Ambalaj lafta kaldı
2 yıl önce zamanın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mustafa Taşar'ın tüm tepkilere rağmen uygulamaya koyduğu ekmeğin ambalajlı satılmasına ilişkin yönetmeliğe kimse uymuyor.
Kamuoyunu bir dönem oldukça meşgul eden ekmeğin ambalajlı olarak satılması konusundaki uygulama, yönetmeliğe rağmen zamana bırakıldı. Belirlemelere göre, Türkiye'deki mevcut fırınlarda altyapının uygun olmaması nedeniyle, Tarım ve Köyişleri ile Sağlık Bakanlıkları uygulamada ısrarlı olamıyor.
Fırınlar da, ekmeğin ambalajlanmadan önce dinlendirilmesi için yeterli alan bulunmadığı ve ambalajlama makinelerinin fiyatının yüksekliğini gerekçe göstererek, ambalajlama olayına sıcak bakmıyorlar.
Zorunluluk 1999'da başladı
20 Ağustos 1998'de Resmi Gazete'de yayımlanan "Türk Gıda Kodeksi-Ekmek ve Çeşitleri" tebliği uyarınca, ekmeğin daha sıhhi ve çağdaş koşullarda satılmasını sağlamak üzere ambalaj uygulaması getirilmişti. Böylece Türkiye'de ekmeğin sıhhi, hijyenik şartlarda üretilip üretilmediğine bakılmaksızın ambalajlı satış zorunluluğu getirilirken, uyum için sektöre 1 yıl süre verilmişti. Fırınların hazır olmaması nedeniyle verilen sürenin 1999 yılı sonuna kadar uzatılmasına karşın, tüketicilerin de ısrarlı olmamasının da etkisiyle, bu konuda fazla ilerleme sağlanamadı.
Tüketicilerin eğilimi
Uygulamanın başladığı dönemlerde, ambalaj makinelerinin fiyatının 185 milyon lira ile 10 milyar lira arasında değiştiği belirtilirken, yeterli yerli üretim olmadığı için bu makineler ithalatla sağlanabiliyor. Ekmek ambalajının üzerinde, ekmeğin ağırlığı, fiyatı, üretim tarihi ve üretici adının bulunması gerekiyor.
Ancak uygulama zorunluluğunun başladığı dönemlerde tüketiciler hem fiyat artışı hem de çevre kirliliğine neden olduğu gerekçesiyle karşı çıkmışlardı. İlk aylarda fırınlarda elle ambalajlama, naylon poşete koyma yoluna gidilirken, ambalaj üzerine reklam alma uygulaması da hiç rağbet görmedi.
|