![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
||
![]() |
“ Türkiye'nin birikimi... ” |
![]() |
![]() |
|
![]() |
Cürm-i meşhûdEskiden "cürm-i meşhûd" denirdi; artık onun yerine "suçüstü" tabiri kullanılıyor. Yenisi eskisinin yerini tutuyor mu? Katiyen. Eskisinin ahlâki bir gerilim uyandırdığı şüphe götürmezdi. Nedense cürm-i meşhuda uğrayan bir kimsenin mahvolduğu izlenimi doğardı. Suçüstü denildiği zaman adeta işin içine biraz mizah da girmiş gibi oluyor. Elbette suçüstü ibaresinin gerilimden arındırıldığı iddia edilemez; ama suçüstünün sahip olduğu gerilimi olsa olsa dedektif romanlarına mahsus bir gerilim sayabiliriz. Konuşulan dili benimsemiş olan insanların ruh durumu aynı zamanda o insanların içinde hareket ettiği anlamlar dünyasına da hakim. Bugün Türkiye bir cürm-i meşhut yaşıyor. Suçüstü sözü olan biteni dile dökmeye kâfi gelmiyor. Ülkenin günlük işlerini yürütebilmesi, hayatiyetini devam ettirebilmesi amacıyla alınan kararlar sırasında karar mevkiinde bulunan herkesin cürm-i meşhut halinde bulunduğunu söyleyebiliriz; ama belli bir sebepten ötürü onların cürm-i meşhut halinde yakalandığını söyleyemeyiz. Her ne kadar şahit olunan bir ve bir çok suç var ise de suça şahit olanlar suçluları yakalayacak mevkide değildirler. Daha tuhaf olanı şudur ki birileri işlenen suça iştirak etmek istedikleri için vaka mahalline uğramışlar ve fakat onların olaya müdahalesine fırsat tanınmamıştır. Meselenin bir tarafı budur. Yani Türkiye'deki sınıflaşma ve tabakalaşma özelliklerinin suç işlemeye liyakat kesbedenlerle suç işlemeye lâyık görülmeyenler arasındaki ayrıma dayandırılmasıdır. Meselenin diğer tarafı ise Türkiye'de sınıflar ve tabakalar arasında tahammül edilemeyecek derece ve oranlarda gelir farkı bulunmasına rağmen üst gelir öbeklerinin üstün nitelikli bir kültürün temsilciliğini yapamayışlarıdır. Dolayısıyla cürm-i meşhut halinde bulunduğu söylenebilen sadece bir avuç paralı zümre (giderek cebi para görmüş ayaktakımı) değildir. Herkim Türkiye'nin bir açığından yararlanıp toplumda belirgin bir yer sağlamışsa o bugün cürm-i meşhuda uğramış sayılır. Nedir işlenen suç? Türkiye'nin elden düşme, müstamel bir kültürle yaşamaya icbar edilmesidir. Züppelik uğruna ülkenin özgün yanını köreltenler karşısında tepkisiz kalınmasıdır. Azalan seyir takip eden her şeyden dolayı artıya geçilme eğilimine hız verilmesidir. Açıkçası bir kimsenin makamını yükseltmesi, kazancını artırması karşılığında ülkenin değerlerindeki alçalmaya ve ülke çıkarının gözden çıkarılmasına rıza gösterilmesidir. Bilmeliyiz ki bir ülkenin durumunu düzeltmeyi becerememek diye bir şey yoktur. Eğer bir ülkede çağlar boyunca durum düzelmiyor, işler kötüden betere gidiyorsa o ülkede hep bozukluktan kazanç elde edenlerin sözü geçiyor ve ülkenin düzelmesiyle işlerinin düze çıkacağına inananların hakkı hep yeniyor demektir. Hainler belli. Çıkarını ülkenin kötü duruma düşmesinde arayıp bulanların suçu besbelli. Belli olmayan suçsuzların (eğer onlardan bir yerlerde bir miktar kaldıysa) ne zaman, ne yapacağıdır.
iozel@yenisafak.com
|
![]() |
![]()
|
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim |
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV |
|