Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Muhammed Salih'e de kulak verinGerilimli bir seyir takip eden Türkiye-Özbekistan ilişkilerinde yeni bir başlangıç, sağlıklı bir yakınlaşma mümkün mü? Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer, Türkiye'nin Orta Asya politikasının kişilere bağlı değil, kurumsallaşmış bir yapıya büründürülmesi gerektiği teziyle Orta Asya ziyaretini sürdürüyor. Ziyaretin en önemli safhası şüphesiz Özbekistan. Baskıcı yönetimi ile, halkına yaptığı zulümlerle, binlerce insanı hapislere doldurmasıyla, faili meçhullerle, hapishanelerindeki işkence örnekleriyle anılan İslam Kerimov'a göre, iki ülke ilişkilerinde yepyeni bir süreç başladı. İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın Taşkent ziyareti sırasında imzalanan anlaşmalarla Türkiye, Özbekistan İslami Hareketi'ne karşı savaşan Özbek özel timlerinin eğitimini üslendi. Buna paralel olarak bu ülkeye silah ve askeri teçhizat gönderilmeye başlandı. Bugüne kadar Orta Asya ile ilgili ortak konulardan Türkiye'yi ısrarla uzak tutmaya çalışan Kerimov, ne değişti de birden yüzünü Türkiye'ye döndü? Ülkesindeki sivil/demokratik muhalefeti yok eden, çoğunu hapislere dolduran, liderlik kadrosunu ülkeden kovan, hatta gittiği her yerde bu kişileri takip edip, suikast teşebbüslerine bile girişen Kerimov, bu uygulamalarıyla ülkesinin itibarını yerle bir etti. Özbekistan İslami Hareketi'nin giderek güçlenmesi ve Taşkent'e karşı başlattığı savaş da Kerimov'u ciddi anlamda tehdit ediyor. Ayrıca ABD Muhammed Salih liderliğindeki Erk Partisi'ni ülkenin resmi muhalefeti olarak tanıdı. Kendi halkı tarafından lanetlenen, dünyadan tecrit edilen Kerimov, bunlardan sonra yüzünü Türkiye'ye çevirdi. Yeni yakınlaşmanın askeri ve güvenlik ekseninde şekillendiğine dikkat etmek gerekiyor. Salih: Hiç inandırıcı değil
Türkiye-Özbekistan arasındaki son yakınlaşmanın niteliğini Özbek muhalefet lideri Muhammed Salih'e sordum. Bakın neler söyledi: "İki ülkenin yakınlaşmasını biz de istiyoruz. Ama bunun için gerçek bir zemin oluşmuş durumda değil. Kerimov'un Türkiye'ye bakışı değişmedi. Sıkıntıda olduğu için bu yolu seçti. Rusya ile çok yakın olamıyor. Türkiye ve dünyanın tepkisinden korkuyor. Kerimov'un nazarında Türkiye'nin hiçbir zaman özel bir yeri olmadı ve hâlâ da yok. Konjonktürel bir yakınlaşma. İnandırıcı bulmuyorum. Kerimov iktidarda iken Türkiye ile Özbekistan arasında hiçbir zaman sağlıklı bir ilişki kurulamayacaktır. Sezer'i bizzat karşılamadı. Böylece Moskova'ya da bir mesaj vermiş oldu." "Güvenlik anlaşmaları ve Özbekistan'a silah gönderilmesi Türkiye'yi Özbek halkı ile karşı karşıya getirebilir mi?" şeklindeki soruya Salih, "Bunu hiç temenni etmiyoruz. Türkiye'nin bölgedeki geleceği için çok kötü olur. Silah gönderilmesini istemezdim. Zira çatışmalar tamamen Kerimov'un baskılarından kaynaklanıyor. Bu silahlar için ortada gerçek bir hedef yok" dedi. Salih, Özbekistan İslami Hareketi'nin Kerimov için abartıldığı ölçüde bir tehdit oluşturmadığını, ancak ülke içine sızması durumunda ciddi bir tehdit olacağını belirterek, "Özbek halkı Kerimov'dan başka her türlü yönetime razı. Hatta Taliban'a bile. 'Yeter ki Kerimov gitsin' diyorlar. Nüfusun yüzde 95'i yoksulluk sınırının altında. Ülkenin bütün zenginliği Kerimov'un çevresindekiler arasında paylaşılmış. İçeride bir halk isyanı patlak verirse o zaman facia olacak. Bu aşamaya gelince bölgedeki savaşı kimse durduramaz" dedi. ABD muhalefeti tanıdı
ABD'nin kendilerini resmi muhalefet olarak tanıdığını, kendisiyle görüştüğünü söyleyen Salih, Taşkent'le uzlaşma beklentisi içinde. Bu uzlaşmanın kendilerinden çok Kerimov yönetimine yarayacağını, öncelikle kendi şartlarının kabul edilmesi gerektiğini belirten Salih, "Ancak Kerimov'un çevresinde bunu kavrayabilecek bir kadro yok" dedi. Türkiye'nin Orta Asya siyasetinin 10 yıldır hiç değişmediğini vurgulayan Salih'in kırgınlığı açıkça kendini hissettiriyor. "Türkiye'den ne beklerdiniz?" sorusuna, "Türkiye'nin Orta Asya politikası 10 yıldır hiç değişmedi. Türkiye'den bir şey beklemiyorum. Sadece Allah'tan ve halkımdan bekliyorum" şeklinde karşılık verdi. Bir tarafta silah desteği verilen bir diktatör, diğer tarafta binlerce mahkum, ülkesinden sürülen insanlar, işkence ile ölümler, açlık sınırında yaşayan bir halk, Kur'an okumaktan bile korkanlar, faili meçhuller, insan hakları örgütlerinin raporları... ABD Özbek muhalefetini resmen tanırken Türkiye askeri destekle baskıya daha da güç kazandırıyor. "Özbekistan ile yeni yakınlaşma" ve "kurumsallaşmış ilişki" biçimi ancak Özbek halkına da kulak verdiğimiz zaman mümkün olacak. Kerimov'un halkına karşı verdiği savaşa fiilen katılan Türkiye, Özbek halkını karşısına almış olacak ve bölgedeki saygınlığına büyük darbe vuracak.
ikaragul@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|