Türkiye'nin birikimi... | ||
|
İrtica yaygarasının dikkatten kaçırdıklarıEgebank'ın hortumlanmasında asıl vehamet bankaya el konacağının bir gün önceden Murat Demirel'e haber verilmesinde değil. Elbette bu da önemli önemli olmasına da, bence asıl vahim olanı devletin Egebank'ın içinin boşaltılmasına uzun zamandır seyirci kalması. Açıkça ortaya çıktı ki bankanın içinin boşaltılmakta olduğu 30 ay öncesinden yetkililere haber verilmiş ve buna rağmen hiç bir tedbir alınmamış. Buna rağmen Azerbaycan Cumhurbaşkanına 9. Cumhurbaşkanı tarafından Murat Demirel için "dürüst ve güvenilir" iş adamıdır diye referans mektupları yazılmış. Evet 30 ay dikkati çekildiği halde devletin projektörleri bu hortumlama olayına çevrilmemiş. Peki neden çevrilmemiş? Çünkü o sıralarda projektörler başka noktaları aydınlatıyorlardı. Daha açık söyleyeyim. Birileri "iç düşman" diye mevhum irtica noktalarına dikkat çekmişti ve projektörler de o noktalara odaklanmıştı. Zinde güçler o nokta ile ilgilenir, oradaki masum insanlar "iç düşman" zannedip top ateşine tutarken meğer karanlık noktada kalan Egebank'tan ve bilmem hangi banktan milyarlarca dolar hortumlanmış. Nihai faturanın 8.5 milyar dolar olduğu söyleniyor. İyi vurgun hani... O zaman cılız bir kaç feryat duyulmadı değil, "O noktada belirtilen tehlike yok, dikkatler yanlış yönlere çekiliyor" diye. Ancak kah feryadın cılızlığından bu ikazlar duyulmadı, kah "irtica" yaygaralarının kuvvetinden. Şimdi az çok şafak söker gibi oldu da asıl kaçağın hangi noktada olduğu ortaya çıktı. Gün tam doğsun, kimbilir hangi kaçaklar keşfedilecek. Benim merak ettiğim nokta, "dikkat şu tarafta irtica var" denince bütün projektörleri o yana çevirip topları endaht eden ve böylece karanlık noktadaki büyük vurguna imkan tanıyan güçlerin bugün bir kullanılmışlık duygusunu yaşayıp yaşamadıkları. Hani bazen insanın başına gelir. Siz bir ideal uğruna çalışırsınız, bir hassasiyetin önderliğini yaparsınız. O esnada sizinle paralel duran insanlar farkedersiniz. Aynı ideali, aynı hassasiyeti onlar da paylaşıyor, size yardımcı oluyor görünürler. Aşkla şevkle çalışırsınız. Nice sonra, çoğu kere iş işten geçtikten sonra, farkedersiniz ki idealist görünen o insanların ayrı bir hesapları vardır. Sizin hasbi zannettikleriniz aslında hesabi imişler. Sizin heyecanınızı, idealizminizi kendileri için bir yarara dönüştürmüşler. İşte ben bütün dikkatlerini "irtica"ya çeviren, "bin yıl da olsa mücadele edeceklerini" söyleyen bu insanların şimdilerde böyle bir kullanılmışlık duygusuna kapılıp kapılmadıklarını merak ediyorum. "Dikkat irtica!" yaygarasını koparanların malı nasıl götürdüklerini farkettiklerinde başka ne hissetmiş olabilirler? Çünkü ancak böyle bir kullanılmışlıkla bazı şeyler izah edilebilir. Herkesin nefes alışlarını izleyen, öyle bir güce sahip oldukları izlenimini veren bu kimseler nasıl oldu da bunca bankanın hortumlanmasını farkedemediler? Farketmemelerinde kimi eski meslektaşlarının yeni yönetim kurulu üyelerinin ikna kabiliyetlerinin rolü olmuş mudur? Sevgili Mehmet Şeker iki hafta önce bazı bürokratların emekli olunca hangi holdingin, hangi bankanın yönetim kurulunu şereflendirdiğinin -eminim tam olmayan- bir listesini vermişti. Bana ilk bakışta bu üyeliklerin bu bürokratların yetişmişlikleriyle hiç de bağlantısı yok gibi geldi. Belki de yetişmişlikleri iş başındaki meslektaşlarını zaman zaman iknaya yarıyordu ve dikkatlerin karanlık noktalara çevrilmesini önlüyordu. Şuna eminim Egebank soygununu atlayanlar bugün ya kullanılmışlık duygusunu yaşıyorlar yahut ya bizim de foyamız meydana çıkarsa korkusunu. Bakalım "irtica" yaygaraları daha hangi soygunları dikkatten kaçırdı?
makifaydin@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim | Dizi |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|