YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan


  Arşivden Arama

 

 

Felaket fısıltıları

Türkiye, müthiş bir duyarsızlığın ve "kör" karanlığın içinde bir kez daha "belirsiz" bir geleceğe doğru savruluyor. Avrupa Birliği hayalleri de, demokratikleşme umutları da her geçen gün ufkumuzu kapatan siyasal bir basiretsizliğin anaforunda yokolup gidiyor.

Hükümet, bir yandan Avrupa Birliği'ne doğru atılacak adımları görüşüyormuş gibi yaparken, bir yandan da Genelkurmay'ın önünde "hazırol"a geçmeyi ihmal etmiyor. Öyle ki, bir gün bakıyorsunuz bizzat Başbakan Ecevit, demokratikleşme için önemli bir aşama sayılabilecek olan Anayasa değişikliği için düğmeye basıyor, ancak hemen arkasından "önemli" adreslerden gelen bir "işaret"le müthiş bir boyun eğmişlik içinde bu adımından geri dönüyor.

Ve koskoca bir ülke, çift yönlü bir teslimiyetin kıskacında bitkisel hayata doğru sürükleniyor. Lütfen, ülkenin içine düşürüldüğü karanlık fotoğrafa bir bakar mısınız:

Balina ve Kasırga rüzgarlarında içi boşaltılan bankalar batıyor, ekonomi IMF'nin koltuk değnekleriyle bile ayakta durmaktan aciz.

Kılavuzu Rahşan olan "Af Yasası", tarihte eşi benzeri görülmeyen bir beceriksizlikle adeta bir "af yarası"na dönüşüyor. Sokaklar, 1970'lerin terör görüntüleriyle alev alev...

"Ölüm oruçla"yla hergün biraz daha ölüme yaklaşan mahkumların dramatik görüntüleri...

Ve 2010'a kadar Avrupa fotoğrafında yokuz. Elbette ülkenin çivisi bir günde çıkmadı, bu bitkisel hayata da "birdenbire" girmedik.

Yıllarca, bir ülkeyi sahte umutlar, "resmi korkular" ve paranoyalarla bu kadar kanırtırsanız, sonunda varıp dayanacağınız yer, bireysel ve toplumsal hayalkırıklıkları olacaktır.

İşin acı olanı, henüz trajedi bitmedi, daha önümüzde "yüksek gerilimli" günler var. Asıl felaket senaryosu, Fazilet Partisi'nin kapatılmasıyla başlayacak. Eğer, ortalıkta dolaşan "felaket fısıltıları" doğruysa, FP kapatılacak, hem de kapsamı çok geniş yasaklamalarla...

Bitmedi, dahası var... Demokrasinin ve insan haklarının böylesine acımasızca biçildiği bir dönemin ardından Türkiye, yeni bir "12 Mart dönemi"ne girerse hiç şaşırmayın. "Felaket tellalları", şimdiden "tarafsız başbakan" söylemini fısıldamaya başladılar bile...

Doğrusu, Başbakan Ecevit'in sağlık durumu ve alternatifi olmayan hükümetin içine girdiği bitkisel hayat dikkate alındığında, hiç de yabana atılacak bir düşünce değil.

Acı ama, Avrupa Birliği ile ipleri koparmış, demokratik dünyadan hızla uzaklaşan bir Türkiye'nin bundan sonra varacağı ilk durak ancak bir "ara rejim" durağı olabilir.

Kaldı ki, 2000'lerin dünyasında hâlâ parti kapatmakta ısrar eden, geçmişte başbakanlık yapmış bir politikacıyı cezaevine tıkmak için gün sayan bir Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nde yeri olamaz.

Evet, "haki renkli" pijamalarla "ara rejim" fotoğrafına hoşgeldiniz!..

Kabul edelim ki, 28 Şubat'tan bu yana pusulasını yitiren, değişim rotasından çıkan Türkiye, bütün alanlarda yanlış seçimler yapa yapa bir ara rejim durağının önüne gelip dayanmıştır. Bu noktadan sonra çarkın geri dönmesi zor gibi gözüküyor, ama hiç de imkansız değil. Yeter ki, bütün cephelerde kuşatıldığımız "kriz hali" karşısında ortak bir "dil"de buluşarak, güçlü bir irade ortaya koyabilelim...


18.ARALIK.2000


Kağıda basmak için tıklayın.

Mehmet Ocaktan

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...