Apo bilmeyeni oynadı Öcalan, PKK'nın dış bağlantılarını açıklamasına karşın Türkiye'den destek veren kişi ve kuruluşlar hakkında bilgi vermedi. Apo, davanın üçüncü gününden itibaren, "Duymadım, bilmiyorum" taktiğine sığındı.
nkara- İmralı'da yargılanan teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın sorgu aşamasının bitmesine karşın PKK'nın 15 yıllık kirli ilişkilerinde birçok nokta karanlıkta kaldı. Öcalan, örgütün dış bağlantılarını tek tek açıklarken, içerden verilen destek konusunda "Görmedim, duymadım, bilmiyorum" taktiğini uyguladı. Öcalan'ın yargılandığı tarihi duruşmanın ilk 5 gününde kamuoyu PKK'nın ilişkide olduğu kişi ve kuruluşlar hakkında 'yeni' bilgilerle tanışamadı. Apo'nun birçok açıklaması da 'iddia' boyutunda kaldı. Müdahil avukatlarından Hanifi Altaş, Öcalan'ın hakettiği cezayı alacağını, ancak önemli olanın PKK terör örgütünün kirli ilişkilerinin ortaya çıkartılması olduğunu söyledi. İçerden destek verenler kimler? Altaş, terör örgütünün 15 yıllık ilişkilerinin, Öcalan'ın açıklamalarıyla sınırlı olmadığını hatırlatarak, "Davada Öcalan yargılanıyor. Mahkeme bunun gereğini yerine getirecek. Apo hakettiği cezayı bulacak. Ancak önemli olan terör örgütünün içerden aldığı destektir. Kimin veya kimlerin, hangi kuruluşların destek olduğu açığa çıkartılamadı. PKK'nın işlediği ve adının karıştığı birçok faili meçhul cinayat ve olay konusunda dava öncesindeki bilgilerimize yeniler eklenmedi" dedi. Öcalan, 31 Mayıs'ta başlayan davanın ilk iki gününde özellikle dışardan alınan desteği ayrıntlarıyla anlattı. Siyasilerle kurduğu ilişkilerin bir bölümünü de anlatan Öcalan, duruşmanın üçüncü günü avukatlarıyla yaptığı görüşme sonrasında net açıklama yapmaktan kaçındı. Pazarlık yapıyor Ankara 2 No.'lu DGM'ye verdiği 81 sayfalık savunmasında ve davanın ilk haftasında yaptığı açıklamalarda Öcalan, 'demokratik çözüm' peşinde olduğu iddiasına sığındı. Hatta bu sözleri müdahil avukatların 'barış güvercini' eleştirilerine neden oldu. Öcalan'ın bu tutumu, 'Devletle pazarlık yapıyor. Yargılanan bir kişi yerine kendini taraf kabul ediyor' değerlendirmelerine neden oldu. Bu arada duruşmalarda bazı ilginç bilgiler ortaya çıktı. Öcalan'la görüşme yapan gazetecilere Fatih Altaylı da eklendi. Altaylı'nın 1997 yılında Şam'a giderek terörist başıyla 'röportaj' yaptığı Öcalan'ın avukatları tarafından mahkemede dile getirildi. Gazeteci ordusu izledi İmralı'daki davayı izlemek için Mudanya'da kurulan Basın Merkezi'ne cuma gününe kadar 1048 kişi akredite oldu. Davaya yabancı basın da büyük ilgi gösterdi, ancak Öcalan'ın açıklamalarının 'beklenen doğrultuda olmaması' yabancı gazetecileri şaşırttı. Öte yandan Öcalan'ın beş gün süren duruşmalara aynı ceket, gömlek ve pantolonla çıkması dikkat çekiciydi.		Müdahil avukat İlkyaz: Tarihî fırsatı kaçırıyoruz     Öcalan davasına katılan 67 müdahil avukatın büyük bölümünün üye olduğu Türk Hukuk Enstitüsü, DGM'nin sivilleştirilmesi çalışmalarının davayı tartışılır hale getirmemesini istedi. Enstitü Başkanı ve müdahil avukatlardan İbrahim İlkyaz, "Sivillerin de muhatap olduğu, askeri yargıçların da yeraldığı bir tek merci DGM değildir. Askeri hakimin DGM'lerde bulunmasında bir isabetsizlik görmekteyiz. Ancak bu değişiklik Avrupa ve başkası istediği için değil, hukukun genel ilkeleri bunu emrettiği için yapılmalıdır. Öcalan davası tartışma konusu yapılmamalıdır" dedi. Öcalan davasının Avrupa kamuoyuna doğru biçimde anlatılması gerektiğine dikkat çeken İlkyaz, "Tarihî fırsat kaçmaktadır. Maalesef Avrupa basınında Türkiye'nin çektiği sıkıntılardan bahsedilmemektedir. 20 yıldır neler çektiğimiz, huzurumuzdan neler kaybettiğimiz Avrupa'ya anlatılmalıdır. Bu konuda siyasilere, Dışişleri'ne, basına ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşmektedir" dedi. MHP'li Mehmet Gül: Cani, kontrolünü kaybediyor Yalova- Deniz Nakliyat Bayan Voleybol Takımı'nın A-1 play off yükselme maçlarını seyretmek için Yalova'ya gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, İmralı'da yargılanan terör örgütü elebaşısı için " Öcalan, bir şovmendir" dedi. PKK terör örgütü elebaşısı Öcalan'a verilecek cezanın hukuki manada belli olduğunu belirten Gül, "Apo'nun yaptığı barış çağrılarının ardında canını kurtarma kaygısı yatmaktadır. Hukuken alacağı cezanın idam olması beklenmektedir. Yakalandıktan sonra hizmete hazır olduğunu söylüyor. Bunların hiçbiri ciddiye alınamaz. Türkiye'de hiçbir şekilde mahkeme kararlarına karşı çıkılmaz. Meclis, bu konuda kesinlikle kararlı olmalıdır. Yani yapılanlar sadece Apo'nun şovudur. Barıştan bahsederken bile, Güneydoğu'da insanlar ölmektedir. Eğer etkili ise onu önlemesi gerekirdi. Cani, yavaş yavaş kontrolünü kaybetmektedir" dedi.
|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA || || DÜŞÜNCE || YAZARLAR || SERBEST KÜRSÜ || || AÇIK OTURUM || LİNKLER || || YENİ ŞAFAK'a Mesaj ||
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED