Logo... Yazarlar...

İsmet ÖZEL

Devletle görülecek hesabı olmak

G azete yazarlığının rahat günlerindeyiz. Devlete sataşan satırları alt alta sıraladınız mı parlak bir sonuç elde edebiliyor, okuyucunun taktirine veya teveccühüne mazhar olabiliyorsunuz. Devletin vatandaşa revâ gördüklerine dair ne deseniz haklı çıkıyorsunuz. Bu fırsattan yararlanmayan da hemen hemen yok gibi. Atış serbest. Vur vurabildiğin kadar. Havanda su dövüyorsun nasıl olsa.

Asırlar boyunca devlet aleyhine konuşmanın çok netâmeli olduğu bir ülkeye bu rahatlık nereden geldi? El-cevap: İçinde bulunduğumuz sosyo-politik şartlar mezkûr rahatlığın yegâne sebebidir. İnanılacak gibi görünmüyor; ama gerçek şu: Türk devletinin iç ve dış düşmanlarını tamamen etkisiz hale getirdiği bir dönemde bulunuyoruz. Yanlış okumadınız. Türk devleti iç ve dış düşmanları karşısında fâik durumdadır. İşte bu sebepten, yani devletle görülecek hesabı olan hiçbir unsurun baş göstermediği bir ortamda bulunuşumuz yüzündendir ki rahatlıkla devleti kınayabiliyorsunuz. Devletin noksanını dışa vurabiliyor, gerekirse yüzüne vurabiliyorsunuz; çünkü bir hususta devleti borçlu gösterdiğiniz zaman aynı hususta bir başkasının (bir başka devletin veya ülkede yönetime talip bir siyasi gücün) alacak hanesine bir şey kaydetmeniz mümkün değil. Eğer mümkün olsaydı, o şartlarda devlet aleyhine kim gıkını çıkarırsa onun akıbetinin pek parlak sayılmayacağını bilen bilir.

Komünistlerin devletle görülecek bir hesabı yok. Gerçi komünist de yok; ama olsaydı bile devlete şart koşma konumunda bulunmayacaktı. Cumhuriyet ilân edildiğinden bu yana şeriatçıların devletle görülecek bir hesabı olup olmadığı kocaman bir soru işareti. Çünkü ezanın Arapça okunması, günlük hayatta tesettüre riayet edilmesi ile devletin "kısmen de olsa" din esaslarına dayandırılma talepleri arasında çok büyük bir mesafe var. Şeriatçıların takibattan kurtulma çabalarını devletle görülecek hesap derecesine çıkarmak değme yiğidin harcı değil. Kürt milliyetçilerinin durumunu da devletle hesap görme aşamasında saymak gerçekçi olmasa gerek. Kürtlerle ilgili olarak devlet aleyhine söylenenler Kürt milliyetçiliği lehine söylenmiş olmuyor. Alevîlerin de devletle görülecek bir hesabı yok. Zira onların Türk toplumunu tamamı üzerinde devlet denetiminin gevşemesini isteyeceklerini söylemek mantığa sığmaz. Görünen odur ki Türk devletinin potansiyel iç düşman sayacağı unsurlardan hiç biri devlete şart koşacak bir konumu elinde bulundurmuyor. Bilâkis akla gelebilecek bütün siyasi ve sosyal öbekler devlete açıkça veya gizlice yamanarak kendilerini diğer öbeklerin vereceği zarardan koruyabileceğini düşünüyor. Bugün artık devlet rakipsiz güç olduğu için rahatlıkla eleştiriye konu edilebiliyor. Eğer devletin bir rakibi olsaydı, devleti her eleştirene o rakibin ajanı gözüyle bakılacak ve o bed-hâh kuşkusuz hak ettiğinden fazla "karşılık" bulacaktı.
 

iozel@yenisafak.com

  21 Eylül 1999 Salı

Geri



Komünistlerin devletle görülecek bir hesabı yok. Gerçi komünist de yok; ama olsaydı bile devlete şart koşma konumunda bulunmayacaktı. Cumhuriyet ilân edildiğinden bu yana şeriatçıların devletle görülecek bir hesabı olup olmadığı kocaman bir soru işareti. Çünkü ezanın Arapça okunması, günlük hayatta tesettüre riayet edilmesi ile devletin "kısmen de olsa" din esaslarına dayandırılma talepleri arasında çok büyük bir mesafe var.


 

|| ANASAYFA || GÜNDEM || POLİTİKA ||
|| EKONOMİ || DÜNYA || YAZARLAR ||
|| LİNKLER || SERBEST KÜRSÜ ||
|| YENİ ŞAFAK'a Mesaj || ABONE OL ||


Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© 1998 ALL RIGHTS RESERVED