Çalışanın Sesi

1. Yusuf ÖKSÜZ (KONYA): "01.03.1974 tarihinde SSK'na tabi olarak çalışmaya başladım. 28.02.1977 tarihinde askere gittim. Kıdem tazminatımı aldım. Askerlik dönüşü 12.12.1978 tarihinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nda memurluğa başladım. Askerlik hizmetimi borçlandım ve ödedim. 04.09.1985 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na geçtim. 6. derecenin 3. kademesinden 14.05.1992 tarihinde memurluktan istifa ederek ayrıldım. 15.05.1992 tarihinde özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyorum. SSK'na dilekçe vererek hizmet birleştirmesi yaptım. 01.04.1999 tarihinde emekli olabileceğim yazısını aldım. Şu anda özel şirketteki işime devam ediyorum. / Emekli Sandığı'nda 15 yıl görevimin karşılığında hak ettiğim emekli ikramiyemi, SSK'ndan emekli olursam alabilirmiyim? Emekli Sandığı'ndaki emekli ikramiyemin akıbeti ne olur?"

Okuyucumuz, SSK'ndaki hakedişi doğrultusunda yaşlılık aylığını hak ettiğini bildirmektedir. Bu nedenle emekli oluşu hakkında açıklama yapmamın gereği yoktur. Bütün sorun, SSK'ndan emekli olması nedeniyle 15 yıllık memurluğu nedeniyle sözkonusu ettiği emekli ikramiyesini alıp alamayacağı sorunudur.

2829 sayılı "Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun"un 12. maddesinde "Emekli İkramiyesi" konusu düzenlenmiştir. Bu maddede belirtildiği üzere, emekli ikramiyesinin ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılma şartı bulunmaktadır. Anılan Hizmetleri Bİrleştirme Kanunu'nun hükümleri doğrultusunda çıkarılmış bulunan Hizmetleri Birleştirme Yönetmeliği'nin 8. maddesinin son paragrafında-fıkrasında, "Bu Kanunun 8'inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden son 7 yıllık sürenin yarısından fazlasının T.C. Emekli Sandığında geçmiş olması nedeniyle bu Kurumca aylık bağlanmış olsa dahi, son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevden ayrılmayanlara emekli ikramiyesi ödenmez. Bu gibilerin ayrıldıkları görev itibariyle kıdem tazminatı alma hakları varsa bu hakları saklıdır." denilmekte ve bu husus teyit edilmektedir.

Belirtilen hükümler doğrultusunda okuyucumuzun sorusuna olumlu cevap vermek mümkün değildir. Yani SSK'ndan emekli olurken emekli ikramiyesini alabilmesi imkânsızdır. Ancak Kanun'daki şartları yerine getirmesi, yani Hizmetleri Birleştirme Kanunu'nun 8. maddesi doğrultusunda, son olarak Emekli Sandığı'na tabi olarak, 3,5 yıldan fazla çalışma çalışması ve Emekli Sandığı'ndan emekli olması halinde, önceki hizmetlerinin emekli ikramiyesi de ödenebilecektir.

2. Ömer ERCAN (KONYA): "Eşim Hülya Ercan, 20.02.1964 doğumludur (ana yaşı büyük). 02.09.1980'de Emekli Sandığı'na mensup devlet memurluğu görevine başladı ve maaş aldı. Kayıtlara da 1962 doğumlu gibi geçmiş. 14.08.1990 tarihinde memurluktan ayrıldı. 01.04.1996'da sigortalı oldu ve devam ediyor. Hizmet birleştirmesinde Emekli Sandığı, 18 yaşın altındaki 17 aylık süreyi hizmetten saymadı. Ancak sayılmayan dönemde her memur gibi kesenekler kesildi. Yani eşime yaşı 16 iken 18 gibi algılanıp maaş ödenmiş oluyor. Bu durumda ne yapabiliriz. 506 sayılı Kanun'un Geçici 54. maddesi bize de geçerli ise Emekli Sandığı'nın 18 yaş altını saymama nedeni ne olabilir?"

Hizmetleri Birleştirme Kanunu'nun 6. maddesinin hükmü şöyledir: "Kurumlardan herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, sigortalılık süresinin başlama tarihidir. / Şu kadar ki, emeklilik veya yaşlılık aylığına hak kazanılıp kazanılmadığının tespitinde, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu'nu 1425 sayılı Kanunla eklenen ek 7'nci madde kapsamına girenler hariç, 18 yaşından önce kurumlardan herhangi birine sigortalı olanların sigortalılık sürelerinin başlama tarihi, 18 yaşını doldurdukları tarih kabul edilir." Bu hükmün Hizmetleri Birleştirme Yönetmeliği'nin 4. maddesinin ikinci fıkrasındaki açıklamasına göre, kazaî rüşt kararı almak suretiyle 15 yaşını doldurduktan ve 1.12.1970 tarihinden sonra E.Sandığı'na tabi görevlere girenler ile 1.4.1981 tarihinden önce SSK'nda 18 yaşın dolumundan önce sigortalı olarak tescil edilmiş bulunanların hakları saklıdır. 506 S.K.nun Geçici 54. maddesi, okuyucumuzun eşinin durumuna uygulanmaz.