleri medyaya manşet olan "topyekün savaş"tan bunaldı... İnsanlar okudukları okul sebebiyle, giyim-kuşamları sebebiyle, yaptıkları hayır sebebiyle, kurdukları dernek-vakıf sebebiyle ayrıma tabi tutuldu. Devlet memurları tedirgin edildi, işadamları tedirgin edildi, öğrenciler, öğretmenler, profesörler, yazarlar, siyasetçiler ne zaman üzerlerine sakıncalı damgası vurulacağı endişesine kapıldılar. Medya kuruluşları akredite-akredite olmayan ayrımına tabi tutuldu. Anayasal haklar çiğnendi. Evet, derin bir ayrımcılık hareketi oldu 28 Şubat süreci...

Bugün ülkede derin bir toplumsal sancı var. Neredeyse ülkede ortak bir heyecan üretme şansı kalmadı. Dünkü Yeni Şafak'ta Necmettin Türinay yazdı, daha önce bizler de yazdık, ülke insanı, hiçbir sorgulamaya gerek görmeksizin, adeta hiçbir olumsuz bedele aldırış etmeksizin kurtuluş umudu olarak AB üyeliğini görmeye başladı.

28 Şubat, toplum bütünlüğünü dinamitleyen bir vakıa oldu.

Bakın bakalım bugün 28 Şubat'ın en heyecanlı sivil kesimi kimdir?

Evet, sadece İşçi Partisi, bugün örtündüğü iğreti Kemalist kisve ile 28 Şubat'ın "irticayı tasfiye" adı altında yürüttüğü toplumsal kıyımı "Daha çok daha çok" diye kışkırtan kesim... Yüzde kaç sosyal tabana sahip İşçi Partisi?

Toplumun ruhi duruluğunu tahrip etti 28 Şubat...

Bir rehabilitasyon programı uygulansa, ne kadar zamanda yeniden iletişim sağlanır bu ülkenin münis çocuklarıyla bilmem...

28 Şubat'ın arkasında şu anda kim varsa onlara sesleniyorum, bir özeleştiri yapın... Toplumu kaybediyorsunuz, toplum-devlet ilişkileri tamiri güç biçimde tahrip ediliyor... Eğer gerçekten bir "iç tehdit" kaygısı varsa, yapılacak samimi bir özeleştiri, 28 Şubat'ın şu anda böyle bir toplumsal tehdit haline geldiğini gösterecektir.

Bir de dışardan bakalım:

İçerde islami her oluşuma kuşku ile bakılmasına yol açan 28 Şubat süreci, dış ilişkilerde de bir yandan İsrail-Yahudi lobisi eksenine otururken, buna bağlı bir sonuç olarak, İslam dünyası ile ilişkilerde de serinlik sürecine yöneldi. Soğudu ilişkiler. Adeta Türkiye, dünyada "İslam'ı tecrid" hareketinin parçası haline getirildi.

Bunun bedeli, dünyadaki İslam desteğini kaybetmekti.

Malezya'da yapılan İslam Konferansı Örgütü toplantısında kendi adayını genel sekreter seçtiremedi Türkiye... Sadece bu bile, yeterince ibret alınması gerekli bir hadiseydi. O gün açıkça söylendi: Türkiye bu İslam örgütünün, Arap ve Afrika'lı üyelerine ulaşamıyordu. Türkiye ve İslam Dünyası arasındaki denklem, sıcak zamanlarını kaybetmişti. Bir Özal yoktu ortada... O günlerde "Erbakan'ın prestijini kullanın, Erbakan'ı elçi olarak gönderin" diye yazdım. Bu yapılmadı, yapılamazdı, çünkü Erbakan, 28 Şubat'ın olağanüstü hukuk düzeninde yasaklı hale gelmişti.

Bir özeleştiri yaptı mı İKÖ toplantısından sonra Türkiye?

İstanbul'un 2000 Olimpiyatları için tanıtım direktörü olan Atilla Aksoy, bu alandaki şanssızlığımızın sebeplerini yorumlarken "Müslüman lobisini kaybettik, diyor. Lobi faaliyetlerimiz oldu ama başarılı olmadı. Nedir bu lobiler? Bir Müslüman lobisi, bir Afrika lobisi, az gelişmiş ülkeler lobisi... Bizim aldığımız destek şunu gösteriyor ki, Müslüman ve Afrika lobisini kendimize çekemedik." (23 eylül 2000, Hürriyet Cumartesi, Berran TÖZER'in mülakatı)

Şimdi ABD ile aramızda Ermeni soykırımı iddiası yüzünden problem çıkıyor. Sebep, Amerika'daki Ermeni lobisinin, seçimleri kullanarak siyasetçiler üzerinde yaptığı baskılar... Amerikan politikacısı, 300 bin Ermeni'nin baskısıyla, koca bir ülkeyi, üstelik en samimi müttefikini bir hamlede harcamaya yöneliyor.

Ne yapacak Türkiye?

Lobiye lobi ile karşılık verebilir mi?

İsrail'e verdiğimiz askeri ihalelerle vs ile olağanüstü yatırımlar yaptığımız Musevi lobisi de Ermeni taleplerine sıcak bakınca elimiz ayağımız bağlanıyor.

Amerika'da 300 bin Ermeni oyu var, 8-10 milyon Müslüman var.

Peki Türkiye'nin, bu Müslüman nüfusla samimi bir iletişim sağlamak ve onları Amerikan siyasetinde Türkiye lehinde ağırlık koymaya yöneltmek için bir çabası var mı?

Yok, olması da zor çünkü Türkiye'deki 28 Şubat mantığı, Amerika'daki Müslüman topluluklara da soğuk görüntüler halinde yansıyor. Kuzey Amerika Müslümanlarının buluşma zemini olan İSNA'da Türkiye'nin adı sadece dindar toplulukların yaşadığı acılar sebebiyle geçiyor.

Evet, 28 Şubat gerek içerde, gerek dışarda Türkiye'nin çıkarlarını tehdit eden bir süreç niteliği kazanmıştır.

Benim bu tehdidi değerlendirecek bir MGK'm yok.

"İç tehdit değerlendirmesi" yapıp, 28 Şubat sürecini başlatan Milli Güvenlik Kurulu'nun bu sürecin üzerinden üç buçuk yıl geçtikten sonra yeni bir tehdit değerlendirmesi yapma zamanı gelmiş, geçmektedir. Çünkü Türkiye, içerde ve dışarda kan kaybediyor.


25.EYLÜL.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Ahmet Taşgetiren

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...