Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Şenol'un şansıMilli Takım İsveç maçını kazandı; bu başarı çok katmanlı bir kazanç oldu. Öncelikle Şenol Güneş'i kazandık. Ne yani diyeceksiniz; maçı kaybetseydik Şenol Güneş yerinden mi olacaktı? Şimdi bu gibi şeyler hiç belli olmaz. Bizim memlekette rüzgârın nereden ve hangi güçle eseceği, önüne kimleri katıp götüreceği hiç belli olmaz. Bakınız eski cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel "siyaset zalimdir" diye buyurmuştu. Şu günlerde bu söze muhatap olmuyor mu? Futbolda "şans" vardır. Topa vurursunuz, birine çarpar, kaleci bir yana top öte yana gider, gol olur. Orada kafası kategorize olmuş birileri homurdanarak: -Vurdurmayın efendim, vurdurmayın... diyebilir. Bu homurtunun futbol dünyasında kimseye yararı yoktur. Sahadaki adamlar ve hoca zaten "vurdurmamak" üzere çırpınmaktadırlar. Ama hangi çırpınış olacağın önüne geçebilir. Her neyse. İsveç maçının son dakikasında gelen penaltı Şenol Güneş'in "başarısı" olarak yorumlanmalı. Çünkü takımımız gerçekten de son dakikaya kadar, hatta uzatmalarda bile gol kovalamakta ısrarlı idi. Eskiden bu ısrara pek raslamazdık. Son dakikalarda genellikle maçı bırakmış olurduk. Bu beraberlik Şenol'un görevine devamını pekiştirdi. Yenilseydik en azından bazı kalemler "Şenol ile olmaz" diye tutturabilirlerdi. Çünkü bazılarının işi-gücü bu tür "olmaz, katiyyen olmaz" demekten ibarettir. Eh, Şenol'un da morali bozulacaktı. Daha işin başında bir yenilgi, hiç de hoş değil. Ama şimdi bir de Azerbaycan'dan bir galibiyet ile dönerse işler rayına oturacak. Bu ne demektir? Bu şu demektir: Fatih Terim ve Mustafa Denizli'den sonra Milli Takım'ın başında güven veren bir yerli hoca var demektir. Ve uzun vadede Şenol'un hem kendi kariyeri, hem de Milli Takımımız için bir güven unsuru demektir. Zaten bu üç isim dışında Milli Takım için başka bir yerli hoca adı da geçmemektedir. Şenol'un başarısızlığı artık ne Fatih Terim'e, ne de Mustafa Denizli'ye dönülmesini getirir. Olsa olsa bir yabancı hocayı davet ederler. Bu da futbolumuz için pek özlenir bir şey değil. Bu kazanımların tamamını uzatma dakikalarında atılan bir gole bağlarsak adını şans koymak yersiz sayılmaz. Ayrıca bu tanımlama takımımızın İsveç karşısında kötü oynadığını da göstermiyor. Bilakis ilk yarı çok iyi idik. Ellibeşinci dakikadan itibaren bocaladık. Rüştü'nün kurtarışları yanında yediği hatalı gol bizi yıkabilirdi. Eh, yıkılmadık. Tersine ufka umut ve güvenle bakıyoruz.
mkutlu@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|