Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Mektuptan çıkan belgeMektuptan bir belge(!) çıktı. Doğru veyahut yanlış... Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı'ndan komuta katına gönderilmiş. Üzerinde yazıyı hazırlayanın telefon numarası bile var. Konu: 1982 Anayasa'nın değişikliği teklifleri ile ilgili. Bu değişiklik tekliflerinin ülkeye zarar vermemesi için alınacak tedbirler inceleniyor. Belgenin bazı bölümlerini sütunuma alıyorum: ..."1999 seçimlerinden sonra, ilk ciddi anayasa değişikliği teklifi Fazilet Partisi'nden gelmiştir. Daha sonra Anap'ın, Yargıtay Başkanlığı'nın anayasa değişiklik teklifleri ile TÜSİAD'ın, Türkiye'de demokratik standartların yükseltilmesi raporu, kamuoyunda tartışılmıştır." FP ve anayasa
Belgeyi kaleme alan merci, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı, anayasa değişikliği hususundaki görüşlerini de özetliyor. Öncelikle Fazilet Partisi'ni ele alıyor: "FP'nin değişmesini istediği 81 maddeden 57'si, makûl karşılanabilir. 10 madde, ülkenin bütünlüğü aleyhine kullanılabilecek hususlar ihtiva ediyor; 8 madde, Silâhlı Kuvvetlerin etkinliğini azaltacak mahiyette. 6 madde ise, laikliği tehlikeye düşürebilecek hususlardır." İstihbarat Başkanlığı FP'nin anayasa değişikliği teklifindeki önemli noktaları da özetleyerek, komuta katına sunuyor: "Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasını kısıtlayan hususların kaldırılması; MGK'dan kuvvet komutanlarının çıkarılıp, TBMM Başkanı'nın dahil edilmesi; 'MGK, kararları hükûmete bildirir' ifadesinin, 'tavsiye eder' şeklinde, 'Bakanlar Kurulunca öncelikle dikkate alınır' ifadesinin 'Bakanlar Kurulu gerekli gördüğü tedbirleri alır' şeklinde değiştirilmesi; YAŞ kararlarına yargı denetiminin getirilmesi; Askeri yargı alanının daraltılması; Türkçe'nin tek dil olmasının kaldırılması; Eğitim ve öğretim hakkının hiçbir şekilde engellenmemesi; YÖK'ün ve DGM'nin kaldırılması; Tüm çalışanlara toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesi; Diyanet İşleri Başkanlığı'nın özerkleştirilmesi; Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi ve yetkilerinin kısıtlanması; Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde yetkilerin azaltılması; TBMM'nin korunması görevinin askerden alınıp emniyet birimlerine verilmesi; Milletvekili ve bakanların dokunulmazlığının sınırlandırılması; parti kapatılmasının zorlaştırılması ve nihai yetkinin Meclis'e verilmesi; 12 Eylül harekâtını yapanların yargılanması ve 12 Eylül döneminde çıkarılan 668 yasanın Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesini yasaklayan geçici 15'inci maddenin kaldırılması." Belgenin düzmece mi yoksa doğru mu olduğu iki husustan anlaşılabilir. Sayfanın en başında "Andıç" yazıyor. Ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Bir de yazıyı hazırlayanın telefon numarası (2231) ilgililere ipucu verebilir. Eğer, TSK bünyesinde böyle bir çalışma yok da, yanlış istihbaratla yönlendiriliyorsak, Genelkurmay'dan yapılacak bir açıklama ile hakikat meydana çıkacaktır. Ama gerçekse rapor, bu hususta söyleyeceklerimiz var. Yılmaz'ın tavrı
