Türkiye'nin birikimi... | ||
|
Evrensel hikmetin kaynağı
Allah "hikmet"i dilediğine verir. Hikmetin tükenmez kaynağı ise, "Aziz Kur'an"dır. Çünkü okyanuslar mürekkep, ormanlar kalem olsa, Kur'an'ın taşıdığı "hikmet"leri anlatmaya yetmez. Kur'an, Zebur, Tevrat ve İncil'i özünde taşıyan, birleştiren, eriten ve aşan son kutsal kitaptır. Sonradan özlerinden ayrılsalar da "Vahiy" Mısır, Babil, Yunan ve Roma medeniyetlerinin ana ışığıdır. Düşünce, bilim ve sanat olarak, bütün medeniyetler, aslında Kur'an'a düşülmüş birer dipnotturlar. Batı düşüncesi ise, Alfred North Whitehead'ın dediği gibi: "Platon'a düşülmüş bir dipnottur." Adem Peygamberle başlayan "Moniteizm" ve "Politeizm" çatışması, Kıyamet'e kadar devam edecektir. Beyan Yayınları'nın ömrünü "kitab"a adamış kurucusu Ali Kemal Temizer, Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Hoca'nın kitaplarından oluşan diziye "Aziz Kur'an"ı da ekledi. "İslam Peygamberi"nden "İslam'da Devlet İdaresi"ne kadar Hoca'nın "Batı" dillerinde yazılmış bütün kitapları bir bir Türkçe'ye kazandırılıyor. Hamidullah Hoca, Paris'i, İstanbul'dan sonra Avrupa'nın "İkinci büyük müslüman şehri" olarak gördüğü için, İslam'ın ana kaynaklarını tek başına Fransızca'ya aktardı. O bir yüzyıla yaklaşan ömrü boyunca, müslümanların Avrupa'daki "Görünmeyen üniversite"si olmak için, bütün dünyadan gelip, çevresinde toplanan öğrencileriyle olağanüstü bir gayret gösterdi. Hamidullah Hoca'yı yetmişli yılların ilk yarısında Erzurum İslami İlimler Fakültesi'ndeki seminerleriyle yakından tanıma imkanım oldu. Ben yıllarda İşletme Fakültesi'nde, Üretim Yönetimi Bölümü'nde asistandım. Hoca "Peygamberimizin hanımları bütün müslümanların anneleridir. Irkı, rengi ve dili ne olursa olsun, her müslümanın anadili Arapça'dır" derdi. Bu yüzden de, seminerlerinde konuşma dili olarak Arapça'ya öncelik verirdi. Paris'te kaldığı küçük bir odadaki evin sahibi hanım Hoca için, "O gerçek bir ermiştir" dermiş. O gerçekten yaşayışı, üretgenliği, tutum ve davranışlarıyla Paris'i İslama hazırlayan büyük bir "Horasan Ereni"ydi. Basit ve yalın yaşamayla birlikte üretgen de olmanın erişilmez bir örneğiydi. Zorunlu haller dışında kesinlikle resminin çekilmesine izin vermezdi. Kitap ve araştırmalarından telif almazdı. Aziz Kur'an'ı Arapça ve Fransızca'dan yaptığı tercümelerle tanınan Mahmut Kanık ve Abdülaziz Hatip, akıcı ve duru bir dille Türkçe'ye kazandırmış. Kur'an'la birlikte diğer kutsal kitaplar üzerinde de büyük bir otorite olan Hoca'nın kitaplarının Türkçe'ye kazandırılması, ömrünün son yıllarında ona verilebilecek en büyük ödüldür.
ngurdogan@yenisafak.com
|
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|