Demek Mesut Yılmaz, bu şekilde istihbarat çalışmalarının yürütüldüğünü bildiği için, Avrupa Birliği sürecinde atılacak adımları gidip Genelkurmay Başkanlığı ile tartışıyor. Ve asker bazı gelişmeleri laiklik açısından veyahut ülkenin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde tehlikeli buluyor. Herhalde hassasiyetleri olan noktalar, FP'nin teklifinden alıp özetledikleri hususlar: YAŞ kararının denetlenmesi, MGK yapısının değişmesi, Meclis'in korunmasının sivillere verilmesi, sıkıyönetim yetkilerinin azaltılması vs... "Andıç" diye adlandırılan raporda Anap'ın Anayasa'da istediği değişiklikler de özetleniyor: "MGK aldığı kararları hükûmete 'bildirir' ifadesinin 'tavsiye eder' şeklinde değiştirilmesi; YAŞ kararları ile ordudan atılanlara yargı yolunun açılması; TSK'nın Cumhurbaşkanı veya Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetlenmesi; Türkçe'nin tek dil olması kaldırılarak diğer dillerin kullanılması imkânının getirilmesi; eğitim hakkının hiçbir şekilde kısıtlanamayacağı ilkesinin konması; Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin kaldırılması; Milletvekillerinin dokunulmazlığının sınırlandırılması; idam cezasının kaldırılması; YÖK'ün yeniden düzenlenmesi veya kaldırılması; DGM'lerin kanunla kurulup kaldırılabilmesi; Anayasa'daki tüm geçici maddelerin kaldırılması; Silâhlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri hariç çalışanların sendika kurabilmesi." TÜSİAD, Ecevit ve MHP
Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı, TÜSİAD'ın raporunu da incelemiş; aşağıdaki hususları "marjinal" bulduğunu ifade etmiş: "Savunma ve güvenlik konularının birbirinden ayrılması ve TSK'nın sadece savunma görevini yürütmesi; MGK'nın bir anayasal kurum olmaktan çıkarılması; Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması; Kürt sorununun çözümü için 'demokratik cumhuriyet'in kurulması." Rapora göre Ecevit ve MHP, TSK'dan geçer not alıyor: "DSP, kurulduğundan beri, en geniş özgürlüğü savunan parti olmasına rağmen, Ecevit, başbakan olduktan sonra, Anayasa değişikliği hususunda itiyatlı hareket ediyor. Ancak kimi milletvekilleri ile partinin seçmen kitlesi ve rakip olan CHP'nin söylemleri, Anayasa değişikliği konusunda Ecevit üzerinde baskı oluşturacaktır. ...1982 Anayasası'nın doğal savunucusu olan Anap, son haftalarda demokratikleşmeden özgürlüklerden ve Güneydoğu sorunundan en çok söz eden parti olmaktadır. ...MHP, anayasa değişikliği konusunda kendisini angaje edecek ifadelerde bulunmamaktadır. Seçmen kitlesinin milliyetçi yönünün ağır basması nedeniyle, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin üniter yapısı aleyhindeki, MGK'yı pasifleştirecek istikametteki tekliflere karşı çıkacaktır." İstihbarat Başkanlığı komuta kademesine bir de öneride bulunuyor: "MGK Koordinatörlüğü'nde bir çalışma grubu kurularak, değiştirilmesi halinde ülkenin üniter yapısını ve cumhuriyetin temel niteliklerini tehlikeye düşürecek anayasa maddelerinin belirlenmesinin, cumhurbaşkanının başkanlığında Parlamento'da grubu bulunan parti liderlerinin toparlanarak bu maddelerin öneminin vurgulanmasının, görüşleri ile Silâhlı Kuvvetlerini destekleyen köşe yazarlarının ve üniversitelerin bu konuları işleyerek kamuoyunu yönlendirmelerinin uygun olacağı değerlendirilmektedir." Yalanlama bekliyoruz
Eğer doğruysa, böyle bir çalışmanın Türk Silâhlı Kuvvetlerin bünyesinde yapılması, yasalara aykırıdır. Ordunun siyasete müdahale ettiği, kendisine yakın(!) köşe yazarları aracılığı ile kamuoyunu yönlendirdiği anlamına gelir. Oysa, herkes Türk Silâhlı Kuvvetleri'ne kendisini yakın hissediyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması, MGK'da kuvvet komutanlarının yer almamasını, Askeri Şûra kararlarının yargı denetimine girmesini arzu edenler ordu düşmanı değil ki... Manâsını bilmediğiz bu "Andıç'ın" sahte bir belge olmasını diliyoruz. Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması bizi aydınlatacaktır.
nilicak@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|